Şiir kitapları yerine gazetelerin okunmaya başlandığı dönemin, yani 20. yüzyılın ikinci yarısının biricik sanatçısıydı Andy Warhol. Sanatla popüler kültür arasındaki sınırı büyük bir cüretkárlıkla kat eden Andrew Warhola, nam-ı diğer Andy Warhol moda dünyasını çok etkiledi.
Hálá da etkilemeye devam ediyor.           Â
Sırf bu sergi için buradan kalkıp da Londralara gidin demiyoruz ama fanatik bir Andy Warhol ve pop-art hayranıysanız o baÅŸka. Britanik memleketin kelli felli sanat galerilerinden Hayward Gallery’de Andy Warhol ile ilgili 18 Ocak’a kadar devam edecek bir sergi var: "Other Voices Other Rooms" (BaÅŸka Sesler BaÅŸka Odalar).  Â
İsmi Truman Capote’nin kitabından hafifçe arak olan "Other Voices Other Rooms"a tam olarak sergi demek de yanlış olur. Zira Liza Minelli’nin video günlüklerini, Salvador Dali ile deneme çekimlerini ve Deborah Harry ile Fashion adlı televizyon programını görme şansınız var. Yerleştirmeler, videolar, filmler ve deneme çekimleriyle klasik bir sergiden çok Andy Warhol’un dünyasına adım atma provası Other Voices Other Rooms.
KENDİNE ÖZGÜ MODA KAHRAMANLARI YARATTI
Hayra mı alamet bilinmez ama pop-art’ın babası Andy Warhol yine yeni yeniden gündemde. Başta modern sanat ve popüler kültür olmak üzere 20. yüzyılın ikinci yarısını onun kadar etkileyen pek az insan vardır.
60’lı yıllara damgasını vuran ve etkisini 80’lere kadar sürdüren ve kafası sanat kadar ticarete de acayip çalışan Warhol modayla da çok yakından ilgiliydi. Edie Sedgwick gibi enteresan bir popüler kültür kahramanı ve trajik bir moda kahramanı yarattı mesela. Akrilik renkleri, plastik takılar, ışıltılar pırıltılar, androjeni ve platin rengi saçlar Andy Warhol modası denilince ilk akla gelenler.
The Andy Warhol Collection by Pepe Jeans London
Andy Warhol özel koleksiyonu, Pepe Jeans London ile Andy Warhol Derneği’nin ortak çalışması. Koleksiyon, Warhol’un imzası grafik desenleri, Campbell çorba kutuları ve Marilyn Monroe portreleriyle dikkat çekiyor. Kendi içinde de Pop ve Factory (Fabrika) olarak ikiye ayrılıyor. Pop’ta Warhol’un pop-art çalışmaları, Factory koleksiyonundaysa kendisi ilham kaynağı oluyor. Koleksiyon elbiseler, grafik desenleri kapsıyor ve 60’ları çağrıştırıyor. Günlük giysiler, grafik baskılı elbiseler ve etekler, dış giysiler, gömlekler ve aksesuvar serisi de diğer unsurları. Daha zarif olan Fabrika teması ise Lou Reed ve Edie Sedgwick gibi isimlerden esinleniyor. Bu koleksiyonun Türkiye’de sadece Carnivale mağazalarında satıldığını da hatırlatalım.
Andy Warhol’u nasıl vurdum?
Andy Warhol vesilesiyle Valerie Solanas’ı da analım. "Andy Warhol’u vuran kadın" olarak tanınan Solanas’ın ünlü "Erkek Doğrama Cemiyeti Manifestosu" Ayşe Düzkan tarafından Türkçe’ye de çevrildi.
"Kendini erkek düşmanı bir fahişe ve dilenci" olarak tanımlayan Solanas, 1966’da "Kıçınıza Girsin" adlı bir oyun yazdı ve 1967’de Andy Warhol’un sanat fabrikası "Factory"ye takılmaya başladı. Warhol bu feminist oyunla ilgilendi, özellikle de adına bayıldı. Ancak nedense Valerie’nin polis olduğuna taktı. Valerie’nin bu soruya yanıt olarak "Evet polisim, bu da rozetim" diye cinsel organını gösterdiği söyleniyor.
Kendisini sürekli oyalayan Warhol’dan oyunun metnini geri isteyen Valerie, tek kopyanın kaybolduğunu öğrenince çılgına döndü. Takıntılı bir şekilde Warhol’u arayarak para isteyen Valerie ona öyle çok içerledi ki, sonunda vurmaya karar verdi.
