Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Çocukla seyahat mi!

Valla ben çocukla seyahat konusunda hep rahat bir tip oldum.

Haberin Devamı

Hatta o kadar rahattım ki, oğlumuzun doğumundan 4 gün sonra uçmaya karar vermiş, biletleri almış, fakat ufak bir detayı unutmuş, pasaport çıkarma süresini hesaba katmamıştım. Sırf bu yüzden 8 gün gecikmeyle 12 günlükken seyahate çıkmıştık (vah vah Yonca!). Bilmem bu konudaki genişliğimi anlatabildim mi...
Ha anlatamadıysam şu da var bakın... İki kulağı birden orta kulak iltihabı olmuş, ateşi 40 seyreden biri 11 aylık, öbürü 5 yaşında iki çocukla, Dubai-Paris-Brüksel-Münih-Montreal filan da yaptım. Yolcuların ağlayan çocuklarımız yüzünden kulaklarına tıpa istediği, inişe doğru bir de ishal olmalarından dolayı paçalarımızdan akan kakalarla o feci uçuşu bitirip de Paris’e indiğimizde, ateşleri düşünce aynı pusette üst üste sızan çocuklarımıza bakıp karı koca bir şişe şarap devirmiştik (uzun yola uzun cümle)...

Gerçi Soner ve İnci Sarıhan’ı tanıdıktan sonra çocukla seyahat konusunda benim cesaret ve rahatlığım hiçbir şey ifade etmez oldu.

Çılgın bir karı-koca bu İnci ve Soner. Tanımayanları da yok gibi. Bir sürü insan bana onları anlattı da ben de öyle tanıdım. Kulaktan kulağa yayılan fısıltı gazetesi sayesinde “çocuklu seyahat” konusunda efsane olmuş durumdalar.

Bir oğulları var, adı Tibet... Tibet Çınar... Henüz 2 yaşında. Tibet 2 yaşında ama, 24 ayda hiçbir çocuğun yapmadığı km’yi bir bisikletle yapmış durumda.
“Bisikletle” dedim, bakın. Dikkat dikkat bisikletle!

Sarıhanlar bisikletle gidiyorlar her nereye giderlerse. Ama hani öyle “Evden çıktım yan mahalleye gittim” şeklinde değil yani. Örnek vereyim acilen:
Almanya-İsviçre-Avusturya-Slovakya-Macaristan’ı, 1 yaşındaki Tibet’le beraber 3486 km pedallayarak 54 günde gezivermişler. O
kadarcık yani!

Mesela biz çocukların göbeğini “tek” noktaya gömerken, onlar Tibet’in göbeğini beş bölüm şeklinde beş ayrı ülkede gömmüşler! Acayip kıskandım bu fikri. Nasıl düşünemedim ben zamanında, nasıl nasıl nasıl!

Bütün bu seyahatleri sırasında beni en çok güldüren ve düşündüren de Tibet’in her şart, koşul ve mekanda her gün dişini fırçalamış olması mesela. Yani bilmem anlatabiliyor muyum bu aileyi size!

Bu maceraperver bisikletle seyahat delisi aileyi bir takibe alın, müptelası olur, seyahat etmeye dair kafanızdaki her türlü bahaneden kurtulur, aha şu an işi gücü bırakıp bir bisiklet alır ve dünya turuna çıkarsınız. Ben niye hâlâ duruyorsam?

Sarıhanlar’ın çok şeker bir amaçları da var tabii bunu yaparken. Ama onu da ben söylemeyeyim, siz bir zahmet www.minikgezgin.com  'dan okuyuverin artık. Hem bu arada çocukla seyahate dair bilumum püf noktası öğretip psikolojik rahatlık da kazandırıyor onları takip etmek insana...

Bu kadar gaz ve güzel örnekten sonra hâlâ seyahat etmek için bahaneniz kalırsa...

Pes valla!

Yonca
“velespitöz”

Haberin Devamı

Ayıp

Haberin Devamı

- Kim olursa olsun, ne olursa olsun, bir TV kanalında bir adamın sünnetli olup olmadığının tartışılması vs... Çok rezilce. Buna tenezzül edip cevap vermek de gereksiz(di) ve hoş olmadı bence.

- Kim olursa olsun, ne olursa olsun, bir insanın rengi, dili, dini, ırkı konusunda dinozorlar zamanından kalma sözümona “espri” yaparmış gibi yaparak ırkçılık yapmak... Çok ayıp ve hatta suç.

Yonca
“utanç”

İtiraf

Yıl sonuna kadar kendime dair bir sürü, ama bir sürü itirafta bulunma kararı aldım. 2011 beni çok zorladı; ama sanırım beni kendi içimde bir sürü konuda karar aldırmak için yaptı/yapıyor bunu. Bu 2011 kesin beni bir şeye hazırlıyor, ama ne?

Ay neyse ne...

Şöyle düşündüm; içimde ne var ne yok atarsam rahatlarım ve kendi niyetimle yüzleşirim.

Twitter’da ha bire itiraf iki nokta deyip yazıyorum.

Çok eğlenceli.

Bir de itiraf ettikçe, şükredesim geliyor.

Bilmem o niye...

Yonca
“sifon”

Yazarın Tüm Yazıları