Paylaş
*
Zekeriya Öz’ün altına kendi makam aracını verdi.
*
Hapse sokan savcıları terfi ettirdiler, beraat veren hâkimleri sürdüler.
*
Doğu Perinçek’i tutukladılar. Tuncay Özkan’ı tutukladılar. Tayyip Erdoğan’ı üç kuruş’a mahkûm eden avukat Kemal Kerinçsiz’i içeri tıktılar. 83 yaşındaki İlhan Selçuk’a örgüt lideri dediler. Ne zaman AKP kapatma davasıyla ilgili gelişme olsa, hemen Ergenekon’dan birilerini hapse attılar, gündemi değiştirdiler. Kuddusi Okkır’ın tedavisini engellediler, öldürdüler; Ergenekon’un kasası ilan etmişlerdi, cenaze aracının parasını bile haberi takip eden gazeteciler ödedi. Paşaları tutukladılar, Türkiye bağırsaklarını temizliyor dediler. 27 defa hacca gidip, zimmetine para geçirmekten suçlu bulunan hoca’larına af çıkardılar. Atatürk’ü dinsiz, sarhoş, kalpsiz, bencil, psikolojik bunalımda gösteren Mustafa belgeselini ayakta alkışladılar, gazetelerinde pohpohladılar. CIA ajanı Graham Fuller’in, AKP’ye övgüler düzüp, Kemalizm’i yerden yere vurduğu Yeni Türkiye Cumhuriyeti isimli kitabını, yere göğe sığdıramadılar, televizyonlarında ballandıra ballandıra reklamını yaptılar. Seçimde parmak boyasını kaldırdılar, mezarlardan seçmen fışkırttılar, yaşayanlar buhar oldu, ölüler seçmen oldu. Yargıtay Onursal Başsavcısı Sabih Kanadoğlu’nun evini bastılar. Kimlerin evinin basılacağını, henüz evler basılmadan önce TRT’den yayınladılar. Tayyip Erdoğan, bunlar daha işin başı, daha neler gelecek dedi. Nereden biliyordu nelerin geleceğini? Sahte haham’ı TRT’ye çıkardılar, genelkurmay başkanlarına çeteci dedirttiler. Yandaş gazetelerin manşetlerinde idam sehpaları kurdular, haysiyet cellatlığı yaptılar, köşe yazılarında tutuklanacakların listelerini yayınladılar, Nazi Almanyası’ndaki gibi, adeta kapıları işaretlediler. En iyi hangi gazeteciler küfür ediyorsa, o gazetecileri makam uçağına aldılar. PKK itirafçılarına itibarlı adam muamelesi yaptılar, PKK kurşunuyla tekerlekli sandalyeye mahkûm olmuş, övünç madalyalı albay Abdülkerim Kırca, canına kıydı. Sigaya çekilen Profesör Uçkun Geray, öldü. Gözaltına alınan Erhan Göksel, öldü. Mustafa Balbay’ı tutukladılar, 4 sene 9 ay yatırdılar. Profesör Haberal’ı tutukladılar, 4 sene 4 ay yatırdılar. Profesör Fatih Hilmioğlu, sağlıklıydı, içeri attılar, kanser edip, bıraktılar. Profesör Türkan Saylan’ın evini bastılar, fahişe bile dediler, rahmetli oldu, cenazesine çiçek bile göndermediler. Boş lav silahlarıyla Kardak kahramanlarını hapse tıktılar. Fethullah Gülen’i bitirme planını bizzat kendileri hazırladığı halde, sanki hiç haberleri yokmuş gibi, The Taraf’a manşet yaptırdılar. Yarbay Ali Tatar kafasına sıktı; intihar değildir, Ergenekon öldürmüştür dediler. Aşçı yakaladılar, suikastçı dediler. Bülent Arınç’a suikast yalanı icat ettiler, bu yalanı kozmik oda’nın kapısını kırmak için levye olarak kullandılar. Bülent Arınç, bu suikastı küçümseyenler ahmaktır dedi. Deniz Feneri kepazeliğini örttüler, sanıkları tanık yaptılar, savcıları sanık yaptılar. Bizim patrona, can sıkıcı yayınlar yapmasın diye bir milyar dolar giydirdiler. TSK cami bombalayacak dediler. Sahte cd’leri, bavul’ları alkışladılar, pırıl pırıl subayları hapse attılar, ordudan attılar. Dinciler ordudan atılırken şerh koydular, Atatürkçüler ordudan atılırken şerh merh koymadılar. Subayların eşlerine bile iftira attılar, albay Berk Erden’i öldürdüler. Öldüremediklerini casus ilan ettiler. Başsavcı İlhan Cihaner’i tutukladılar, Cinderella’yı Buggs Bunny’i bile gözaltına aldılar. Artık biz fişliyoruz dediler. Bize oy vermeyenlerin kanı bozuk dediler. Bizim gibi düşünmeyenler, iki cihanda lekeli dediler. 