Aslan Cem ve Destina

14 yaşına daha yeni 19 Mayıs’ta girmiş bir kızım, biri de 10 yaşına bugün daha yeni giren bir oğlum var.

Haberin Devamı

Destina ve Aslan Cem.

Birinin tutkusu dans etmek, öbürününki futbol.

Birinin hayali dansçı olmak, öbürü bilimsel araştırmalar yapmak istiyor.

Her ikisi de risklerini filan anlatıp nelere dikkat etmeliler onları sıralıyorlar bana.

Ağzım açık dinliyorum.

İnsan ne istediğini bu kadar iyi bilebilir mi o yaşlarda?

Risk analizi filan yani... Yonca şokta!

Seyahatler yüzünden, evden uzak kaldım bu ara.

Öyle çok geldim gittim, öyle çok koşturdum ki, aptallaşmış durumdayım.

Çocuklar da zorlanmışlar… Özlemişler beni.

Kızım çok güzel dile getirdi duygularını. Oğlum da.

Çok şükür pata küte de olsa herkes maşallah duygularını döke saça yaşıyor evde.

Karı-koca keza aynen öyleyiz. Anlaşamadığımız konularda sıkıysa tut bizi.

Haydeee herkes dibine kadar savunuyor kendi kalesini.

Haberin Devamı

İçine bi şey atan yok yani. Her şey dışımızda.

Hatta geçen gün sırf bu yüzden şahane bir playlist yaptım Spotify’da; “Kocama tepem atınca” tadında.

Buna binlerce kez şükrediyorum.

Yoook, tepemin atmasına değil, herkesin duygularını yaşayabiliyor olmasına.

Hala eksiklikler var gerçi. İlla alışmışız bazı şeyleri idare ediyoruz.

Kadınlar ediyor yani. Kendimi idare ederken yakaladım da. Şimdi bu konuda yeni çözümler ve şeffaflıklar peşindeyim.

Du bakalım...

Özetle, çocuklar beni özlemişler.

Nasıl inanılmaz mutlu oldum özlendiğim için anlatamam. Nadir duyduğum bi şey.

Bir yandan da içime bir şeyler battı.

Her şey öyle basit görünmesine rağmen bazen öyle karmaşık ki!

Hepimizin hassas olduğu zamanlar var. Bazen biri bana hançer soksa canım yanmıyor, ama bazen birisi bir kuş tüyü ile dokunsa ölüyorum acıdan.

3-4 gündür kuş tüyü bile canımı acıtabiliyor.

Bağış toplamak için koşmaya, TEGV çocuklarımla çalışmak, TOG’lu gençler için bir şeyler yapmaya uğraşmak ve bunları yazmak, yani çalışmak için evden uzak kaldığımda amacım bana o kadar değerli ve iyi geliyor ki, çocuklarımdan uzak kalmayı daha “katlanılabilir” buluyorum.

Onlar da bunu çok iyi anlıyorlar.

Çok şükür anlıyorlar.

Ama sonra bunca yoğun şeyden sonra, mutlaka bir nefes almam gerekiyor. Hayat sanki duruyor benim için. Her şey önemini kaybediveriyor.

Dursun istiyorum bi herkes.

Haberin Devamı

Herkes dursun ki ben çocuklarımla zamanı telafi edebileyim.

Yazı yazmam gerektiği hissi peşimden kovalamasın. Kovalamasın beni çünkü o duyguyla yazmak ta güzel gelmiyor bana.

Ama gerçekte zamanı yerine koyamıyorsun ve zaten çocuklar hep çok meşgul ve dahası seni ne kadar özleseler de 3 saat sonra herkes özlemi unutup arızaya bağlayabiliyor filan.

Çok gülüyorum buna.

Ben de özlediğimi unutup ejderha gibi ateş saçabiliyorum anında.

Her neyse...

Uzattım saçma sapan yine.

Bugün oğlum 10 yaşına giriyor.

Evde tek rakamlı yaşı olan kimse kalmıyor.

Beni sürekli düşünmeye, her kelimemi özenle seçmeye, ve çok acayip bir farkındalığa iten; dahası beni en çok ne istediğini bu kadar net bilmesiyle ve akıl almaz felsefeleriyle her daim şoka sokan oğlum Aslan Cem bugün 10 yaşına giriyor.

Haberin Devamı

Şu anneliğe isyan ettiğim çok oluyor. Bazı şeyler insanların başına boşuna gelmiyor inanın. Ben anneliği hak etmedim dediğim çok zaman oldu. Kendimi beğenmediğim, nefret ettiğim çok fazla zaman da oldu.

Çocuklarımın “kolay” çocuklar olduğunu bilsem de “öf” dedim kimi zaman.

Fakat o beğenmediğim zamanlardan bugünlere gelince, şunu görüyorum;

İki çocuğumun bana öğrettiklerini yüzbinlerce okul asla öğretemezdi.

Onlar için ve onlar yüzünden yaptığım şeyleriyse hayatta hiç kimse bana yaptıramazdı.

Sayelerinde ne çok kitap okudum, ne çok şey danıştım, ne çok kişisel gelişim bilmemnesinde ter döktüm, ne çok doktor gezdim, ne çok anne dinledim.

Ne çok ağladım ve ne çok güldüm.

Haberin Devamı

Ne çok tükürdüm ve tükürdüğümü yaladım, bi gocundum bi gocunmadım...

Dengesizlikler içinde dengeli olmayı, denge içinde dengesizliği tecrübe eder oldum.

Destina ve Aslan Cem doğduğundan beri,

Her gün sil baştan kendi Everestimde zirve görmek için ecel terleri döktüm.

Bugün de onlardan biri.

Bana müsaade yani.

Yonca
“doğum izni”

Yazarın Tüm Yazıları