Paylaş
Maç, hele de milli maç, bizim için hep harika bir toplanma-eğlenme-bağırma-çağırma-deşarj olma ortamı oluyor. Ne kadar arkadaşımız varsa hepsini bize çağırdık bu gece. Eve sığmışız, taşmışız, fenalık geçirmişiz hiç umurumda değil.
Çok şükür arkadaşlarımız da pek takmıyor bu durumu. Hiç kimsenin bir beklentisi yok. Maksat muhabbet olsun, bir arada olalım.
Aslında maç da bahane, çünkü amacımız hınzırca ama şahane! Maçı bizde seyretmek için çok şeker bir şart koştuk herkese. Uğruna, 17 Ekim’de 15km koşacağımız Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı’nın Mardin Savur Birimi’ne, en az 1 çocuğun 1 yıllık eğitimine yeten 60 TL’yi yatırmayan hiç kimse bize gelemiyor.
Parasını yatırıp dekontunu bana yollayan da hem maça hem de pilav üstü dönere hak kazanıyor.
Bir de herkesten kırmızı beyaz giyinmelerini ve spor ayakkabıyla gelmelerini rica ettik. Böylece ortam uyumlu ve coşkulu, fotoğrafları ve anısı da çok güzel olacak.
Aramızda Alman arkadaşlarımız da var. Pek bir centilmen olacağız valla söz verdik. Onlar da dekontlarıyla geliyorlar. Fikre bayıldılar. Beyler ve bayanlar, köşemden tad alanlar, 17 Ekim’e az kaldı ve artık ciddi ciddi bağışları bekliyorum. Yok öyle bu köşeyi boş boş okumak di mi ama? :)
Ben ömrüm boyunca çocukların eğitimi adına koşmak istiyorum. Bir gün bu ülkede birileri şöyle desin diye hayal ediyorum: “Ya bir kadın vardı, deli deli koşuyordu, bak görüyor musun bir sürü insanın aklına hem sporu hem bağışı soktu, bahanesiyle şu kadar çocuk da eğitim aldı” AMİN!
Her bir adımımı ne büyük bir zevk, heyecan ve azimle atıyorum anlatamam size. 1 çocuk 1 çocuktur derken, elimdeki dekontlara bir baktım ki 100 çocuğun 1 yıllık eğitimine yetecek kadar para TEGV hesabına yatmış bile! Düşünebiliyor musunuz, alt tarafı maç seyredecektik, ne işlere yaradı!
Öyle inanılmaz heyecanlandım ki çocuk sayısını görünce, keşke şu önümüzdeki hafta üç maç daha olsa, bu sayı beşe katlansa diye içimden geçirdim.
Olmaz olmaz demeyin. Olacak.
Hem siz de arada böyle şeyleri bahane edin, güzel bir amaca aracılık edin. Fikri benden, uygulaması sizden. Haydi be Türkiye! Kim tutar seni bu gece!
Bağırmaktan sesim kısılacak komşucum, sen affeyle!
(TEGV Yapı Kredi Harbiye Özel Bankacılık ?ubesi şube no:391, TL Hesap no: 1000000 IBAN: TR740006701000000001000000 Açıklama Ytokbas/AAO/kendi adınız soyadınız)
Yonca
“çığırtkan”
Ali Ayyıldız
Ali, Bayburtlu bir profesyonel reklam fotoğrafçısı. Gazetecilik ve hatta genel yayın yönetmenliği de yapmış bir ara. UPSD üyesi. Henüz 49 yaşında.
Neşeli, hayat dolu, bilgili, sportif bir fotoğraf sanatçısıdır kendisi. Yoğun yurtiçi, yurtdışı sergi ve sanatsal faaliyetlerine yetişebilmek için sporunu aksatmamaya bakar. İyi de bir motosiklet sürücüsüdür.
Adım Adım’a geçen yıl katıldı. Avrasya’da 15km’yi Türkiye Omuriliği Felçlileri Derneği adına 1 saat 27 dakikada koştu. 1 akülü sandalyelik bağış topladı. 1 omuriliği felçlisi arkadaşımızın hayatını değiştirdi.
Ali, koşarken sırf kendisi için tüketmiyor nefesini. 17 Ekim’de Avrasya’da koşarken, duyarlı ve yardımsever sanatçı dostlarından ve arkadaşlarından göreceği destekle, kaç akülü sandalye daha alabileceğini çok merak ediyor.
Hesap inceleme
Eşim, onu tanıdığım günden beri, gelen hesabı mutlaka inceler. Başta bu işe kıl olurdum. Çok saçma ama, ayıbıma giderdi. Fakat sonra bir baktım, her seferinde hata buluyor. Ben de her hesabı kontrol etmeye başladım.
Nedense bugüne kadar hiçbir hesaptaki hata eksik yazılmış çıkmadı. İlla fazla yazılmış bir şey buluyoruz. Bir keresinde hiç içmediğimiz 7 adet viski yazılmıştı ve biz hesabını sorunca yan masadakiler de kendi hesaplarını inceleyip aynı şeyi fark etmişlerdi.
Cengiz’in pazartesi günkü yazısında yazdığı “çoğu insan nezaketsizlik diye incelemez” satırını okuyunca aklıma geldi. Hesabı kontrol etmek ayıp değil. Tam tersine medeni bir teftiş mekanizması. Hem mekanı dikkate davet ediyor, hem insanı enayi durumuna düşmekten kurtarıyor.
Yonca
“müffettişiye”
Paylaş