Paylaş
Ben Ahmet Kaya’yı çok geç tanıdım.
Çok üzgünüm.
Ben nasıl hiç Ahmet Kaya dinlememişim bilmem!
“Kum Gibi” tam da babamı kaybettiğimiz zamana denk gelmişti, annem çok hüzünlenerek, kimi zaman ağlayarak dinlerdi.
Ben anlamazdım.
Belki de içim zaten ağlarken, ekstra yoğun duygulardan kaçasım vardı.
Bilmem...
Bir de bu tür müziği “arabesk” bulurdum.
Olay sadece Ahmet Kaya da değil. Ahmet Kaya gibi birçok sanatçımızdan bihaberdim.
Hiç dinlemeden sevmezdim.
Anlamadan yok sayardım.
Utanıyorum yazarken yemin ederim.
Müziği deli gibi seven ben, kendimce bir takım “kriterler” belirlemiştim kendime.
Sanırsınız nota bilirim, sanırsınız müzik otoritesiyim filan.
Ben kimsem?
Aptalın tekiyim net!
Kendi kalıplarının dışına çıkamayan, tutucunun, dar görüşlünün tekiymişim resmen.
Müzik cahiliymişim bir de.
Şimdiki farkındalıklarımla anca görebiliyorum kendimi.
Bunun adı büyümekse, büyümek... Neyse ne.
Sakın Ahmet Kaya’nın “kimliği” vesairesi diye sevmezdim filan sanmayın ama. Hiçbir zaman aklımın ucuna bile gelmedi bu.
Sakın sakın sakın bu anlattıklarımı oraya çekmeyin. Acayip bozuşuruz. Asla da kabul etmem o ithamları.
Neyse...
Ben 14 yıl önce, bildiğiniz gurbetçi oldum.
14 yıl önce eşimim işi nedeniyle Dubai’ye taşındık.
Ben de çokuluslu kocaman bir Amerikan şirketinde çalışmaya başladım.
Bangladeşlisinden tutun, Hintliye; Filipinlisinden Arabına her türlü müziği, yemeği, kültürü, dili tanır ve tadar oldum.
Kulağım, kalbim, dilim bir sürü başka sesle, tatla, renkle, dille tanıştı.
Farkındalıklarım arttı.
Yargısız infazlarımın sonsuzluğu; özlemlerim, hasretlerim sayesinde belki de, yüzüme bir bir çarpmaya başladı.
Zeki Müren bile benim için sadece babamla annemin müziğiydi eskiden.
Ferdi Özbeğen, Ümit Besen dahil.
Meğer benim de müziğimmiş onlar!
Ahmet Kaya’dan nerelere geldim, ama bırakın geleyim.
Kalbim, gönlüm sonsuz hoşgörülere, sonsuz açılmalara uğradı şu son 14 yılda.
“Ahmet Kaya: Bir Eksiğiz” albümünü dinlemeye başladığımdan beri, albüm hakkında bir sürü yazı okudum.
Ne çok beğenmeyen olmuş, şaştım kaldım.
Oysa müzik cahili ben ÇOK beğendim.
Yani hâlâ cehaletimle “başım belada”.
Adı pazarlama olsun, adı o olsun bu olsun her neyse o olsun.
Beğenmeyenlere selam olsun.
Ama bu albüm ve sevdiğim o sesler sayesinde ben Ahmet Kaya ile tanıştım.
Cem Adrian, Harun Tekin, Bülent Ortaçgil, Hayko Cepkin, Redd, Aylin Aslım, Pinhani, Aynur ve tüm diğerleri olmasa belki ben de hâlâ 1 eksik olacaktım.
Döndüm şimdi, ne kadar Ahmet Kaya varsa hepsini indirdim.
Tek tek dinliyorum.
Şiir gibi okuyorum her kelimesini. İçime çok feci işliyor.
Annemin, babamı kaybettiğimizde dinlediği “Kum Gibi”yi annemle beraber dinliyorum hatta.
Göz göze gelemiyoruz hiç.
Bir değil, çok eksiğim hâlâ.
Gidenlerin yeri asla doldurulamaz ama, “hep sonradan” bile olsa, artı 1’im...
Yonca
“merhaba”
Seçime dair dip not:
Şu videoyu bir izlesenize.
Hafta için hürriyet.com.tr yazımda paylaştım.
1 dakikalık bir video, ama 1 milyon şey anlatıyor. Kesin bilgi.
http://webtv.hurriyet.com.tr/17/62165/0/1/birlik-olmak.aspx
Paylaş