Paylaş
O kadar az insanın gerçek anlamda tutkulu olduğu bir hobisi var ki! Hobisi olmadığı için en büyük hobisi sevgilisi.
Yanılıyorsam lütfen kafama domates atın.
Tutarlılıkla, tutkuyla, zevkle ve sürekliliğini, düzenini koruyarak, birine yaranmak için değil, sırf kendiniz için yaptığınız ne var diye sormalıyım belki de...
Ama dürüst cevap verin lütfen. Bana olmasa da kendinize!
O en sevdiğiniz şeyi haftada/ayda/yılda kaç kez yapıyorsunuz?
Ne zamandan beri?
Veya sevgili arayınca hemen erteleyip vazgeçebiliyor musunuz?
Yoksa sevgilinizle olan meşguliyetiniz yüzünden hobi edinecek vaktiniz mi yok?
Veya hatta sevgiliniz yoksa da, sevgili yapmak için dönemsel hobi geliştirmek derdinde olduğunuzdan bu soruyu düşünecek haliniz mi yok?
Gerçi bazen bu “sevgili yapma amaçlı hobi” ileride kalıcı da olabiliyor.
Her şeyde bir hayır var diyorum bakın yine de...
Neden insan sevgilisini hobi edinir ki? Aklı fikri neden sürekli onda olur? Sevgilisiyle neden bu kadar aklını bozar?
Onun için giyiniyor, yatıyor, kalkıyor, süsleniyor, yaşıyor, okuyor, sürekli onu takip ediyor, artık neyse onun istediği o şekilde yaşıyor bazıları. Kimi insanın artık kendisi yok gibi, bir tek “sevgilisi” var sanki. Dünyanın merkezi o sevgili.
Yani mesela whatsapp’da en son ne zaman oralarda görüldüğüne bakıp bunun üzerinden bin saat hikaye yazmaca hobisi filan geliştiriyor insanlar.
Hani bu işkadınlığından eve geçip sürekli toz almak gibi... İnsan yapacak bir işi olmayınca saracak bir şey arıyor tabi.
Hop sevgiliye sar en güzeli.
Gel buluşalım dersin, yok! Belki sevgilisi gelecek. Bir yere gidelim dersin, “belki” sevgilisiyle gidecek. Telefon açarsın, yok konuşamaz, belki şimdi arar çünkü,
en iyisi sen kapat... Hep senden, ondan, bundan önce, kendinden önce hatta, mutlaka sevgili var.
Oysa kendini oyalayacak kayda değer bir şeyi olsa, yemin ederim hem ilişkileri hem de kendi psikolojik hayatı çok daha zevkli olur.
Bunu da ne zaman söylesem herkes bana katılıyor; ama kim yapıyor bilmem.
Bakıyorum etrafımdakilere, resmen bütün takvim sevgiliye endeksli. En büyük öncelik onun. Ya tamam harika bir sevgilisin sen böylece belki ama, bu sağlıklı bir şey mi? Sıkılmaz mı insan? Yani bunun ne kadarı sağlıklı? E tabii sonra ayrılınca kafayı yer insan. Kocaman bir boşlukta kalır. Sen uzun zamandır kendin gibi değildin ki kolayca hayata devam edesin...
Ben yeminle yapamam bunu. Yapmadım da.
Aşkın, sevginin gösterme şeklinin bu olduğuna inanmam ben.
Sen hayatını kur, kendine göre bir düzenin olsun, sevgilin işin değil, gücün değil, hobin değil, sadece sevgilin olsun.
Bir hobi olarak sevgili seçilmişse, kesin yakın gelecekte büyük sorunlar var o ilişkide.
Biri beni hobi edinse, yemin ederim fenalık geçiririm. Hayatımda nefes alacak alanım kalmadı diye şikayet ederim, yalvarıyorum kendine bir meşgale bul derim.
Senin hiç işin yok mu, ne biçim adamsın derim.
Ben kendi hayatımı yaşamayı, ne olursa olsun kendimle oyalanmayı, tek başıma da olmayı çok severim. Önemserim.
Herkesin başkasının hayatını yaşamaya başlamadan, yaşamadan önce kendi hayatını yaşayabilmesini, bireyselliğini koruyarak aşkı ve birlikteliği tadabilmesini yürekten dilerim.
Yonca
“Sevgilimani”
Aşkıma kilit takar mısın?
Dünyada ilginç bir gelenek varmış. Hiç bilmiyordum. Birbirini sevenler, aşkını korumak için simgeleşmiş bir yerlere, mesela köprü, heykel olabilir, hem kendilerinin hem de sevdiklerinin isimlerini yazdıkları asma kilitler asıyorlarmış.
Paris, Berlin, Roma, Moskova, Seul’de bu bir çeşit gelenekmiş.
Kanyon da bu geleneği bize getiriyor ve Sevgililer Günü adına, özel bir heykel yaptırıyor.
24 Ocak–14 Şubat arasında bu heykele isteyenler aldıkları asma kilitleri asabilecekler.
Asılan her kilit için de Kanyon Toplum Gönüllüleri Vakfı’na 10 TL bağışta bulunacak.
Ben geleneğin bu kısmına bayıldım tabii. Ondan haber vermek istedim ki, Kanyon’daki heykele akın edin...
Aşkınız için bir kilit de siz takın, aşkınız gençliğe yarasın. Genç kalsın!
Süper bir karma olmaz mı sizce de?
Hadi.
Yonca
“kilidi takık”
Paylaş