Kılıçdaroğlu’nun, Malatya’ya Ordu’ya gidip “bu anayasa kayısıya çare olacak mı, fındığa çare olacak mı?” diye sormasına sinirlendi
Başbakanımız... “Hatay’a gelse künefeye çare olacak mı diye soracak, Adana’ya gelse kebaba çare olacak mı diye soracak, çünkü bunlar anayasa ile yemek kitabını birbirine karıştırıyor” dedi. * Halbuki... “Anayasa maddelerini toptan oylarsak, domatesle patatesi karıştırmış olmayacak mıyız?” diye soranlara ne cevap vermişti Cemil Çiçek? * “Domatesle patates birlikte olmazsa, yemekte lezzet olmaz!” * “Cemil Usta” bi nevi... Hukuki damak tadı tarifleri. * Başbakanımız kızacak ama... “Dolma” iki kez geçiyor anayasada. “Türlü” desen, 16 kez geçiyor. * Sanırım o nedenle, “mönüyü soslamışlar” diye itiraz etmişti Kemal Anadol, “çorba güzel de, pilav kurtlu kardeşim... Hem belki ben dürüm yemek istiyorum, ıspanak yemek istemiyorum, niye dayatıyorsun?” demişti... Oktay Vural ise, “kendin pişir kendin ye zihniyetidir bu... Dimyata pirince giderken, evdeki bulgurdan olacaklar” uyarısı yapmıştı. * Cumhurbaşkanımız, yüksek yargıyı “sofra”sında toplayıp, “mantı” yedirirken... AKP’li Kürşad Tüzmen, oylama sırasında “suşi” ısmarlamış; avacado roll, Çin böreği, Thai usulü fesleğenli dana, kappa maki, Pekin usulü ballı ceviz ikram etmişti milletvekillerimize. * CHP’nin “suşi”ye muhalefet olarak geliştirdiği “işkembe” ziyafetinde ise, “sirke”ye uzanma çalışan Mustafa Özyürek’in kafasına mumbar dökülmüştü. * BDP’li Ufuk Uras, “herkes omlet yemek istiyor ama, kimse yumurta kırmıyor” derken... BDP’li Bengi Yıldız, “çürük domates kasası”na benzetmişti anayasa paketini, “üst taraflara birkaç sağlam domates koymuşlar, hepsini yiyin diyorlar, yemezler” demişti. * Gazeteci-yazar Faik Bulut ise, anadilde seslenmişti, “Biz Kürtçede bazı yemekler için riji deriz. Ruhsuz, tatsız anlamında, riji yemek deriz. Bu anayasa rijidir, yavandır.” * Abdüllatif Şener, “elimdeki helva budur dersen, uzlaşma olmaz” derken... Türk Hukuk Enstitüsü Başkanı Prof. Kemal Çevik, “aşure”ye benzetmişti. * Parti kapatmaya karşı olanların şimdi çıkıp itiraz ettiğini belirten Bülent Arınç, “bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu” diye sorarken... Dengir Mir Mehmet Fırat, “Türkiye’de parti kurmak, turşu kurmaktan bile kolaydır” demişti. * Uzatmayayım... Kimi “tatsız tuzsuz” buluyor, kimi “ekşi” diyor... Laf “salata”sından ibaret olduğunu söyleyen de var, milletin karpuz gibi ikiye yarıldığını tespit eden de. * Bu arada... Siz anayasayla manayasayla meşgulken, kaşla göz arasında genetiği değiştirilmiş 25 organizmanın daha memlekete girişine izin verildi. Mesela, çocuklarımızın bayıldığı kızartmalık patates, artık GDO’lu... Sağlıklı diye kullandığınız mısır, soya, kanola da öyle... Tarım Bakanlığı’nın oluşturduğu Bilimsel Komite(!) onayladı... Şekerpancarı üretimini sınırlayan arkadaşlar, genetiği değiştirilmiş şekerpancarı ithaline izin verdi. * Ne diyelim... Cümleten anayasafiyet olsun.