Armut

Doğruymuş.

Ben bir armutmuşum!

Haberin Devamı

Armut dibine düşermiş ya,

 

Ben de düştüm.

 

Kimin mi?

 

Annemin!

 

Kesin benim kızım da benim dibime düşecek...

 

Emimim...

 

Pino’ nun çizimine göre annem, ben ve kızım aşağıdaki gibi olacağız yaşasın!

 

Armut

Haberin Devamı

 

Annemin muhteşem bir hayat görüşü vardır. Aynı bu çizimdeki gibi renkli ve neşeli...

 

Her daim olumlu ve garip bir şekilde mantıklı!

 

Elle tutulamayacak şeyleri dokunmatikleştirir benim Annem.

 

Annem benim, güzel Annem!

 

Kardeşimle, bazen bizi başından savdığını sandığımız ve sinir olduğumuz bir hayat görüşü ve yüreklendiriş biçimi vardır Annemin.

 

Oysa benim Annem hayatta hiç bir şeyi baştan savmaz!

 

Savmadı.

 

Annem inanır.

 

İnatla her şeyin iyi olacağına inanır.

 

İnandırır da.

 

Bir de mucizelere inanır benim Annem.

 

“Mucize olacak!”der ve diye diye de getirir mucizeleri hayatımıza.

 

Annemden öğrendik biz güçlü olmayı, hayata inanıp dik durmayı ve savaşmayı.

Haberin Devamı

 

Yılmamayı.

 

Durmamayı.

 

Her daim gülümseyerek koşmayı...

 

Babamı kaybettiğimiz zaman dikildi karşımıza:

 

“Çocuklar, herkesin sorumlulukları arttı. Ben işimden, siz de okullarınızdan mesulsünüz. Durmak ve vakit kaybetmek yok!” dedi. Bizi okula gönderdi, kendi işine gitti.

 

O yüzden biz ailecek hep uğraşırız hayatla.

 

Durmayız.

 

Vakit kaybetmeyiz, yürümek yerine koşarız her fırsatta.

 

Hayat meydanını boş bırakmayız sorunlara.

 

Annemin: “Dur çocuuum! Sakin ol. Hele bir yarın olsun, elbet vardır bir hayır.” Cümlesi insanı inanılmaz rahatlatır.

 

Bazen de sinir eder!

 

Sinir eder; çünkü hakikaten ertesi gün olur ve her şey geçer gider.

 

“Hayatın sonu geldi!” dediğin gün, sorunları tepetaklak edecek bir güç bulursun kendinde olur biter.

Haberin Devamı

 

Ben mesela, eskiden bu duruma gıcık olurdum.

 

Dum” dedim bakın.

 

Çünkü artık gıcık olmuyorum.

 

Dedim ya, ben de armut oldum.

 

O ne yapardıysa, ne derdiyse artık ben de aynısını yapıyorum.

 

Armudum ve çok mutluyum!

 

Ben, büyük büyük Yonca olunca nasıl bir tip olacağım, şimdiden görebiliyorum.

 

Annem meğer ermişmiş, ben daha yeni anlıyorum.

 

Annemin sihirli cümlelerini ben doladım dilime, herkese dağıtıyorum.

 

Arkadaşım ağlıyor mu?

 

“Ağlama. Hele o gün gelsin, hallederiz!” diyorum.

 

Kızım mı bunalıyor?

 

“Güzel kızım bunalma. Olsa da oluuur olmasa da olur, elinden geleni yap. Önemli olan budur!” diyorum.

 

Velhasıl diyeceğim şu...

 

Hayatta ne gördüysen o oluyorsun.

Haberin Devamı

 

Muş.

 

Uzağa değil hakikaten dibine düşüyorsun.

 

Muş.

 

Anne olunca, zamanla Annenin kopyası oluyorsun.

 

Muş.

 

Anneni, Anne olunca anlıyorsun.

 

Muş.

 

Büyüdükçe, seni bugünlere getiren, hala seni sabırla dinleyen, pes etmek nedir bilmeyen, sabır küpü Annene daha da büyük saygı duyuyorsun.

 

Muş!

 

Madem öyle sen de durmuyorsun.

 

Lütfen,

 

Bir yolunu bulup Annene -yanında olsa da olmasa da-

 

Sesli veya sessiz,

 

Kısa ve öz; ama onu anlamışlığınla dolu bir teşekkür duası ediyorsun.

 

Varsa imkan, o güzel elleri öpüp başına koyuyorsun.

 

Gözlerinin içine bakarak: “Annecim, iyi ki varsın!” diyorsun.

 

Unutma,

 

Sen de armutsun, ben de.

 

Olgunlaşıp ağırlaştıkça,

 

Haberin Devamı

Çok uzağa değil, ta dibine düşeceğiz Annemizin,

 

Öyle ya da böyle..

 

Yonca

“Armutunöndegidenigil”

 

Resimli dip not: Fotoğraftaki kıyafet Annemin babamla tanıştığı 1964’ten kalma. Rahmetli Beyhan teyzemin Anneme diktigi bu kıyafet, müthiş bir hatıra. Bendeniz, dayanamadım buldum bir bahane ve oldum bir kereliğine sıfatı başında “Nostaljik” Yonca. Annemle çok duygulandık görünce beni Annemin kılığında.

 

Sanki ben Annem olmuşum onun yaşında, o da olmuş ben, benim bugünkü yaşımda.

 

Hayat ne mucizevi bir harika.

 

Anneler günümüz kutlu olsun!

 

Anne olsak da olmasak da, hepimiz bir annenin çocuğuyuz nasıl olsa...

 

Armut

 

Bir dakika... Bitmedi daha...

 

Bu aşağıdaki fotoğraf da çok önemli benim için.

 

Dün akşam eve geldim.

 

Perişan ve bezginim.

 

Kızım ve oğlum bana sürpriz hazırlamışlar...

 

Koccaman bir plastik gül alıp bahçeye dolamışlar. Sonra da oturup fotoğrafını çekip bana yollamışlar.

 

Öyle duygulandım ki...

 

Kızımın çektiği bu fotoğrafa bayıldım!

 

Gözlerime inanamadım...

 

Anneler günü hediyem budur benim.

 

Çok seviyorum duygularımı, hayatımı paylaşarak yaşamayı,

 

Bilin istedim.

 

Yonca

“duygusal”

 

Armut

 

 

 

 

 

 

Yazarın Tüm Yazıları