6L sınıfı çocukları

Koştura koştura okula geliyorum. Oğlumu alacağım.

Haberin Devamı

Dersler bitip kapılar açılmadan önce, kalabalık bir anne grubu olarak merdivenlerin orada bekliyoruz.
Düzen böyle.
Pek kimseyi tanımıyorum.
Bu konu beni hep üzüyor.
Hep çok çalışmaktan, koşturmaktan, seyahatlerden sınıf anneleriyle pek mesaim yok. 1-2 tanesini tanıyorum.
Gerçi tanıdığım annelerden biri beni bu konuda üzgün görünce, “Kurumsaldayken de hep yoğundun; ama en azından şimdi yoğun ve mutlusun. Bizi görmesen de çocukların seni eskisi gibi gergin değil mutlu görüyor!” dedi, hem dilim tutuldu hem içime inanılmaz su serpildi.
Demek o kadar belli oluyormuş o gerginliğim...
Bu arada zaman geliyor, ders saati bitiyor.
Öğrencilerin oylama yaparak seçtikleri düzenden sorumlu çocuklar geliyorlar ve bize sınıflardan gidip çocuklarımız almamız için, kapıyı açıyorlar.
Ben de oğlumun sınıfının önüne geliyorum.
Sınıf kapısında el işiyle yapılmış şu resmini çektiğim pano var...

Haberin Devamı

6L sınıfı çocukları

6L’ye Hoşgeldiniz
19 çocuk
10 Milliyet
1 Hamster
1 sınıf

Uzun uzun baktım sınıfın kapısındaki bu pankarta.
1 sınıfın içinde 19 farklı milliyetten çocuk ve 1 hamster.
Bunca farklı milliyetten çocuğun bir arada olmaları yeterince müthiş değilmiş gibi; sınıflarında onlarla birlikte yaşayan bir de Hamster!
Hamster her hafta sonu bir çocukla beraber onun ailesinde konuk edildi.
Hatta 2 hafta önce bizim eve de geldi. Gözümüz canımız gibi baktık. Biz nereye Hamster oraya...
Düşünebiliyor musunuz, o Hamster -ki adı Oreo - sınıftaki çocuklarla beraber sınıfın bir bireyi olarak o panoda ismi yazılı, yoklamaya dahil bir CAN.
Dünya’da bazı insanlar dilleri, dinleri, ırkları mezhepleri birbirine düşman kılıp ırkçı ayrımcı söylemler içinde kendi kendini tüketirken,
Bazı çocuklar da bir Hamster’ı sınıfın bir bireyi olarak görerek, sorumluluk edinerek, koruyup kollayarak büyüyor.
Ve dün Aslan Cem eve bir geldik ki perişan.
Zaten çok yaşlı olan Oreo ölmüş. 2 aydır beraberlerdi, ama ne çok anı biriktirmişler, ne inanılmaz bir sevgi büyütüp bağ kurmuşlar.
Çocukların üzüntüsünü size anlatamam. Boğazım düğüm düğüm dinledim Aslan Cem’i.
Öğretmenleriyle karar vermişler yeni bir hamster evlat edinmeye, korumaya, sevmeye.
Hayat aslında bir çocuk için bu kadar masum, gerçek, anlamlı ve duyarlı.
Çocukların içinde şiddet yok.
Ayrımcılık, ırkçılık, nefret, kin yıkım filan da yok.
YOK.
İnsanlar doğuştan savaşçı filan da değil. Bunu bize yutturup öyle olduğunu sanki bilimsel gerçekmiş gibi kakalayan politik ekonomik Dünya düzeni.
İnanmayın ticari Dünya’nın bize işine geldiği gibi sunduğu gerçekimsi yalanlarına.
Açın gözlerinizi.
Masumiyetini yitirmiş büyükler çocukları savaşçı, ayrımcı, ırkçı olarak yetiştirip paketi de “rekabetçi” gibi süslü püslü bir kavramla kaplıyorlar.
Yıkımcılara değil yapımcılara bakın siz.
BEN öyle yapıyorum.
Onların elinden tutun. BEN öyle yapıyorum.
BEN deyip geçmeyin hem. 1 tek siz bile çok önemlisiniz.
BEN de.
Her şey 1 kişiyle, 1 adımla, 1 çocukla, 1 hareketle başlıyor.
6L sınıfı çocukları ve benzerleri benim için 1 umuttur.
Sizin için de olsun dileklerimle...
Evimizin kapısına pano asacağım;
2 çocuk 3 büyük
2 milliyet
1 köpek
2 muhabbet kuşu
1 kedi
Çokça çiçek ve ağaç...
1 AİLE
Yonca
“bir-lik”

Yazarın Tüm Yazıları