Paylaş
Ama, bir hükümetin hatasını masum insanlara yüklemeyi akla getirmek bile o hükümetin yaptığı bariz hataya düşmekle aynı şey bence.
Hepimiz çok üzgünüz, çok kızgınız. Yine de sakin olmak lazım.
Gelen e-postalar, sağda solda yapılan sohbetler, insanların facebook’da gösterdikleri tepkiler hepsi çok endişe verici.
Yani ne istiyoruz?
Savaş mı?
Hiç olacak iş mi Allah aşkına?
Sen hem barış elçiliğine soyun, hem savaş naraları at.
İsrail Hükümet’i telafi edilmesi çok zor bir hata yaptı. İlişkilerimiz büyük bir darbe aldı. Yapılan suçtur ve hiçbir makul açıklaması yoktur.
Ama bu olanlar ne ülkemizde yaşayan yahudi vatandaşlarımızın suçudur, ne de yahudilerin... Suç onların suçu değildir.
‘One minute’ dönemi gönderilen ‘Boykot edilecek İsrail ürünleri’ listesi de yeniden gönderilmeye başlandı mesela.
Liste yüzlerce kere geldi gitti dün.
Her seferinde içine yeni şirketler de eklenmişti. Akşama doğru liste kabardı da kabardı. Listedeki bazı şirketlerin İsrail’le hiç alakası yok. Tamamen Türk şirketi olmasına rağmen yahudi vatandaşlarımıza ait olan şirketlerin de boykot edilmesinin istenmesi, beni iyice düşündürdü.
Bilgisizlik mi, yoksa birilerinin yönlendirmesine farkında olmadan safça alet olmak mı bu? Neyse ne. Ama çok dikkatli olmak lazım. Ne gönderdiğinize bir bakın, okuyun önce.
Biz, islami değil insani yardım amaçlı çıkmış olmalıyız yola.
Bence...
* * *
Başbakan çok ağır bir konuşma yaptı. Demediğini bırakmadı. Bilmiyorum tarihte kaç Devlet adamı bu kadar ağır konuşma yapmıştır. Ama o konuşmada hükümetimizin nasıl bir yol izleyeceği tam açıklanmadı. Konuşma çok etkileyiciydi; ama çıkan sonuç ve ileriye dönük strateji nedir?
Diyeceksiniz ki daha ne olacaktı? O da doğru. Zaten yapılması gereken, her şey de yapıldı aslında. Üstelik son derece hızlı bir şekilde yapıldı.
Peki bu durumda yalan yanlış listelerin elden ele dolaşması doğru mu?
Yahudi vatandaşlarımızın huzursuz edilmesi doğru mu?
Ben bu boykot meselesini ezelden beri pek anlayamam zaten. Yani dünya bu kadar globalleşmişken, bu işe nasıl olur kafam basmaz.
O listelerde sözü geçen şirketlerde çalışan yüzlerce, binlerce ‘insan’ var. Ekmek paralarını kazanan, o parayla çocuklarını okutan insanlar var. Ne nereli oldukları önemli, ne dinleri, ne mezhepleri, ne dilleri, ne ırkları. Masumlar.
Yani ne yapacağız?
İstifa edin mi diyeceğiz o insanlara da?
Düşünerek kalıcı çözümler üretmek için önce sakin olmak lazım.
Kim ne derse desin;
Masum yahudi çocukların bunca zamandır vatanları olarak benimsedikleri, doğup büyümekte oldukları bu topraklarda huzursuzluğa kapılmaları, ailelerinin tedirgin olmaları, çocukların okullarına gidememeleri bizim insanlığımızdan da şüpheye düşürür beni.
Barış gerçekten isteniyorsa,
Kınadığımız hatalar taklit edilerek elde edilemez ki!
Yonca
‘sağduyu’
Paylaş