Paylaş
Nereye baksanız bir kokuşmuşluk.
Neye el atsanız bir çürümüşlük.
Tepeden tırnağa çamura batmış bir yapı.
Kuralsızlık kural, sistemsizlik sistem olmuş.
“Futbolun adaleti” orta malı. Kim tutarsa öpüyor...
Rüşvet verip delege ayarlamak futbolda.
Maç satmak futbolda.
Hakem ayarlamak, oyuncu ayartmak futbolda.
Tribünde adam bıçaklamak, sahada gırtlak kesmek, yöneticiden avanta almak, yalan haber yazmak, ana avrat düz gitmek.
Hepsi futbolda.
Gazetelerin spor sayfaları, üçüncü sayfalarla yarışıyor.
Ve bu atmosferde İzmir, taraftarıyla, futbolcusuyla, teknik adamıyla, yöneticisiyle, medyasıyla bir Karşıyaka-Göztepe derbisine daha hazırlanıyor.
Aslında maç sanal alemde çoktan başlamış.
İnternet geyikleri evrim geçirmiş, internet canavarı olmuş.
“Oyarız... Koyarız...” muhabbeti iyi niyet dileği sayılır.
Emanet, alet, edevat gırla gidiyor...
Soruyorlar, “Tribünler yarı yarıya mı olsun, yüzde 5 mi olsun?”
Bana kalırsa seyircisiz olsun.
Çünkü biliyorum ki, yaşıyla, kurusuyla başlayacaklar sabahtan çekmeye.
Sonra matiz kafayla dalacaklar tribüne.
Arkası kızılca kıyamet...
Bu yüzden, bir kişinin burnu kanayacağına, bırakın topçular kendi arasında tepişsinler...
Hani o, “Ölmeye, ölmeye, ölmeye geldiiiiik...” diye nara atan arkadaşlar var ya.
Biraz kafayı çalıştırsalar, bu
işlerin ne kadar boş olduğunu anlayacaklar.
Buradan onlara içinde, “Global dünya... Endüstriyel futbol...” gibi yakışıklı kelimelerin geçtiği...
Aslında, “Kardeşler, siz tribünde birbirinizi gırtlaklarken, millet atomu parçalıyor” diye tercüme edilebilecek cümleler kurmak isterdim.
Ama abesle iştigal olduğunu bildiğimden kendimi yormuyorum.
Sadece, fanatizmin cisim bulduğu bu vatandaşlara sormak istiyorum:
Göztepe’nin teknik direktörü kim?
Cevap: Karşıyaka’nın eski futbolcusu.
Karşıyaka’nın kaptanı kim?
Cevap: Göztepe’nin eski kalecisi.
Başka sorum yok hakim bey.
Paylaş