Paylaş
*
Kamyonun üstüne çıkarak şehir turu atan başbakanımız, ahalimizi selamlamış, “bayramımız kutlu olsun, hamdolsun başardık, bunlar ilerde romanlarda yazılacak” demişti. Kehanet gibiydi... Böylesi anca bilimkurgu romanlarda yazılabilirdi.
*
Sayın gazetelerimiz “dünya bize hayran” manşetleri atarken... Siyenentürk’te AB’ye girişimiz şerefine AB belgeseli yayınlanmış, sayın başbakanımızın 10 sene evvel “onlar bizi AB’ye almamayı düşünüyor, biz de girmemeyi düşünüyoruz, bunların asıl adı Katolik Hıristiyan Devletler Birliği’dir” dediği ortaya çıkmıştı. Ama, olsundu. AB’ye girmiştik ve hep bir ağızdan “memleketim” şarkısını söylemiştik.
*
Seneye...
AB’ye bi daha girmiştik.
Ekim 2005’te Viyana’da müzakerelere başladığımızda... Sayın gazetelerimiz havai fişekler fırlatmış, en büyük puntolarla “merhaba Avrupa” manşetleri atmıştı. “3’üncü Viyana Kuşatması” diyen de vardı, “Cumhuriyet’in ilanından sonra en büyük adım” diyen de... Bazıları Türkiye’yi boş vermiş, “her şey ona kısmet oldu, dimdik durdu” diyerek, başbakanımızın hakkını teslim etmişti. İşsizliğin biteceği, soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun bile daha temiz olacağı yazılmıştı. Köşe yazılarına pek güldüğüm bi duayenimiz “kompleksli ahmakların kafası ermiyor, tarihi zaferdir bu” demişti.
*
Aynı Ekim’de...
Baktık ki şahane giriyoruz, o hızla AB’ye bi daha girmiştik. Tam da Cumhuriyet Bayramı’nda, 29 Ekim günü, başbakanımızla dışişleri bakanımız, Roma’da, Papa heykelinin önünde, AB Anayasası’na imza atmıştı.
*
Sayın gazetelerimiz, AB’ye giriş üstüne giriş yapmamızın heyecanıyla olsa gerek, 5’inci Sixtus’un önünde imza atıldığını yazmıştı. Ertesi gün, ne kadar da “araştırmacı gazeteci” oldukları ortaya çıktı. Papa, harbiden Papa’ydı ama, 5’inci Sixtus değil, 10’uncu Innocentus’tu, ortak özellikleri, Türk düşmanı olmalarıydı. Gerçi hiç fark etmezdi, neticede AB’ye girmiştik ya, sen ona bak’tı.
*
Avrupa’nın AB’sine “en az üç” defa girince... Gir gir, sıkıldık haliyle... Direksiyonu başka tarafa kırdık, başka bi AB’ye girerek, kendimizi bir anda Arap Birliği’nde bulduk.
*
- AB mi bu?
- AB.
- AB olsun, isterse çamurdan olsun be.
*
Bilahare...
Yeryüzündeki son AB olan Afrika Birliği’ne de girdik, girilmemiş AB bırakmadık. Sayın gazetelerimiz gene “dünya bize hayran” yazmıştı. Ayıptır söylemesi, ağzı açık “hayran” budalasıydık.
*
E üç defa Avrupa AB’si.
Bir defa Arap AB’si.
Bir defa Afrika AB’si.
Ne etti birader?
Şanghay “beşli”si!
*
Girdik girdik, giremedik, sıkmayın canınızı, destede bi de “sinek ikili”miz var... Hatırlarsınız, sayın başbakanımız, ABD Başkanı’na “AB olmazsa bizi Nafta’ya alın” demişti, ABD Başkanı da “yes” demişti.
İdare edersiniz gari...
Yetmez ama yes yani.
Paylaş