Paylaş
Ne çok şeyden korkuyor bu çocuk ve sen korkularını nasıl gidereceğini, dahası bunları nasıl dile getireceğini de bilemiyorsun.
Nereden başlasan, nasıl anlatsan?
Hatta mümkünse sen anlatmak zorunda kalmadan, mucize gibi bir şey olsa da anlaşılmış gibi mi olsa acaba?
Ne karışık şeyler bunlar çocuk büyütürken.
Haklısın.
Ben çok çektim, sen çekme isterim.
Ve yeni bir şey keşfettim. Ayağıma geldi hatta.
Bir arkadaşım yeğenlerine almış, ben onda gördüm. Ve delirdim okurken.
O kadar güzel ki!
Yazar Defne Ongun Müminoğlu anne olunca yukarıda yazdığım tüm duygular ve çok fazla bilinmeyenle nasıl baş edeceğini bilememiş.
Hani böyle çocuklara bunları anlatmanın kolay ve sağlıklı yönünü ele alan çocuk kitapları aramış, yabancı kaynak var, Türkçe yok denecek kadar az.
O da “Burcu ve Berk ile...” adında nefis bir çocuk kitapları serisi hazırlamış.
Çocukların büyürken karşılaşabileceği her türlü soru ve sorunu eğlenceli bir dille yanıtlıyor kitaplar.
Eğlencesi bir yana, kitaplarda Uzman Psikolojik Danışman Feriha Dildar, Çocuk Doktoru Perihan Özren ve Çocuk Beslenme Uzmanı Prof. Dr. Muazzez Garipağaoğlu’nun desteği de var.
Uzun zamandır bu kadar hoşuma giden, kapsamlı, şeker çocuk kitapları görmemiştim.
Burcu, Berk ve köpekleri Dost’un başına gelen olaylar hepimizin başına gelmiş ve duvara tosladığımız konular.
Mesela başlıklar şöyle: Yabancılar - Kaybolursan Ne Yaparsın?, Hislerimiz - Bunları Hissetmek Normal mi?, Sağlıklı Besleniyorum - Yararlı Şeyler Yiyorum, Eğleniyorum, Kendimi Koruyorum - Güvenlik, Hayır Diyebilirsin, Cinsellik - Cinselliği Keşfediyoruz.
Özellikle HAYIR DİYEBİLİRSİN bence yaşımız kaç olursa olsun hepimize iyi gelen yaşsız bir kitap olmuş.
Belki ben de o yaştan “Hayır diyebilirsin” örnekli bir çocuk kitabı okumuş olsaydım, en azından kulağımda küpesi asılı dururdu.
İçime oturdu okurken.
Bir şey daha çok hoşuma gitti, o da; Türkiye Görme Özürlüler Kitaplığı’nda (TÜRGÖK) kabartmalı kitap olarak da var “Burcu ve Berk ile...” ve hatta Defne Ongun Müminoğlu görme özürlü çocuklar için kendisi de seslendirecekmiş kitapları. Bütün inceliklerin düşünülmüş olması da ne güzel değil mi?
Her çocuğa ulaşmayı amaçlamak ne güzel bir düşünce.
Bir de Soma’da ÇGYD’nin (Çocuk ve Gençlik Yayınları Derneği) yaz boyu sürdürdüğü çocuklara destek programında “Hislerimiz” kitabı duyguların kabulü anlamında destek yayın olarak seçilmiş ve psikolojik destek ünitelerinde kullanılmış.
Bilmem anlatabildim mi...
Alın okuyun, okutun.
Yonca
“anne tavsiyesi”
Su gibi
Antrenman desteği aldığım arkadaşım Halil Emre -ki kendisi profesyonel bisikletçidir, Milli Takım sporcusu ve kondisyoneridir- ile geçen gün suyun öneminden konuşuyorduk.
Ben “Her insan bence farklı miktarda suya ihtiyaç duyuyor, ben günde 4 litre içmeliyim en az” vesaire derken, Halil ilginç bir şey söyledi:
“Yonca, bak dünyanın 4’te 3’ü su. İnsanoğlu-
nun da belli yaşta bedenindeki su oranı dünya ile aynı. Yaşa ve yaşam şekline, yaptığın aktiviteye göre aldığın su miktarı çok önemli. İhtiyacın neyse o kadar su içmelisin. Ne eksik ne fazla.”
Bir anda düşüncelere daldım. O kadar hoşuma gitti ki bu benzetme ve tespit.
Dünya ile su konusunda da paraleliz. Ne inanılmaz!
Ne o susuz yaşayabiliyor, ne biz.
Suyun azaldı mı kuruyorsun. O da...
Suyu duyarlı tüketmek, iyi içmek, içerken çok şükretmek gerek.
Dikkat hatırlatıyorum;
Ön yıkama yapmıyoruz, çamaşırları yıkıyoruz pişirmiyoruz. Eskidendi o haşlayarak yıkama, şimdi 30 derece hatta soğuk su bile yeter.
Beton sulamıyoruz.
Çamaşır veya bulaşık fark etmez, makineler dolmadan çalıştırmıyoruz.
Susuz kalmıyor, dünyamızı susuz bırakmıyoruz.
Yonca
“can suyu”
Paylaş