Paylaş
Bir e-posta düştü posta kutuma.
Öyle tek başına kalmış, öyle hassas ve ince; öylesine doğadan yanaydı ki yazılan satırlar, kafamdaki her başka satırı ve konuyu bir kenara bıraktım ve onun yanında olmaya karar verdim.
Ayılarımıza sahip çıkmak istiyorum ben de, evet!
Öldürülmesinler.
Öldürülmelerini ben de istemiyorum!
Bana yazan İzmirli bir Veteriner Hekimdi.
Erzurum’da öldürülmesine karar verilen Boz Ayı ile ilgili endişesini ve yapılmakta olan hatayı çok güzel dile getiriyordu.
Şöyle diyordu:
“Sayın Yonca TOKBAŞ,
Bu ülkede her gün ve aylarca onlarca kadının hayatına kıyan katillerin,sapıkların hiç birine ölüm cezası uygulanmazken yaban hayatta boz bir ayının yaşam alanına müdahale edilmesi sonucunda gösterdiği sert tepki sonucunda istenmeyen bir şekilde ortaya çıkan ölüm vakasını bahane edip bir hayvan için hiçte insani olmayan bir ölüm kararının alınması asla insani değildir.
Elbette ki bir vatandaşımızın hayatını kaybetmesinden bir insan olarak üzgünüz. Fakat bölgede başta HES inşaatları olmak üzere insan eliyle doğaya yapılan aşırı müdahale sonucunda doğada yaşayan yaban hayvanlarının yaşam alanları ve psikolojileri olumsuz bir şekilde etkilenmiştir.
Boz ayı için alınan ölüm kararı, kadınları katleden insan katillerle karşılaştırıldığında hiç de adil olmayan bir karar olup Uluslararası Hayvan Hakları sözleşmelerine, Hayvanları Koruma Kanununa ve AB'nin Animal Welfare ( Hayvan Refahı ) Mevzuat ve uygulamalarına tamamen aykırıdır.
Ayının rehabilite edilmesi için, Bursa U.Ü.Veteriner Fakültesi'nin Görükle Yerleşke'sindeki Veteriner Fakültesi ne ait çiftlikte daha önce kurulan "Vahşi Yaşam Araştırma Merkezi" nde rehabilite edilmesini sağlayalım ve tekrar doğaya kazandıralım.
Vahşi yaşamdaki canlılar ülkemizin zenginliği ve geleceğimizdir.
Hayvanları sebepsiz yere öldürerek doğanın dengesinin bozulmasına dur diyelim. Bu gibi olaylarda ülkemizde bulunan onlarca Veteriner Fakültesindeki bilimsel çalışmalardan istifade ederek boz ayıyı tekrar kazanalım, öldürülmemesi için sizin desteğinize ihtiyacımız var.
Köşenizde bunu yazabilir, bu yazdıklarımı dile getirerek boz ayının öldürülmemesi için ilgilileri uyarmada katkıda bulunabilirsiniz.
Şimdiden destekleriniz için teşekkür ederim,
Saygılarımla.
Adnan S.
Veteriner Hekim
İzmir Veteriner Hekimler Odası Veteriner Halk Sağlığı Çalışma Grubu Üyesi”
***
Aklıma bu satırları okurken ne geldi biliyor musunuz; Davutlar Dilek Yarımadası Milli Park’da eskiden hangi hayvanların yaşadığına dair bilgiler ve fotoğraflar vardır.
Orada bir adamın son kalan aslanı öldürdüğünü “gururla” gösteren bir fotoğraf sergilenir... Düşünebiliyor musunuz, bizim ormanımızda bir aslanımız varmış bir zamanlar.
Öldürülmeden önce yani!
Eskiden beri bakamam o fotoğrafa. İçim gider...
Durduk yerde öldürülmüştür o aslan çünkü. Eşe dosta hava basmak için.
O aslan, bizim “insani” keyfimize kurban edilmiş son “aslanımızdır”.
O günden beri korkarım bizim ormanlarımızda bir tane bile aslan yaşamamaktadır.
Yazıktır.
Yonca
“Ayıcık”
Bilin bakalım Radyo Ben’de ne çalıyor bugün?
Tıklayın dinleyin
Paylaş