Paylaş
Bugünkü yazıma gelen okur maillerinden sadece biri.
Çayyolu'nu bildiğim için, Ankara'da yaşayan ailem ve arkadaşlarım da aynı yolu kullandığı ve aynı şeyleri düşündüğü ve beni de aynı şeyler ürküttüğü için aşağıdaki maili özellikle paylaşmak istedim..
Belki biri sesimizi duyar da.. belki bir çare bulunur...
Çare çok kolay oysa...
Doğru ışıklandırma... Sinyalizasyon...
Can güvenliği ön planda olsa, yapılır da!
Okurum Y.'dan gelen mail aşağıda...
“Can GüvenSİZliğinden Ölenler” başlıklı yazınızı okuyunca yazmadan duramadım, ben de sizin gibi zamanında önlem almayıp “kaza”ların arkasına sığınanlara inanılmaz sinir oluyorum. Yaşadığım benzer bir olaya halen çözüm bulunamadı, belki size yazarsam biraz içim soğur. Ankara Çayyolu’nda oturuyorum. Son zamanlarda yolunuz Ankara’ya düştü mü bilmiyorum ama Çayyolu-Yaşamkent bölgesi ciddi anlamda gelişti ve yüz binlerce insanın yaşadığı bir yer haline geldi. Melih Gökçek’in meşhur kapılarından biri de tam Başkent Üniversitesi kampusünün oraya yapıldı. Tesadüf mü yoksa maksatlı mı bilmiyorum ama milyon dolarlık o ucube kapı oraya dikildikten sonra Eskişehir Yolu’ndaki aydınlatma lambaları çalışmıyor (kapı akşam aydınlatılınca daha ihtişamlı görünsün diye olduğunu iddia edenler var).
Bahsettiğim bölge şehir dışından gelenlerin trafikle karşılaştıkları, ışıklarda durdukları ilk nokta, binlerce Başkent Üniversitesi öğrencisinin geçiş yolu, pek çoğu temizliğe giden veya bir yerlere yetişmeye çalışan insanların karşıdan karşıya geçme noktası. Ancak bu kadar nüfusun yaşadığı şehrin ana girişi aylardır karanlık.
Tam Soma faciası olduğu dönemde belediye, BİMER, EPDK’nın bilgi edinme birimi, Başkent Elektrik ve hatta Yalçın Bayer de olmak üzere pek çok yere defalarca mail attım, “önlem alın kazalar olduktan sonra içimiz yanmasın” dedim ancak birkaç matbu cevap, yetki karmaşasından bahseden yazılardan başka elimde hiçbir şey yok, her akşam arabayla eve dönerken gözümü dört açıp dua ediyorum kimsenin malına, canına zarar vermeyeyim diye...
Sonra da çıkıp dünyanın bilmem kaçıncı ekonomisiyiz, Orta Doğu’da açan çiçeğiz diye konuşuyorlar ya ben asıl ona yanıyorum."
Paylaş