"Arabayla Boğaz’da ilerliyorduk, Kalender Orduevi’nin orada trafik kilitlendi. Ben de, fırsat bu fırsat, Kalender Orduevi’nin bahçesinde yemek yiyen insanları izledim. İfadelerini... Çok tuhaftı. Hepsinin de yüzünde sert, snob, her an haddini bildirmeye, hizaya sokmaya hazır bir ifade vardı. Sanki vazife başındaydılar, hazıroldaydılar. Sanki bir örnek maskelerden takmışlardı ve de kaş kavisleri, dudak çizgileri, memnuniyetsizliklerinden başka bir de hep o üstten, ayrıcalıklı, kıymeti, kudreti, kerameti kendinden menkul hali vurguluyordu. Hemen diplerinden denize atlayan gençlerden de, kaldırımda sevgilisiyle el ele yürüyen pardösülü kızdan da tiksiniyorlardı herhalde... Olsa bir sopa ellerinde, hepsini nasıl da hizaya sokarlardı. O ifadeler öylesine değil... Masum değil. Orduevi misafirleri, akrabası bulunanlar bile yukarıda görüyor kendini bizden ha? Vay be! O ifadeler aslında pek çok şeyi anlatıyor... Taraf’ta yayımlanan son korkunç programları bile."
*
Suçüstü yapmış yani.
*
İfadelerini almış.
*
Çok nefret gördük ama...
Böylesini ilk kez görüyoruz.
*
Bana kalırsa, Genelkurmay’ın bu yazıyı çerçeveletip, orduevlerinin kapısına yapıştırması lazım... Ki, artık sadece üniformalılar değildir hedef; eşleri, çocukları, akrabaları.