1 porsiyon cehalet lütfen...

Bazen çok bilmek kötü arkadaşlar; ‘Herşeyi okumak, ilgili olmak, deli gibi meraklı olmak kötü ey okurlar!’ diyesim var.

Siz üstünüze alınmayın sakın.

 

Ben kendime diyorum bunları;

 

Her birşeyi bilmek zorunda değilsin Yoncacım. Doktor olmak, mühendis olmak veya psikanalizci olmak zorunda değilsin sakin ol kızım!

 

Dur otur. Nefes al kendine gel evladım!’ diyesim var kendime.

 

Hiç içinizden, keşke hiç bilmeseydim, keşke okumasaydım dediğiniz olmuyor mu çocuk büyütürken?

 

Bir deli ben miyim yani?

 

‘Hadi canım sen de! Olur mu öyle şey demeyin!

 

Ben biliyorum herkesin içinden geçen bu da, kendimizi kandırıyoruz işte.

 

Mesela; ‘Neden sokaktaki çocuk karda cıscıbıldak gezer hasta olmaz da, benim kalın kazaklı çocuğum anahtar deliğindeki rüzgara denk gelse sinüzit olur!’ cinsi sorular geçmez mi içinizden?

 

Geçeeeer geçeeeeer.

 

Ben bilirim.

 

‘Ben bu kadar sakınıyorum, çocuk hala karda yatmış gibi öksürüyor mübarek!’ dersiniz. Ananem öyle derdi çünkü; ‘Eh be kızım be, yaz ortasında karda mı yattın mübarek!’ derdi. Allah Rahmet eylesin. Ben de demeye başladım.

 

Hayat böyledir.

 

Siz sakındıkça aksilik olur, oldukça sakınırsınız, ve ne hikmetse yine olur.

 

Hemenörnek veriyorum:

 

Çocuk başım ağrıyor dediğinde, okuyup duyduklarınız yüzünden; ‘Eyvah! beyninde ur mu vaaaar migren mi? Hiii yoksa menenjit mi??’ diye içinizden geçirdiğiniz olmadı mı hiç?

 

Benim oldu.

 

Oluyor.

 

Oysa bilmesem, ya da okumamış olsam; ‘başın mı ağrıyor evladım, gel sana bir öpücük, bir de sarılayım, azıcık dinlen’ deyip geçecem belki.

 

Yok kardeşim okuyan insanı zorla paranoyak ederler!

 

Ederler diyorum.

 

Ben olmadım, olduruldum.

 

Başlıyorum parantez içinde kurmaya;

 

‘Başın mı ağrıyor kızım?!’

 

(Acaba kafasını mı çarptı? Hiiii nereye çarptı? Kaçta oldu acaba? Acaba içerde kanama mı oldu? Damar mı tıkandı yoksa?)

 

‘Nasıl bir ağrı evladım? Kusma hissi var mı kusma, bulantı peki? Parmağımı takip et bakiiim!’

 

(Akşam akşam çocuk uykudan bitmiş gözünü açacak hali yok!)

 

‘Hiii ama sen ayakta da duramıyorsun çocuuuum!’

 

 

‘Kalkın ev halkı! Acil durum!

 

Koşuyoruz doktora!

 

....

 

Ne saçma!

 

Eskiden okuma yazma bilmediğim zamanlarda rahat bir tipmişim J

 

Yani annem öyle diyor.

 

Okumak bana yaramamış J

 

Bu kadar okursan, duyarsan, görürsen, havadan nem kaparsın. Üstelik uzmanlık alanın olmayan konuda internetten, oradan buradan, yarım yamalak bir bilgi ile okuyunca, dayanamaz soluğu ‘Ölüyorum Doktorcum!’ diye klinikte alırsın.

 

Yaönemliyse ve atlarsak korkusu yok mu hele!

 

İşte o yüzden tırsar şaşarsın. Korktukça bilmek istersin. Bildikçe korkarsın. Bööööyle kafayı yersin.

 

Hayat böyle.

 

Önemsemezsin bir türlü, önemserin bir türlü!

 

Ne zaman, ‘aman canım sen de’ desem, hastanelik oluyoruz.

 

Ne zaman, ‘amanın koşun ölüyoruz’ desem, birşey çıkmıyor.

 

Rezil oluyoruz.

 

Ortası yok!

 

En sonunda kendi kendimize hadi çok düşünme deyip, telkin edip, hayata harala gürele devam ediyoruz.

 

Yonca

“OKUMUŞmuş

Yazarın Tüm Yazıları