Paylaş
Mısırlı, Kuveytli, Bahreynli, Birleşik Arap Emirlikli, Filistinli iş güç sahibi, müthiş eğitimli, güçlü kadınlardı.
Üç günlük kurs boyunca her kahve molasında yanıma gelip Başbakan Erdoğan’ın Twitter’ı yasaklaması üzerine duydukları öfke ve hayal kırıklığını dile getirmelerinden ben şiştim, onlar şişmedi.
Hepsi şoktaydı.
Sürekli Twitter’dan gelişmeleri takip edip her şeyi RT ediyorlardı.
Ne yalan söylemeli, azcık hoşuma gitti bu “uyanış”.
“Oh be!” dedim, “nihayet onlar da anladı”!
Çünkü Başbakan Erdoğan, geçen sene Birleşik Arap Emirlikleri’nin Şarjah Emirliği’nde konuşma yapmaya geldiğinde, salonu Arap kadınları doldurmuştu.
Hepsi büyülenmiş bir şekilde Başbakan’ı dinliyorlardı.
Bazı kadınlar resmen ağlıyordu.
Türk olduğumu öğrenenler bana ne kadar şanslı olduğumu, ne kadar güçlü ve özgürlükçü bir başbakanımız olduğunu; bize ne kadar imrendiklerini anlatıyorlardı.
O zaman, şokta olan bendim. Bütün bunları bir ben göremiyordum...
Oysa aynı Arap kadını, bu hafta sonu, o özgürlükçü ve güçlü Başbakan’ın Twitter’ı yasaklamasıyla duvara çarpmıştı.
İçine sindiremiyor, ihanete uğramış gibi hissediyordu.
Kabul etmek istemiyorlar ve acilen bu yasağın kalkması için bir şeyler yapmak istiyorlardı.
Tepkileri inanılmazdı.
Anladım ki Arap kadınları;
Başbakan Erdoğan’ın Müslümanlığı öne çıkarırken Türkiye’nin özgür, çağdaş ve laik yüzünü koruyor olmasından etkilenmişlerdi.
Bir gün, kendilerinin de dinin önemini ve önceliğini yitirmediği ama; daha özgür, çağdaş, laik ve demokratik bir ülkede yaşayabilme umuduydu onları ona taparcasına bağlayan.
Twitter yasaklanınca, umutları yıkıldı.
Bense şunları düşündüm;
1- Arap kadınını hem kendi hem de başkasının özgürlüğü için bu kadar yüksek sesli ve tepkili görmek hoşuma gitti.
2- Twitter’da sürekli her şeye muhalif insanların bu yasak sayesinde o kuşun özgürlüğü adına birleşip bu komik yasağı çatır çutur delmesini çok sevdim.
3- Yasaklanan Twitter logosunun küçük bir kuş olmasını, olağanüstü bir işaret olarak algıladım.
Türkiye’nin çoktandır zincirini kırıp özgürlüğe uçası var...
Şimdi kararlı.
Şimdi ısrarcı.
Şimdi usanmadan hep aynı şeyi tekrarlıyor.
Özgürlük.
Özgürlük.
Özgürlük.
Özgürlük.
E madem öyle,
Kanatlarını aç ve uç Türkiye!
Yonca
“papağan”
Aranıyorsunuz!
Arkadaşlar Oy ve Ötesi’nin daha fazla gönüllüye ihtiyacı var.
Oyunuzu verip gönüllü olduğunuz sandığınızın başına gidebilirsiniz.
Oy verdiğiniz yer ve sandık gözetmeni olduğunuz yer birbirine uzak olmayacak.
Gecikirim filan diye düşünmeyin.
O bir sorun değil.
Yeterince gönüllü olmaması sorun.
Oyunuzu verip sandık gözetmeni olmanıza ihtiyaç var.
Tek yapmanız gereken www.oyveotesi.org linkinden başvurmak.
Yonca
“önemli”
Paylaş