Paylaş
Bum!
Tren istasyonunda bomba patlar, çok sayıda ölü ve yaralı vardır, 11 Eylül’den sonra her terör saldırısında olduğu gibi gözler yine köktendinci gruplara çevrilir, Müslüman avı başlar. İşte tam o sırada, kimliği belirsiz bilgisayar korsanı, mobese dediğimiz güvenlik kameralarına sızar, ağır çekim inceler, ayrıntıları yakalar, çanta içindeki bombayı, İslami gruplarla alakası olmayan genç bi çiftin bıraktığını tespit eder. Sonra? Şehrin her tarafında bulunan ve insanları 24 saat aralıksız canlı yayında izleyen mobese, metro, otobüs, mağaza, müze, ofis, asansör ve para çekme makinelerindeki güvenlik kameralarıyla adeta gölge gibi takip etmeye başlar. Binlerce görüntü, binlerce ses kaydı... Neticede, gerçekler hiç de göründüğü gibi değildir, yabancı elçiliğin karıştığı dörtdörtlük komplo vardır.
*
Film bu.
2012, Fransız yapımı.
Adı “Paris Gözaltında...”
*
Öykü hayali.
Kameralar gerçek.
Fransa’da resmi-özel 600 binin üzerinde güvenlik kamerası var. Paris’te sırf toplu taşıma araçlarında 10 bin kamera bulunuyor. Ki, o yüzden güvenlik kameralarıyla uzun metrajlı film çekebilmiş adam.
*
(İngiltere’de 4 milyon 200 bin güvenlik kamerası var. Londra’da sıradan bir İngiliz vatandaşı sokağa çıktığında, her gün en az 300 defa görüntüye giriyor. New York’u saymıyorum bile... Almanya’da sadece tren garlarında 6 bin 500 kamera var, gerisini sen hesap et. Fransa’da çok tartışıldı, özel hayata müdahale ediliyor filan dendi, Sarkozy kestirip attı, 2005’te kanun çıkardı, kiliseler dahil, kamuya açık her tarafa kamera yerleştirdi. İstanbul’da resmi-özel 100 binden fazla kamera var.)
*
Cinayetler, Gabar dağının kokurganlarında veya bestler-dereler’in kuytularında işlenmedi. Paris’in göbeğinde işlendi. Olay mahalli de, hafta sonlarında meraklısının takıldığı kanarya sevenler derneği değil... En başta, Fransız istihbaratı tarafından gireni-çıkanı gözlem altında tutulan, pkk merkezi.
*
Her saat başı, kapağı başka ülkeye atmaya müsait hızlı trenlerin kalktığı Gare du Nord bölgesinde... 500 civarında kamera var. Tetikçinin görülmemiş olması, şu anda bilinmiyor olması, imkânsız.
*
Bakalım hangi film çevrilecek... İster misin, utanmadan “operadaki hayalet” desinler!
Paylaş