Paylaş
İhmal.
Hayallerinin peşinde koşan çocukları için çırpınan, hayallerini gerçekleştirsin diye kendini paralayan; zoru seçen cesur evladını desteklemek için bağrına taş basan o anne babaya verilen cevap bu mu?
İhmal.
17 yaşındaki milli kayakçımız Aslı, antrenman yaparken geçirdiği kaza sonucu hayatını kaybetti hani...
Yapılması gerekenler yapılmadığı, önlenebilecek kazalar için gereken önlemler alınmadığı; elde imkan-karar-fikir-beyin-örnek-malzeme-insan gücü-zaman-mekan her şey olmasına rağmen bunların organize edilememesi yüzünden kayan bir hayatmış Aslı’nın hayatı öyle mi?
İhmal.
Aslı’nın bu dünyaya bir misyonla geldiğine inandıkları için ayakta durmayı görev edindiklerini söylerlerken, benim gözlerimi kapamak zorunda kaldığım, yüzlerine bakacak yüzü ve gücü kendimde bulamadığım, Aslı’nın o müthiş örnek anne babasına verilen cevap bu, öyle mi?
İhmal.
Aslı’nın ailesi, onun bu dünyaya bir misyon için geldiğine inanıyor artık. Haklılar.
Ben de öyle düşünüyorum. Öyle olmalı.
Başka türlü olamaz.
Onlar da Aslı’nın misyonunu üstlenmişler tamamlamak için her şeyi yapacaklar.
Başaracaklar.
Elin medeniyeti dünyanın sonu olacağını bilse bile, can güvenliği için alınması gereken hiçbir tedbirden asla ödün vermezken; her şeyin başına güvenlik, emniyet, sağlık maddelerini yerleştirirken...
Bizde canlarımızın güvenliği-sağlığı-emniyeti hala daha akla gelen en son şey bile değil.
İhmal.
Türküz ya biz, bize bi şey olmaz!
Yazık yazık yazık...
Bakın hayallerinin peşinde koşan bir çocuğa destek olan anne baba olmakla, kendi hayallerini çocuğa zorla dayatan anne baba olmak arasında çok önemli bir fark var.
Çocuğun ne istediğini, neyi sevdiğini önemseyen anne babalıkla, çocuğunun ne istediğini önemsemeyi bırakın, onu sırf kendi hırsları ve gösterişi için yaka paça zart dersi zurt dersi peşinde perişan eden anne babalık birbiriyle kıyaslanamaz dahi.
Biri ne olursa olsun vicdani bir huzur ve mutluluk, diğeri esas trajedi.
Aslı ne yapmak istediğini erkenden keşfetmiş, ailesinden de bu konuda sonsuz destek almış şanslı bir çocuktu.
Bir anne olarak kendimi Aslı’nın annesinin yerine koyamasam da denedim ve tüylerim diken diken ne düşündüm biliyor musunuz?
Ben de çocuğumun hayalinin peşinde gitmesine izin vermiş olmayı, çocuğumun en azından istediği şeyi yapabilmiş olmasını teselli edinirdim.
Bir anne olarak dileğim, ebeveynlerin kendi hırsları uğruna çocuklara istemedikleri şeyleri dayatmamaları ve çocuklarının hayallerini dinleyecek kadar duyarlı olmaları.
Aslı’nın anne babasının üstlendikleri o misyonu; çocuklarımızın, sevdiklerimizin hayallerinin peşinden gidebilmeleri adına, yerine getirmelerini can-ı yürekten istiyorum.
Yalnız değiller.
Sporcu olmak, sporcu yetiştirmek gerçekten çok zor.
Yazıktır ki ülkemiz hala daha bunun önemini kavrayamadı.
Memlekette kalan sporcu hayatını kaybediyor; Amerika’ya Avrupa’ya ihrac ettiğin dünya çapında sporcu oluyor, hayatı kurtuluyor.
Fark bu!
Keşke okullar, anne babalar, belediye, hükümet, o bu şu sistemde kim varsa, her spor dalında binlerce Aslı yetiştirmek için elbirliği yapsa.
Yetişenin de hayatını İHMAL yüzünden kaydırmasa!
Pamuklara sarıp bu özel çocukları eller üstünde yaşatsa...
Yonca
“hayallerinin peşinde koşan 2 küçük çocuğun hayalci annesi”
Çarpan etki
Türkiye Özgür Eğitim Kültür ve Sanat Vakfı, “Müzelerde Yaşam Becerileri Eğitimi” kapsamında “Çocuklarla Alternatif Enerji” üzerine eğitim programları yapmaya başlıyor.
Kemerlerinizi bağlayın ve uçuşa hazır olun derim. Harika bir proje bu.
Programa katılacak çocuklar için her şey tümüyle ücretsiz! O kadar ki, projeye katılacak olan okulların öğrencilerinin santralistanbul Enerji Müzesi’ne geliş-gidişleri, orada bulundukları süre içinde yiyecek içecek ihtiyaçları bile proje bütçesinden karşılanıyor.
Çocuklar bu eğitimlerde, üzerinde neredeyse hiç düşünmediğimiz enerji kaynaklarını tanıyacak, ve mesela her biri kendi rüzgar türbinini kendisi inşa edip evine götürüp anne babasına tüm öğrendiklerini bire bir anlatacak. Çünkü projenin temel amaçlarından biri de “çarpan etki” yaratmak. Yani çocuklar aracılığı ile daha geniş kitlelelere, öğretmenlere, anne-babalara da ulaşabilmek.
Amaç her kesimden yaklaşık 1300 çocuğa ulaşmak. Çünkü; çocuklar “geleceğin karar vericileri”.
Geleceğin karar vericileri çocuklar evet.
Bu cümle çok önemli.
Farkında mısınız bilmem.
Yonca
“çarpık”
Paylaş