İKİ yıl kadar önce İzmir'de yaşayanların ve İzmir'i yönetenlerin Göztepe'yi sahipsiz bırakmalarına tepki amacıyla kaleme aldığım bir yazıyı şu cümlelerle noktalamıştım:
Ben Göztepeli değilim. Yakın çevrem Altaylı olarak bilse de, 3. Lig'e düştüğü günden bu yana soranlara "Göztepeliyim" diyorum. Herkese tavsiye ederim...
Şövalye ruhuyla sarfedilmemişti bu sözler.
Zayıftan yana olmak, dar gününde bir dosta omuz vermek gibi duygusal misyonu da yoktu.
Aynı yazıda, ’’Bu kentin en önemli simgelerinden biri. Milyonları peşinden sürükleyen bir fenomen. 80 yılın imbiğinden süzülmüş bir kültürdür" diye tanımladığım Göztepe'ye sırt çevirenlere isyanın bir ifadesiydi.
Ama bugün aynı cümleyi yazabilir miyim, bilmiyorum. Daha doğrusu sanmıyorum.
Hatta en zor gününde, "Alayına isyan, ölümüne Göztepe" diye haykıranların bile geldiğimiz noktada Göztepeliliklerini sorguladıklarına inanıyorum. Çünkü Göztepe artık sadece Göztepe değil.
Göztepe artık altın...
Göztepe artık petrol...
Göztepe artık para...
Göztepe artık hisse senedi...
Göztepe artık yatırım...
Kimse kalkıp,"Endüstriyel futbol... Global ekonomi" mavalları okumasın.
Efsane bitti...
83 yılda yazılan destan, tek bir imzayla tarihin çöplüğüne atıldı.
Maç almakla kulüp almak arasındaki farkı algılayamayanlar 83 yıllık bir saflığı, 83 yıllık bir masumiyeti kirlettiler...
Değer miydi Nevzat Abi?
Değer miydi Halil Abi?
Değer miydi Mehmet Abi, Fevzi Abi, Ertan Abi, Ceyhan Abi, Nihat Abi?