8 tatlı kaçık

Geçen sene ilk defa bizden Emre Tok ve iki arkadaşı katılmayı başarmıştı. Katılabilmek bile büyük başarı çünkü.
Bu perşembe, ayın 25’inde bu sefer tam 8 çılgın Türk olarak dünyanın bu en zorlu dağ maratonuna gidiyorlar.
İki parkur var.
Emre Tok, Caner Odabaşoğlu, Faruk Kar, Bakiye Duran ve Fırat Kara TDS parkurunda 112 km’yi 31 saat hiç durmadan koşup yürüyerek 7 bin metre tırmanacak.
Sertan-Serkan Girgin, Devrim Celal ise 166 km`yi 46 saatte durmaksızın bitirmeye çalışırken 9 bin 500 metre tırmanacaklar.
Tüm ihtiyaçlarını da kendileri sırtlarında taşıyorlar bu arada. Yani aynı zamanda bu arkadaşlar halterci gibiler.
Emre ve Caner bizim Adım Adım Oluşumu üyesi aynı zamanda. Bakiye Duran’ı hâlâ tanımıyorsanız ayıp valla. Kaç kere yazdım. Bir zahmet Google’dan bakın. Bakiye bu ülkenin ilk tek kadın ultramaratoncusu efsane bir kadın!
Twitter’dan Emre ve Caner’i eklerseniz an be an 112 km boyunca nerede olduklarını, nasıl şeyler yaşadıklarını görür, icabında kafayı yersiniz; çünkü ben yiyorum!
Twitter hesapları: @emretok, @devrimcaner
Blog’larını da tavsiye ediyorum. Ben bazen ağlıyorum onların yaşadıklarını okurken.
http://www.geziyorum.net/utmb-tds
http://uzunpatika.com/
Yonca
“deli-ci”

Yalıkavak durum bildirisi

? Yalıkavak palmiyelerini kırmızı bir böcek sardı. Dubai’de de olmuştu kaç sene önce. Belediye, Bayer firmasıyla olayı ele aldı. Palmiyeler kurtulacak diye seviniyorum. Bekliyorum.
? Bodrum yarımadası acilen tatlı su projesi kapsamındaki çalışmalarını hızlandırmalı. Kızılburun - Gökçebel Mevkii gibi şebeke hattı olmayan yerler için olan projeler hakkında, herkes hazır buralardayken, bilgilendirme yapmak pek iyi olur aslında.
? Tüm sitelerin, otellerin ve Yalıkavak ilçesinin arıtma tesislerinin alışılagelmişin dışında denetime tabi tutulması ve deniz kirliliğine asla taviz verilmemesi şart. Belediye bu konuda zaten hassas ama bu işin peşini elbirliği ile bırakmamak lazım. Çevre hepimizin sorumluluğu!
? Yolların sezon öncesi düzeltilmesi ve tabelaların doğru mesafelerde konulması gerek. Sezon başında yollar felaketti. Hemen duruma el attılar. Şimdi çok daha iyi. Ara yollar da aynı özeni bekliyor.
? Çöp toplama konusunda makineleşmeye gidilmiş. Çevre çöplerinin daha pratik bir şekilde toplanması çalışmaları da başlamış. Fark hemen belli oluyor.
? Bir de bazen durduk yerde bir yerlerde yangın çıkıyor. Aklım başımdan gidiyor. Havadan karadan ciddi seferber olunuyor ama yanan ağaç yandığıyla kalmamalı. Her site, her ev Yalıkavak doğasına ağaç borçlu. Lütfen evleri kel kabak betonarme tutmayın sayın sitecigiller. Begonvil, zeytin, benjamin, muz, nar, dut buraları pek seviyor. Ev sahipleri, sadece kendi evinizi, sitenizi değil lütfen tüm çevrenizi ağaçlandırın.
Yonca
“fahri yalıkavaklıgil”

Köprü

16 Ekim’de, yine Adım Adım Oluşumu ile yine Avrasya’da, yine bağış toplamak amacıyla, yine Türkiye’nin okumak için bizleri bekleyen çocuklarının hayatına değmek için, TEGV için koşacağım.
Aşil tendonumdaki sakatlık izin verirse 15 km, vermezse 8 km koşarım. Yürüyerek veya sürünerek, hiç fark etmez.
Ha 1 saatte ha 10 saatte bitirmişim, fark etmez. Ben bağış toplamak, sizleri farkındalığa davet etmek için çıkıyorum yola.
Bayram harçlıklarını biriktirin. Ateşböceği projesinin ikinci turu için koşuyorum. TIR’dan okul yapıyoruz hatırladınız mı?
Bir kısmını Antalya’da topladık. Azıcık daha el attık mı, TIR’dan bir okulumuz olacak.
Kurumsal, bireysel, bankadaki küsurat, pantolon cebindeki bozuk para... Ne var ne yok TEGV’e gitsin. Bir çocuk değişir, Türkiye değişir.
Ben de değiştim bu yolda. Bir işe yarıyoruz hep beraber. 1200 çocuğumuz oldu, şaka maka. 10 bin de olacak. 100 bin de.
Bir çocuk bir sene boyunca 50 TL’lik bağışla okuyor. 50 lira bir sene evet! Yanlış okumadınız!
Koş Yonca Koş!
Adım Adım Oluşumu ve bağış amaçlı hareket nedir anlamak için www.adimadim.org <http://www.adimadim.org>’u tıklayın. TEGV’in www.tegv.org.tr <http://www.tegv.org.tr> web sitesinde bağış için banka detayları da var.
Bağış yaparken açıklama kısmına “Adım Adım Koş Yonca yazıp kendi adınızı ve soyadınızı” da ekleyin ki, size bağış sertifikalarınızı gönderebileyim.
Hatta keşke bana bir mail atsanız bağış dekontunu. Sizlere teşekkür etmek istiyorum tek tek.
Anlamayan varsa yine bana bir mail atın. İlk başta karışık geliyor insana ama ben sabırla anlatacağım. Merak etmeyin. Bol bol yazacağım bu dünyadan göçene, bir zeytin ağacı olana kadar...
Yonca “ateşböceği”