Sakura

2010 Japon Yılı’ydı.

Türkiye’de...

Japonya Yılı’ydı.
*
Sembolü sakura’ydı.
Kiraz ağacı.
*
Aslında, meyve vermeyen bir tür kiraz ağacıdır... Çiçekleri makbuldür. Ağır ağır açar ama, çok çabuk dökülür. Hem baharı müjdeleyip, hayatın başlangıcını, hem de kısacık ömrüyle, kaçınılmaz sonu simgeler. İki kapılı han’dır yani... Japon kültüründe, gelip geçiciliğe duyulan hevesin, hüznün, faniliğin eşanlamıdır. Japon ruhu’dur aynı zamanda... Kahramanca vuruşup düşen samuraylar, hayatlarını yaprak gibi savuran kamikazeler, sakura’yla özdeşleştirilir.
*
Doğa, insandır özetle.
İnsan, doğa.
*
Japon yılı ilan ettik.
Teşekkür olarak, Türkiye’nin dört bir yanına binlerce sakura fidanı diktiler.
*
Buraya kadar okuyanlar zanneder ki, kiraz’ın anavatanıdır Japonya... Bu mevzularla alakamız “Birader kilosu kaça”dan ibaret olduğu için, bilmeyiz. Kulağa filan takarız, yeriz, çekirdeğini yere tükürürüz, gerisiyle ilgilenmeyiz. Halbuki, dünyanın bir numaralı kiraz üreticisi, Türkiye’dir. Hatta, Japonya’ya kiraz ihraç eden ülkeyiz. Yalova’dan göndeririz.
*
Bakın, Japonya-Yalova falan deyince, aklıma deprem geldi ister istemez...
*
Çünkü, Yalova hem kirazın merkezlerinden biridir, hem depremin.
*
2 bin 500’den fazla insanımızı kaybettik orada... Her iki konuttan biri ya yıkıldı, ya hasar gördü. 16 bin kişi yıllarca prefabrikte yaşadı. Fay hattının kilit noktasıydı Çınarcık... Facianın sembolü Veli Göçer ise, Yalova’da yaptığı kartondan evler yüzünden hüküm giydi.
*
İnsanı doğa’da, doğa’yı insan’da gören Japonya’nın depremlerden nasıl ders aldığını, 8.9’luk kıyamette bile binalarının yıkılmadığını gördük... Peki, ya Yalova?
*
Enerji Bakanlığımız tarafından 67 tane maden arama ve işletme ruhsatı verildi. Bu maden ruhsatları, Yalova ormanlarının yüzde 37’sini kapsıyor. Orman İşletme Müdürlüğü’nün raporuna göre, sıkı durun, 6 milyon 996 bin ağaç kesilecek! Meşe, kayın, kestane, ıhlamur, karaçam, fıstıkçamı, kızılçam, gürgen ve tabii kiraz... 6 milyon 996 bin ağaç kesilecek!
*
Üstelik, söz konusu ruhsatlar, altın, bor filan gibi değerli madenler için verilse, belki kâr-zarar hesabı yapılabilir... Bizzat valilik diyor ki, bu ruhsatlar, değerli madenler aramak için değil, Körfez Köprüsü ve otoyol için gerekli olan taş ve kumu çıkarmak için veriliyor!
*
Uzun lafın kısası...
El âlem, kiraz ağacı.
Biz, keriz ağacı.
*
Hani hep şikâyet ederiz ya,
depreme karşı hiçbir şey yapılmıyor diye... Hiçbir şey yapılmasa, ben kendi payıma razıyım kardeşim... Bari ormanlarımızı ellemeyin de, enkazdan kurtulursak altına çadır kuracağımız bi ağacımız kalsın hiç olmazsa!
Yazarın Tüm Yazıları