1968’de Warhol’a üç el ateş ederek, üçüncü kurşunla akciğerlerine, midesine ve karaciğerine zarar verdi. Hapishane yerine akıl hastanesine gönderilen Valerie’den şikayetçi olmadı Warhol. Ve 1971’de dünyanın orta yerine yeniden salıverildi Valerie Solanas. 1988’de San Fransisco’da ucuz bir otel odasında zatüreeden ve amfizemden öldü. Yoksul ve kimsesizdi.
Erken Ä°ndirimden Faydalanma Rehberi
İnci mağazalarında Advantage işbirliği ile 31 Aralık’a kadar tüm ürünleri 8 taksitle alabilirsiniz. İnci’nin "Renkli Günler" uygulaması ile seçilmiş sezon ürünlerini farklı avantajlarla bulabilir, beğendiğiniz ürüne özel "Renkli Günler" reyonlarında yüzde 40’a varan indirimlerle sahip olabilirsiniz.
Ucuz moda devri bitiyor
Silk&Cashmere markasının yaratıcısı Ayşen Zamanpur, "Son 6 yıldır dünya modasına hakimi olan ’ucuz fiyat, sezonluk kullanım, çok modern’ üçgenine yatırım yapan moda devlerinin popülerlikleri bitiyor. Sadece 5 kere giyilince eskiyen ve aynı hevesle yenilenen ’Prontomoda’ devlerinin sonu geliyor" diyor. Yani ipek ve kaşmir gibi uzun yıllar giyilebilecek şeylere yönelmenin tam zamanı şimdi, Zamanpur’a göreÉ
Yüzde 50’ye varan indirim JeansLab’de
Diesel’in genç markası 55DSL başta olmak üzere birçok yabancı markayı bir arada sunan JeansLab’da, yüzde 50’ye varan sonbahar indirimi var. Adını "Jean Laboratuvarı"ndan alan ve "Sadece bir markadan oluşan hayat sana dar geliyorsa..." sloganıyla yola çıkan JeansLab, ünlü markaların sezon ürünlerini aynı çatı altında topluyor.
Replay jean’ler yarı yarıya
Replay, modayı takip etmek yerine kendi trendini belirlemeyi tercih edenleri yüzde 50 indirimlerle mağazalarına bekliyor. 60’ların folklorik esintilerinin, 70’li yılların romantizmi ve 80’lerin bohemle harmanlandığı koleksiyonda jean’ler var. Folklorik desenlerle hareketlenmiş elbise ve gömlekler ise jean’ler kadar dikkat çekiyor.
Beğendiğimiz Kadınlar Sevdiğimiz Hareketler
İkon sözcüğünün Salı Pazarı’nda don satan adamların ağzına sakız olduğu şu günlerde hakiki bir "moda ikonu"yla karşılaşırsak ne yapacağız? Saygıyla biat edeceğiz elbette. Grace Jones ile 60 kelimesini yan yana getirmek bile kulağa tuhaf geliyor ama New York vatandaşı Grace Jones 60 yaşında imiş. 19 yıldır albüm filan çıkarmayan ikonik şarkıcı yeni şarkılarıyla aramızda. Albümün pek manidar adıysa: Hurricane. Brian Eno, Tricky ve Sly & Robbie gibi isimlerin katkıda bulunduğu albüm eleştirmenler tarafından "yaşayan efsaneye yakışır" bulundu.
Hálá anlatıla anlatıla bitirilemeyen Studio 54 günlerinin siyah disko kraliçesiydi Grace Jones. Sık sık taklit edilen yarı androjen yarı uzaylı görünümü çıkık elmacık kemikleri, kare kesimli saçları ve Amazonvari silüetiyle pekişiyordu. Keskin, göz alıcı ve sert giysileriniyse Fransız fotoğrafçı Jean-Paul Goude yaratmıştı.
1980’li yılların robotik disko hitlerine de imza atan Grace Jones en büyük sükseyi New York’un gey ortamlarında yaptı. Hayranlarının gözü o kadar karaydı ki, bir tanesi kendini Grace’e kelepçeledi. "Ondan kurtulmak için kafasına vurmak zorunda kalmıştım" diye naklediyor bu garip anekdotu Jones.
Bu arada kendi davranışları da az egsantrik değildi. Bunların arasında 1981’de sohbet programına konuk olduğu Russell Harty’yi tokatlaması, 1998’de memelerini gösterdiği için Disneyland’dan atılması, bir daha gelmesinin yasaklanması ve 2006’da isimleri Jones olan 1224 insan için konser vermesi sayılabilir. Moda dünyasını çok seven ve bu sevgisi de fazlasıyla karşılık gören Grace Jones, defileleri ön sıralarda izleyen bir isim olmanın yanı sıra, Philip Treacy’nin şapkaları için modellik de yaptı.