Belgrad Ormanı, benim gördüğüm en güzel, en doğal, en gerçek, en insanı spora ve doğaya çağıran yer.
Bir şirketle anlaşılmış, koşu-yürüyüş parkuruna özel zemin döşeniyormuş. Şirketin ismini verip reklamını yapmak istemiyorum; çünkü reklamın iyisi kötüsü yok mantığından çıkıp bu kötü reklamdan bile faydalansınlar istemiyorum. Yalvarıyorum durun ve yapmayın! Koşan, yürüyen, spor yapan insan için zeminin en doğalı en makbul olanı. Bu işe kim el attıysa belli ki hiç koşmamış, hiç spor yapmamış. Durduk yerde o güzelim ormana zemin döşetmek sadece tek şey düşündürtür bana: çıkar! Ormana zemin yaptırmaya kalkanlar sporcu kafasından olsalardı, doğasever olsalardı bilirlerdi ki doğal çalı çırpı ve toprak örtüsü insana hasar vermez, sakatlanma olmaz. Dünyanın milyarlık zeminini yapın, hem doğaya hem dizlere zarar. Boşa dökülen bir para bu! Yazıktır. Bırakın orası öyle kalsın nooolur! Orası bir park değil, orman orman! Yonca “ormancı”
Likya
Likya Yolu Ultrama-ratonu’ndan haberiniz var mı? Hiiii yok mu? Türkiye’nin incisi diyebilirim. Başvurular hâlâ devam ediyor. 24 Eylül-2 Ekim arası rüya gibi bir çılgınlık yapasınız varsa www.likyayoluultramaratonu.com’dan bilgi alabilirsiniz. Yonca “Likya yolcusu”
Ruhuma rakı
Can Yücel’in mezarına yapılanlar bana da çok dokundu. O andan beri, ne yazsam diye düşündüm durdum. 17 Ocak 2011’de bu köşede yazdığım bir yazım var: Rakı, balık ve kadın diye. “Rakıyı en iyi kadınlar içer” diye başlayan... “Rakı; Sarı Zeybek’tir, Yeşil Efe’dir, eskiden kalma ama Yeni’dir. Beyaz leblebimizdir. Geçmişten bugüne, bugünden geleceğimize mirastır. Gelenektir. Yasak tanımaz. Özgürdür. Hicazdır, nihavenddir. ‘Makberdir’, ‘Bir ihtimal daha var o da ölmek mi dersin’ diyerek hayata avaz avaz tutturandır. Deşarjdır, ‘İkinci bahar’ımızdır bizim. ‘Kalamış’tır. Bizimdir, bizdendir. Eskimiz, yenimiz, tarihimizdir. Yadigardır. Sözünü esirgemeyen kadın gibidir. Benim gibidir... Yonca ‘Efe’” Diye biten. Ben gittikten sonra da ruhuma rakı dökülsün. Mirasımdır. Şimdiden. Yonca “buzlu”
Tüylenme
Yaz başından beri fotoğraf çekiyoruz, yüzüm bir acayip parlıyor. Sanki tam karşımdan ışık tutulmuş gibi Üstümde bir garip kadifelik. Yüzümü elliyorum, sanki bana ait değil. Anlayamadım nedir. Elime bir el feneri aldım, yüzüme bir tuttum ki, o da ne! Yüzümü sapsarı tüyler sarmış. Resmen yeni bir bitki örtüsü gibi. Uzun uzun sarı sarı tüylerim var yahu! Suratım bozkırlara benzemiş. Güneşten korunmak için sür Yonca sen o kremleri, sür şekerim sür sür. İşte olursun sarışın orangutan gibi! Bir ben miyim bu hale düşen? Koruma faktörü yüksek kremler anormal tüylenme yaptı mı sizde de? Çaresi ne bunun peki? Yonca “maymune”
Müjde
İlk defa, bomba gibi profesyonellerin danışmanlık verdiği, beslenme uzmanından koçuna, yarış takviminden antrenmanlara, atletizmden yüzmeye, bisikletten triatlonlara kadar her türlü bilginin alınabildiği nurtopu gibi bir web sitemiz oldu! www.antrenmanyap.com, tavsiye ederim efenim. Yonca “antren-manda”