Kırkıncı baharını süren harikulade bahar

Lüzumundan fazla heyecan vericiydi 68 baharı. İşte bu yüzden üstünden tam kırk yıl geçmesine rağmen bir türlü dilimizden düşüremiyoruz. "İnsanlığın kurduğu bu en güzel düş" kısa sürse de kendi estetik lisanını yaratmayı başardı. Sinemada, edebiyatta, siyasette ve müzikte. Hatta modada bile...

"Savaşmayıp sevişenler", "gerçekçi olup imkansızı isteyenler" ve "dünyayı şimdi değiştirmeyi" kafalarına koyanlar ütopyalarını gerçekleştirmese de hepimizi derinden etkileyen bir harekete imza attı: Yıl 1968. Bu kuşak şimdilerde 60’lı yaşlarını sürse de gelmiş geçmiş en radikal ve şaşırtıcı gençliği yaşadılar. Tarihin bu özel dönemi Sartre’ın dediği gibi; "güzel, kısa, önemli, gerçeküstü ve gerçek"ti.

Mayıs 1968’te Paris Sorbonne Üniversitesi’nde bir öğrenci hareketi olarak başladı bu hareket. İşgaller, boykotlar, yürüyüşler ve barikatların kıvılcımları kısa sürede Londra, Berlin ve San Fransisco başta olmak üzere dünyanın diğer şehirlerini de sardı. İşçileri ve başkaldırı ruhuyla alternatif bir yaşam arayanları da peşine katan hareket kendine özgü bir estetik lisan da yarattı. Deri ceketiyle özdeşleşen yakışıklı öğrenci lideri Tarık Ali, "Kızıl Dany" Daniel Cohn-Benditt, barikatlardaki Mick Jagger, kitleleri peşinden sürükleyen siyah lider Martin Luther King ve Vietnam’da savaşmayı reddeden muhteşem Muhammet Ali...

MODA DA 68’E KAYITSIZ KALAMADI

Elbette bu kadar hareketlilik modayı da etkiledi. Hem sokaktaki insanın hem de partilerde boy gösteren salon kadınlarının giyim kodları değişti. 1968 yılında sadece 32 yaşında olan Yves Saint Laurent birbirleriyle kıyasıya çekişen annelerin ve kızlarının kalbini çalmayı başardı. Sosyal gelişmelere karşı her zaman duyarlı olan öngörülü modacı "savaş karşıtlığı" akımını ünlü safari ceketlerinde yorumladı. Safari ceketler kocaman cepleriyle Vietnam’a gidip "My Lai" katliamını fotoğraflayan savaş muhabirlerine özendiriyordu gençleri. Güzellik yarışmalarını basıp sabote eden feministlere de "Le Smoking"i yaparak destek verdi. Kadın hareketine yaptığı katkı bu kadarla da kalmadı, transparan köylü bluzları, rahat elbiseler ve tulumlar da onun hünerli çizgileriyle yeniden yorumlandı.

1950’li yıllarda korselerden kurtulup özgürleşen göğüsler 1968 yılında gösterilerde sutyenlerini yakan feministler sayesinde bağımsızlıklarını tamamen ilan ediyordu. Kadınlar bazı giysileri giyerek bazılarını da giymeyerek özgürlüklerini ilan etmenin yolunu bulmuştu bir kez, durdurabilene aşk olsun!

BİTMEYEN BİR HAREKET

68 baharının toz dumanı dindikten sonra bile etkisi devam etti. Hatta belki de en çok 70’li yılların modasında görüldü yansımaları. Ossie Clark bu dönemin en parlak ve artistik modacısı olduysa da ne yazık ki bir süre sonra tarihe gömüldü. "Baby Boomers" olarak da adlandırılan 68 kuşağı o çılgın politik hareketlilik içinde sıkıcı tek tip giysilerden kurtularak rengarenk giyinmeyi de keşfetti. Hemen ardından gelen hippiler, ya da "çiçek çocuklar" dünyadaki eşitsizliğe, haksızlığa, ayrımcılığa ve ana-babalarının hayatını karartan tabulara giyim-kuşamları aracılığıyla karşı koymaya çalıştı. Bol paçaları, uzun saçları, çiçekli gömlekleri, sandaletleri, yerleri süpüren etekleri, robadan elbiseleri, güneş yanığı tenleri, deri sandaletleri ve etnik takıları modacılar tarafından defalarca yorumlandı. 2008 yazında her yerde bol bol izlerini gördüğümüz "lüks bohem" ve "hippi delüks" kavramlarının tohumları da o dönemin kaygısız gençleri tarafından atılmıştı. Tarzlarının 40 yıl sonra bile Vogue sayfalarını süsleyeceği de hiç akıllarına gelmemişti herhalde...

