Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Cesaret neden hep yalnızdır, yalnız bırakılır?

Eğer geçtiğimiz Perşembe akşamı CNNTürk’de Saba Tümer’de onu seyrettiyseniz kesin şoka girip, takdir edip, duygulanıp, şaşırıp, dumura uğramışsınızdır.

Haberin Devamı

Umarım bütün bunları yaşamışsınızdır ve umarım helal olsun dediğim Siemens’den başka birileri daha çıkar da; Bakiye Duran kimdir, neleri nasıl başarmıştır, neler yapmıştır, ve nasıl da herkese örnek bir kadındır duyar, öğrenir ilgilenir; ona ve emeğine sponsor olur da, her şey harika olur. Amin. Bu yazıyı bayağı dolmuş şekilde yazıyorum aslında. İçimde fırtınalar kopuyor. Yılda 2 kere toplam 2 ay süreyle, o aylara mahsus, yardım amaçlı koşu, koşmak, spor vesaire anlatmaya karar verdim. Kendimi bu işi anlatmaya adadım. Evet resmen adadım. “Anlayana” diyerek yola çıktım. Gidebildiğim yere kadar da gideceğim. Aslında verdiğim karar, bu memlekette futboldan başka “şeyler” de olduğunu, yapıldığını; hatta o “şeyler” de kadınların da varolduğunu ve çok da iyi olduklarını kanıtlamakla da alakalı.Derdim size bunu bizzat kendim koşarak, yaşayarak her şeyi naklen anlatmak ve sizleri de spora özendirmek ve harekete geçirmek. Bizi çok feci tembel ve hantal buluyorum. Her türlü saçma veya ciddi sorunumuzu da bedensel hantallığımızın beyinlerimize yansımasına bağlıyorum tamam mı! Oh işte söyledim. “Hadi yemeğe..” dersin herkes parasını da vaktini de bulur kardeşim gelir, “Yürü spora...” dedin mi herkes kaçar. Bu kötü genetik kodumuzu acilen değiştirmemiz lazım. Hem de acilen. Ama biz böyle “faydalı” şeylerden çok çabuk sıkılan insanlarız. Yapamadığımız şeyin bahanesi bol olduğu gibi, yapana da “manyak” gözüyle bakıyoruz. O yüzden, koşuları yazdığım süre zarfında bile bazılarını “baymaktan” korkuyorum düşünebiliyor musunuz ne üzücü! Alın size başka tür bir mahalle baskısı! Bizim memlekette kendi başcağızına çabalayan insanlar hep yalnızlığa mahkumdur. Ay nasıl kızgınım kendime! Çünkü ben de Bakiye’ nin cesaretini yalnız bıraktım işte. Eşşek kafam benim, eşşek! Kim bayılırsa bayılsın demeliydim, haberi alır almaz anında yazmalıydım. Bakiye Duran’ın yazdığı o müthiş “hayat dersi” kitabını, akıl almaz öyküsünü, başardıklarını yazmayı hep erteledim. Erteledikçe de hata ettim. Büyük ve aptalca bir hata. Neyse ki Perşembe akşamı Saba Tümer’de onu karşımda görünce, ekrana kitlendim ve kendime geldim. Zaten beni bırakın, Saba Tümer de kitlendi. Canlı yayında kendisi de itiraf etti; “Biz programın sizinle olan kısmını bu kadar uzun planlamamıştık; ama sizi ve hayat hikayenizi dinledikçe, kısa kesemedim. Çok etkilendim...” dedi. Evet, Saba Tümer 20 dakika diye başlayıp 1 saat konuştu Bakiye Duran’la. Çünkü Bakiye Duran bir efsane; Türkiye’nin TEK KADIN ULTRA MARATONCUSU ve hatta hatta dünyadaki en iyi 5 kadın ultra maratoncudan da biri. Bir başladı mı koşmaya haftada 450-500km koşuyor. Beni duyuyor musunuz, 450-500km dedim! Bakiye 51 yaşında. Samsun’un 5 haneli Hilmiye Köyünde doğmuş. Köyde okul yokmuş. Okul olan komşu köyde de kızların okula gitmesine sıcak bakılmadığından, sırf okuyabilmek için daha uzaktaki köydeki okula, bağları bayırları dereleri koşa koşa aşarak gitmiş çocukken. Siemens sağolsun Bakiye’ yi anlamış, hayran olmuş, yalnızlığa terk edilmişliğine bir son verip sponsor olmuş da, Bakiye Duran’ın “Bir Ultra Maratoncunun Hikayesi - Cesaret Yalnızdır” adlı kitabı bastılmış. Alın kitabı, okuyun. İnsan eğer bir şeyi isterse, yapar kardeşim. Yapar. İstesin yeter. Gerisi bahane! “Kız çocuğudur, yapamaz, olmaz..” filan diyenler olur ya hani, hele bir okuyun da görün kız çocukları neler yapar, yapabilir ve yapacaktır da! Okuyun da kendinize de güveniniz gelsin. Kafanıza koyduğunuz neyse, yapabilirsiniz. Yeter ki uğrunda çalışın, çalışmayı isteyin. Okuyun ve insanın neler yapabileceğini görüp kendiniz karar verin. Takdir edin. Şu sahip olduğunuz güzelim sağlıklı ve çalışan bedeninizi Allah rızası için köreltmeyin. Daha ne desem, bilmiyorum ki!

Haberin Devamı

Bakiye Duran benim için inanılmaz bir örnek ve ilham kaynağı. Kendimce onunkinden farklı ama paralel bir amaç belirledim. Onu kendime örnek aldım, alıyorum. Aynen izindeyim. Azimli, çalışkan ve kararlıyım. Ölene kadar hiç durmadan çalışıp kendimi geliştireceğim. Çocuklarıma bundan başka bir miras bırakmasam da olur. Huzur içindeyim.

Haberin Devamı

Yonca

“Takipçi”

 

Garmin

En sonunda benim de bir Garmin saatim oldu. Her aklını koşmakla bozmuş insanın bir Garmin’i olması lazımmış. Öyle çok anlatan, öven, tavsiye eden oldu ki, ikna oldum. Hakikaten alet müthiş ve pratik. Binlerce saçma şey yok kafa karıştıran. Ne ihtiyacım varsa var. Süre, mesafe, kalp atışı ve koşu hızım. Budur. Ne cefaymış benimki. Artık koşmak için illa metreleri belirlenmiş bir yere gitme köleliğim bitmiştir. Özgürüm. Bundan böyle gittiğim her yerde bütün yollar, dağlar, bayırlar, ormanlar, ovalar benimdir. Kaçılın koşarak gezmekteyimdir.

Yonca

“saatli bomba”

Yazarın Tüm Yazıları