Paylaş
birisi tek bacaklı
ötekinin sırtında taşınıyor
durdular
gece yarısı far ışığında donup kalan
hayvan gibi
sonra yürümeye devam ettiler
okul bahçesindeki çocuklar gibi
çabucak geçtiler caddeyi
öğlen sıcağında
sayısız saatler tıkırdarken uzayda
mavi parıldayarak kaydı geçti
dubaların önünden
kara süründü ve büzüldü
taştan dışarı bakarak
beyaz bi fırtına olup esti gözlere
nalların altında ezilince saat üç
ve karanlık ışık duvarını çalınca
uzandı şehir...
denizin kapısının ayaklarına
ve parıldayarak
akbabanın keskin gözlerinde
*
“İzmir Saat Üç” bu.
İsveçli Tranströmer’in şiiri.
*
Şair Tranströmer ama...
Sanırsın Turist Ömer.
Sanki gidecek başka şehir yokmuş gibi, kalkıp İzmir’e gelmiş, oturmuş bi de şiir yazmış.
*
Nobel Edebiyat Ödülü verdiler iyi mi...
Delirmek işten değil yani.
*
Memleketin huzurunu bozan “gâvur İzmir”in dilencilerini bile Nobel’e layık görüyorlar... Arap Baharı’nı organize eden Türkiye’ye Barış Ödülü’nü çok görüyorlar.
*
Ayıptır kardeşim.
Kınıyorum Nobel’i.
Paylaş