23 Nisan’da koltuğa oturtulan çocuğa, ister asarsın ister kesersin dediler. PKK’yla masaya oturduğumuzu iddia edenler, şerefsizdi... Baykal kasetle infaz edilirken, ağızları kulaklarındaydı. Hanefi Avcı’ya sahip çıkmadılar. Tayyip Erdoğan’ı görünce ayağa kalkmayan Engin Alan’ı Silivri’ye gönderdiler. Teğmen’e sehven yüklenmesine, Soner Yalçın’ın Nedim Şener’in Ahmet Şık’ın tutuklanmasına göz yumdular. Kaşif Kozinoğlu’nun şüpheli ölümüne bi kına yakmadıkları kaldı. Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopteri düştü, öldüğünden emin olana kadar, başka tarafta aradılar. Hizbullahçıları sokağa bıraktılar. İzmir belediye başkanına 400 sene istediler. Adana belediye başkanını MHP’ye geçince hapse tıktılar. Fenerbahçe’yi ele geçirmek için, Aziz Yıldırım’ı tutukladılar. Kendi siyasi çıkarları için, insanlarımızı Mavi Marmara’ya doldurup, ölüme gönderdiler. Kafa kesen, yürek söken şeriatçı teröristlere kucak açtılar, üs kurdular. Cumhuriyetin tek taş pırlantalarını sattılar, saman ithal ettiler. Bu memleketin derelerini savunan öğretmen Metin Lokumcu’yu biber gazıyla öldürdüler. Çağla bademler büyüsün de badem olsun diye, üniversite sınavına şifre koydular, biz tatmin olduk dediler. Şemdin Sakık’ı tanık yaptılar. İlker Başbuğ’u terörist diye müebbete mahkûm ettiler. Genelkurmay başkanı ve kuvvet komutanları topluca istifa etti, bizim Necdetimiz var dediler, sucuk hediye ettiler. Uludere’yi bombaladılar. Madımak’ı zamanaşımına uğrattılar, milletimize hayırlı olsun dediler. Hazreti Muhammed’e nüfus kâğıdı çıkarıp, Tayyip’i peygamberimizin oğlu ilan ettiler. Başbakanımız bizim için ikinci peygamber gibidir dediler. Başbakanımız Allah’ın bütün vasıflarını kendisinde toplamış liderdir dediler. 19 Mayıs’ı yasakladılar. Atatürk ilkelerini ders kitaplarından çıkardılar. Atatürk anıtına çelenk koymak kabahat oldu, ceza yazdılar. Sonra, Atatürk suç oldu, posterine-çıkartmasına trafik cezası yazdılar. Nutuk suç delili oldu. Bayrak suç delili oldu. Atatürkçülere terörist holigan dediler. İki ayyaş dediler. Andımızı yasakladılar. Şehitlere bi kaç Mehmet dediler. Apo, Nevruz’da ulusa sesleniş konuşması yaptı. TC kaldırıldı. Türk yok dediler. Halka gavat dediler. İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal’ı meslekten atmaya, hapse tıkmaya çalıştılar. Merdan Yanardağ’ı tutukladılar. Ethem’in suratına ateş ettiler. Ali İsmail’i sopalarla döve döve katlettiler. Polisi seri katil yaptılar, Abdullah’ı, Ahmet’i öldürdüler. Van münüts şovunda, çocukları nasıl öldürdüğünüzü biliyoruz, siz öldürmeyi iyi bilirsiniz diye bağırıyordu... Çocuk öldürdüler, Berkin’e kıydılar.
*
Derken... Ayakkabı kutusu bi yakalandı kardeşim. Paraları sıfırla bi duyuldu.
*
Savcı Tayyip Erdoğan, avukat oldu.
*
“Bunların hepsini Pensilvanya yaptı.
Benim hiç haberim yoktu.
Kendi kendimin beraatını talep ediyorum” filan!
Paylaş