Köprüde hurma!

*

Demek ki, anlatamıyorum.

*

Bakın mesela...

Geçenlerde, trafik sıkışıklığı nedeniyle direksiyonda iftar yapmak zorunda kaldığımı anlatmaya çalışırken, "köprü girişlerine mobil iftar çadırları kurulmalı, veya, OGS’ye çorba çeşmesi takılmalı, geçerken uzatacaksın bardağı, mercimek akacak" demiştim.

*

Kızılay devreye girdi!

*

Boğaziçi ve Fatih köprüleri girişinde, iftar vaktinde, hurma ve su dağıtmaya başladılar... Beni de telefonla arayıp bilgilendirdiler.

*

Birincisi, teşekkür ederim.

İkincisi, üzülüyorum...

İftarda direksiyonda kaldığımız doğru ama, mobil iftar çadırı önerimiz vallahi şakaydı. Ciddi meselelerin kulak arkası edilip esprilerin hayata geçirilmesi hakikaten enteresan... Biz alt tarafı evimize gitmek istiyoruz kardeşim! 20 dakikalık yolu 3 saatte gittikten sonra, hurma değil, hünkárbeğendi dağıtsan, hikáye... İftar açtıracağına, Nasuh Mahruki’den rica et de, AKUT’a yolu açtır!

Üç...

Bundan sonra hiç kimse çıkıp, "trafiği hallettik" falan demesin... İstanbul trafiğinin sadece "berbat" değil, resmen "afet" kapsamına alındığı, bizzat Kızılay tarafından tescil edilmiş oldu! Alenen afetzedeyiz.

Dört...

Madem, yanlış anlaşılsa da, hayırlara vesile olmuşum... E bana da, Başbakan’a verdiğiniz pırlantalı madalyadan bir tane verirsiniz artık... Başbakan, taaa tsunami kurbanlarına para toplamıştı; benim hiç olmazsa, İstanbullu’ya faydam oldu... Üstelik, alır almaz Mehmetçik Vakfı’na bağışlayacağım, söz.