Yurtta ve dünyada 68 baharı

n Öğrenci ve işçi hareketleri

n Sultanahmet’teki Pudding Shop

n Magic Bus ya da Sarı Otobüs’le çıkılan Avrupa-İstanbul-Katmandu rotası

n Doğan Avcıoğlu ve Yön Dergisi

n Feminizm

n Komün hayatı

n Prag’da göstericilerin üzerine yürüyen Sovyet tankları

n Yoko Ono-John Lennon çiftinin Vietnam Savaşı’na karşı gerçekleştirdikleri yatak eylemi

n Deniz Gezmiş, Mahir Çayan, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan, Taylan Özgür ve Sinan Cemgil.

n Jac Kerouac’dan "Yolda", Aldous Huxley’den "Algının Kapıları" ve Allen Ginsberg’den "Uluma"

n Doğu dinlerine ilgi ve vejetaryenizm

n LSD ve marijihuana

Haftanın Umulmadık İlham Perisi: Anna Piaggi

İtalyan Vogue’nun moda editörü Piaggi ünlü bir moda yazarı ve eleştirmeni olmanın yanı sıra eşsiz bir moda ikonu olarak da anılıyor yıllardır. Yazılarını 1969’dan beri kırmızı bir Olivetti daktiloyla yazan Piaggi, kimsenin kolay kolay bir araya getirmeye cesaret edemeyeceği parçaları, renkleri ve kumaşları eklektik tarzında birleştiriyor. Ayrıca hayalgücünü sadece giysilerinde değil, bol bol renk kullandığı cesur makyajı ve şapkalarında da konuşturuyor. Ünlü tasarımcılara ait 2865 adet elbisesi ve 265 çift ayakkabısı olan Piaggi bu servetini 2006’da Londra’daki Victoria and Albert Müzesi’nde düzenlenen bir sergiyle kamuoyuyla paylaştı.

Ünlü moda editörünün hayranları arasında Manolo Blahnik, Karl Lagerfeld ve Vivienne Westwood gibi isimler bulunuyor. Biz normal fanilerin takamadığı şapkalar Piaggi’nin en önemli silahı, hatta belki de silah yerine enstrümanı desek daha doğru olur. Hanımefendi bu enstrümanı konuşturmak konusunda fenafullah seviyesine ulaşmakla kalmadı, ünlü İngiliz şapka tasarımcısı Stephen Jones da onun adına koleksiyonlar hazırladı. Peki bütün moda ilahlarını kendine hayran bırakan bu eksantrik kadının en beğendiği tasarımcı kim dersiniz? Vivienne Westwood. "Sürüden ayrı olmanın" kitabını yazan ve giyinmeyi bir performans sanatına çeviren bu kadın karşısında şapkamı çıkarıyorum. Kendime onun gibi yakıştırmayı bir türlü beceremediğim şapkamı...

MODA AJANS

Size de bir şey kaldı mı acaba

Kapalıçarşı hanutçuları gibi konuşursak, markalar indirim yapınca kapıyı yüzde elliden açıyor. Bunlardan biri de İtalyan markası Stefanel. Bu sezon epeyce renkli ve çeşitli bir koleksiyon (Etnik, Romantik, Spor ve Couture) hazırlayan markanın özellikle baharat tonlarındaki sıcak renkli elbiseleri efil efil.

Koş vatandaş, yetişen kapıyor

Bu hafta bu bölümü indirimlere ayırdık kıymetli okurlar. Vitrin yalamayı sevenler zaten aşinadır haberlerine ama biz yine de hatırlatalım. Efendim ilk indirimimiz Diesel’den geliyor. Genç, zayıf ve havalı insanların sevdiği Diesel’in özellikleri jean’leri evladiyeliktir ve bizce aksesuvar koleksiyonları da hiç fena değildir. Fiyatları hafiften tuzlu olduğuna göre yüzde elliye varan indirimine niye kayıtsız kalalım ki?

Tasarımcı imzası başka bir şey canım

Tasarım şöyle değerlidir, böyle önemlidir diye durmadan yazıp söylüyoruz ama bilmez değiliz ulaşılmasının o kadar da kolay olmadığını. Bu bakımdan Koton’un Bora Aksu ile yaptığı işbirliği çok kıymetli. Bildiğiniz üzere sayın Aksu özellikle Londra semalarından yükselen bir moda yeteneği. Aksu’nun Koton için hazırladağı son derece giyilebilir tasarımlar şimdi indirimde.

Mudo’nun nesi meşhurdur? İndirimi

Biz basın bülteninin yalancısıyız, kendileri "Ünlü Mudo İndirimi" diyor. Son zamanlarda atağa geçen ve kendini aşan Mudo’da cidden sağlam şeyler bulmak mümkün. Sezondakinin yarı fiyatına kapatabileceğiniz ürünler sadece Mudo Koleksiyonu’nu değil, aksesuvarları ve FTS 43’ü de kapsıyor.
Yazarın Tüm Yazıları