Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - Kelebek
Yonca Tokbaş - KelebekYazarın Tüm Yazıları

Ağaç

Doyumsuzluk, kötülük, açgözlülük, hırs; neden bunlar bu kadar gözünü boyuyor insanların?

Haberin Devamı

Şu para ne korkunç bir hükümdar.
Ne zalim bir yaratık bu para Allah’ım.
Ne kadar zenginsen, o kadar açsın.
Fakirlik, en büyük zenginlik.
Zenginlik içinde onlarca ormanın olsa, kesip binalar dikmeye doyamıyorsun; fakirsen tek bir ağacın olsa meyve veren, gölgesinde yaşayıp, meyvesini yiyip her daim şükredip sarılıp seviyorsun.
Biri sana sonsuz hayat veriyor, öbürü doyumsuzluk.
Ağaçları sökmek çok kolay.
Ormanları yakmak, denizlerin üzerine adalar inşa etmek, köprüler kurmak, bitmek tükenmek bilmeyen binalar, AVM’ler, gökdelenler, siteler yapmak hep çok kolay.
Bir dozerle yıkıyor, vinçle kuruyorsun.
Oysa bir ağaç yetiştirmek ne kadar zor.
Siz hiç iki yılda büyüyen ağaç gördünüz mü?
Biri taş, öbürü canlı.
Biri nefes alıyor resmen. Damarları var. Ayakları, kolları var. Başı var. Kalbi var.
Doğuruyor her mevsim.
Ailesi var. Arkadaşları var dallarına konan, gövdesinde yaşayan.
Tek zararı yok kimseye.
Beton desen; depreme dayanamıyor, tsunami alıp götürüyor. O kadar güçsüz doğa karşısında.
Doğayı bozup bozup intikam almaya zorluyor insanlar, bir de utanmadan doğaya kızıyorlar.
Bitmek bilemeyen kâr etme duygusunun nasıl edinildiğini bir anlasa bu beyinsiz kafam, belki tedavisini de bulurdu!
Sök ağaçları, yak ormanları, sonra “global ısınma”dan şikayetçi ol, susuzluktan dem vur filan.
Cehalet ne fena.
Ben iflah olmaz bir umutlu ve doğa aşığı şaman olarak evimizin yapıldığı yere ağaç borcumuz var diye deli gibi her boşluğa ağaç ekip yeşertmek için canımı vereyim, birileri gitsin yıllardır orayı evi edinmiş ağaçları şak diye söksün.
Allah doğa sevgisi, merhamet, vicdan versin bu insanlara; doyumluluk hissi versin.
Gözleri, gönülleri ve cepleri bir doysun her neyse doyamadıklarına ve dursunlar tez zamanda.
Çok acilen amin.
Yonca
“dalı kırık”

Haberin Devamı

Yalova Triatlonu

Bu pazar Yalova’da sprint deneyeceğim.
Neymiş sprint biliyor musunuz?
750 metre yüzüyorsun, sudan çıktığın gibi bisikletine atlayıp 20 kilometre bisikletle yarışıyorsun, bisikletini bıraktığın gibi de 5 kilometre koşuyorsun.
Üçü bir arada bir yarış yani.
Bir sporu yapmadan, denemeden, anlamadan nedir anlatmak bence çok zor.
O sporu yapan yarışmacıların ne hissettiğini, neye ihtiyaç olduğunu anlatabilmek için ucundan acık bile olsa o yola girmek gerek.
Ben de en güzeli çalışır gider yarışır, olayı anlar anlatırım ve belki bir işe yararım dedim, gözü kararttım ve gidiyorum.
Bu pazar önce “Yüz Yonca Yüz”, ardından “Sür Yonca Sür” ve en son “Koş Yonca Koş” diyoruz yani.
Uyyy ne çok işimiz var daha!
Yonca
“denemeci”

Yazarın Tüm Yazıları