Paylaş
1- Asrın lideri tarafından yönetilen ülkede, şehit onbaşının çocukları... İki yaşındaki Zeliha’nın çorapları yırtık pırtık, üç yaşındaki Güneş’in çorabı bile yok.
*
2- Hayaldi gerçek oldu... Vatani görevini yaparken sağ bacağını kaybeden Konyalı gazi Hasan’ın, faiziyle beraber geri istenen ve haciz konulan protezi.
*
3- Mayına basan Sivaslı uzman çavuşun, babası... Cenaze törenindeki ayakkabıları, evladı gibi paramparçaydı.
*
4- Hrant’ın ayakkabısı... Tabanı delikti. 10 senedir aynı ayakkabıyı giyiyordu.
*
5- Danıştay’da, görevi başında katledilen Mustafa Yücel Özbilgin’in ayakkabısı... 35 senelik hâkimdi. Malum, o maaşla ne uzarsın, ne kısalırsın, anca çocuklarını namusuyla büyütürsün. Belli ki değiştirememişti, devamlı giyilmekten tabanının köselesi erimişti.
*
6- Bursa’da, hava karardıktan sonra, semt pazarının çöplerinden sebze toplayan anne... Terlikler aynı çöpten.
*
7- Denizli’deki tekstil işçileri... İşten atıldılar, üç senedir haklarını alamıyorlar, dertlerini anlatamıyorlar. Belki bi Allah’ın kulunun dikkatini çeker diye, yalınayak protesto gösterisi yapıyorlar.
*
8- Gül, 7 yaşında... Van’ın Ortanca köyünde, 23 Nisan Çocuk Bayramı’nda, Hadise’nin düm tek tek şarkısı eşliğinde dans ediyor. Çizmesi, önden bakınca çizme... Arkadan bakınca, topukları yok.
*
9- Melek, 12 yaşında... Şanlıurfa’nın Kayalar köyünde yaşıyor, köyde okul yok, Siverek’e okula gitmeye çalışıyor. Yerde kar var. Ayakkabısı yok. Terlikle.
*
Ve, yolsuzluklara damardan giren hükümetimiz döneminde... Ayakkabı kutusu.
*
Mesele, Türk Kürt Ermeni Alevi Sünni Musevi meselesi filan değildir, asla.
Bu ülkede mesele, daima...
Ayakkabı meselesidir.
Paylaş