Paylaş
Deneyimli koşuculardan keyifli bir pazar koşusu/yürüyüşü gerçekleştirmek isteyen yeni başlayanlara kadar herkesi bu güzel parkurda koşmaya davet ediyorum.
Bir kere Eymir harika bir manzarada koşmak/yürümek demek. Eymir “Acaba gölde ördek görecek miyim?” diye bakınarak zamanın nasıl geçtiğini anlamamak demek. Eymir, bir kartal görme şansını yakalayabilmek demek. Hatta “Ay nasıl yani? Nasıl da hiç anlamadan 5km yolu yürüdüm/koştum ayol!” demek.
“Ay ben koşamam, sonuncu olursam rezil mi olucam” filan gibi egosal içseslere sakın yenilmeyin. Gidin de korkacak bir şey olmadığını, azıcık yürüyüp azıcık koşarak, keyif alarak spor yapmanın ne demek olduğunu bir keşfedin. Maksat hareket olsun. Maksat mis gibi havada iyi bir şey yapmak olsun.
Maksat Babalar Günü’nde, açık havada hüzünlü kafalarda oksijen bol olsun.
Hem Adım Adım Ankara çok heyecanlı, bu onların ilk koşusu. Hiç olmadı amaç koşanlara destek vermek için orada olmak, alkışlamak olsun.
Maksat daha da fazla sayıda kadın, sporda ve meydanda olsun!
Yer: Eymir Gölü–Gölbaşı girişi
Tarih: 17 Haziran Pazar
Kayıt: 08.30
Koşu başlaması: 09.30
Kayıt ve bilgi için: adimadimankara@gmail.com
Yonca
“durma”
Arkadaş
Arka-daş kadar bayıldığım bir kelime var mı bilmem. İnsanın arka-daş edinmesi çok zor. İnsanın iyi arkadaş edinebilip bunu uzun yıllar koruyabilmesi, arkadaşının yanında ruhuyla yalansız dolansız çırılçıplak kalabilmesi ve bunun aleyhinde asla delil olmayacağını bilmesi çok zor.
İnsanın sırtını arkadaşına dönerken arkadan asla vurulmayacağını bilmesi ve bundan zerre şüphe duymadan 30 yıl her gece huzurla uyuyabilmesi hele, daha da zor.
İnsanın, arkadaşından saf iyiliği, hayvan sevgisini, gerçek adaleti, hakkaniyeti, karşılıksızlığı, cesareti, desteği ve bir dolu başka şeyi eline gülün dikeni batar gibi fark edip hiç canı yanmadan öğrenmesi ise az bulunur bir şans.
Ben şanslıyım.
Ve bunun için 30 yıldır her daim şükrediyorum. Şükürler olsun.
Eğer elinizde böyle bir şansınız varsa, kıymetini bilin. Sakın özensizlik edip kaybetmeyin.
Yavru kuşu koruyup besleyen annesi gibi, dikkatle emek verin.
Yuvadan düşürmeyin.
Yonca
“gül-gonca”
Gülse Birsel
39. Altın Kelebek Ödülleri töreninde Gülse Birsel öyle bir cümle kurdu ki, ekran karşısında gözlerimden yaşlar boşaldı. Gülse En iyi Senaryo Yazarı ödülünü hakkıyla aldı ve “Herkesin işi zor ama, yazarların işi biraz daha zor. Çünkü yazarlar yalnızdır. Hayatı, bir bilgisayar ekranı karşısında sabaha kadar hayali karakterle sohbet ederek geçer” dedi.
Öyle, doğru bir şey dedi ki.
Yazarlar öyle yalnız ki!
Hele de kadın yazarlar öyle yalnız ki!
Gecenin köründe, güneşin alnında hiç fark etmez. Günün hangi saati olursa olsun, etrafınızda binlerce insan olsun, yine de yalnızsınız. Dahası yalnızlığa mahkûmsunuz.
Yalnızlıkla bu kadar iyi arkadaş olabilmek, bu yalnızlıktan bunca kahkaha üretebilmek de ancak ender bulunur yazarlara mahsus bir yetenek.
Helal olsun.
Yonca
“yalan dünya”
Ben DE buraya çıplak geldim
Nil Karaibrahimgil kulaklarıma, kalbime, beynime öyle bir giriş yaptı ki yine yeniden, yerimde duramıyorum. Yeni albümün ilk video klibi “Ben Buraya Çıplak Geldim”i eğer izlemediyseniz, acilen izleyin. Dinlemediyseniz hemen dinleyin.
Hele bu kürtaj saçmalıkları, beden üzerinden siyaset filan derken böyle mi süper denk gelir bir müzik, bir klip. Alkışlıyor, alkışlıyor, izlemelere doyamıyorum.
Ben DE buraya çıplak geldim Niiil!
Çıplak da gideceğim.
Utanmam yok!
Yonca
“anadan doğma”
Paylaş