Alpay'ın gençliğinde futbolcu olduğunu çok az kişi bilir. Müzik için futbolu bırakan Alpay, Galatasaray'la oynadıkları bir maçta Türk futbolunun efsane kalecisi Turgay Şeren'e attığı golü unutamıyor.
Kavgacılığıyla da tanınan Alpay Nazikioğlu, bugün farklı düşüncede; ‘‘Güçlü olduğunu biliyorsan, kanıtlamak zorunda değilsin’’ diyor.
Lefter'den iyi futbolcu gelmedi
- Babam demiryolcu olduğu için 16 yaşında profesyonel futbol hayatıma Ankara Demirspor'da başladım, sonra Gençlerbirliği'ne transfer oldum. Benim için en büyük adam Lefter'di, bugüne kadar da öyle bir futbolcu Türkiye'ye gelmedi. Ben sağaçık ve solaçık oynardım. İki ayağıyla da topa vuran, çok teknik, çok hızlı bir oyuncuydum.
Demirspor'dayken Galatasaray'la oynadığımız bir maçta Turgay ağabeye voleyle bir gol atmıştım. Çamurlu sahada oynadığımız için Turgay ağabey yetişemedi, bu da benim şansımdı. Turgay Şeren bana göre sadece Türkiye'nin değil, dünyanın gelmiş geçmiş en büyük kalecilerinden biri. Her şey iyiydi, ama ben antenmanlardan nefret ediyordum. Bunun üzerine babam bana ‘‘Ya hayatını yaşa, ya da dünya çapında bir sporcu ol’’ dedi. Ben hayatı yaşamayı seçip 19 yaşında futbolu bıraktım. Fenerbahçe taraftarıyım ama fanatik değilim.
Özallar'ın özel şampanyası
Anadolu Ajansı Genel Müdürü Behiç Ekşi, bir gün telefon edip Semra hanımın 12 arkadaşıyla Karpiç'e geleceğini söyledi. Semra hanım ayrılırken ‘‘Burası harika bir yer, en kısa zamanda Turgut'u da getireceğim’’ dedi. Bir hafta sonra Behiç ağabey yine arayıp bu sefer Turgut beyin geleceğini haber verdi. Bu arada ‘‘Haberin olsun, onlar dondurmalı şampanya içerler’’ diye ekledi. Hayatımda ilk defa böyle bir içki duyuyordum, üzerime bir kábus çöktü. Behiç ağabey ‘‘Nurettin Koçak da gelecek ona sor’’ deyince rahatladım. Hemen Nurettin ağabeyi arayıp ‘‘Sayın başbakan dondurmalı şampanya içermiş, benu bunu hayatımda ilk kez duyuyorum, geldiğinde sen hazırlarsın’’ dedim. ‘‘Tamam, sen merak etme’’ dedi. O gece Nurettin ağabeyden öğrendim, meğer o kadar da matah bir şey değilmiş. İki top meyvalı dondurmanın üstüne şampayı koyuyorsun. Turgut bey o gece üç saate yakın oturdu, müzik bitene kadar yerinden kalkmadı, sonunda gitarist iki üniversite öğrencisini sahnede tebrik etti. Özal'ın siyasi ve ekonomik görüşlerine tersim, ama onları aile büyüğü olarak benimsemişimdir. Turgut bey kendisine de söylediğim gibi, gerçekten ‘‘Tonton’’ lakabını bileğinin hakkıyla elde etmiş insanlardan biridir. Her gelişlerinde paralarını kendi ceplerinden ödemişlerdir. Bir de 10 Kasım'ın matem olmaktan çıkarıldığı gün geldiler, o gece ben ona Kalinka'yı söyledim, hiç unutmam. Turgut beyle bu kadar yakın dostluğumuz vardı ama en küçük bir çıkar ilişkim olmadı. O karakterde bir adam olsaydım, bugüne kadar bin kere köşeyi dönmüş olurdum.
Zeynep babasını anlatıyor:
Çok sık ağlar
Babam vazgeçilmez bir insandır, o bir tanedir. Hem duygusal, hem mantık olarak benim için çok önemlidir. Her zaman çok içtenlikli ve doğru davranan bir insandır. Çok şıktır, kılık kıyafet konusunda hep ondan fikir alırım. Bana hiç baskı yapmadı, çok özgür yetiştirdi ama, yine de bazen çaktırmadan empoze eder. Her konuda onu acayip eleştiririm, sesini çıkarmadan dinler. Yüz ifadesi sert gibi görünür, aslında çok yumuşak, çok yufka yüreklidir, çok sık ağlar. Şarkıları içinde en çok ‘Ayrılık Rüzgarı’nı seviyorum.
Elektrik gibi adamdım
Ankara Hukuk Fakültesi'nde okurken ve mezuniyetten iki sene sonrasına kadar haftanın dört günü karakolda, iki günü mahkemede geçerdi. Yanımda hep en yakın arkadaşım Ayı Cemil olurdu. Hayatımda hiç dayak yemedim, elektrik gibi adamdım. Hayatımda hiçbir zaman haksız yere dövüşmedim, silahımı kılıfından çıkarmadım. Bir gün Hukuk'taki sınavıma gidiyorum, güzel bir kızı, arkasında çarpık çurpuk bir adam rahatsız ediyor. Sabrım tükendi, adamı yanıma çağırıp ‘‘Kız seni istemiyor, seni hiç aynaya bakmadın mı, mümkün mü böyle bir şey?’’ dedim. Adam bana yumruk atmaya kalktı, kavga çıktı, karakola gittik. Ve o gün ben sınava giremedim, bu yüzden eylüle kaldım. Uzakdoğu'nun bilinen bilinmeyen tüm sporlarını yaparak sonunda dövüşmemiyi öğrendim. Şimdi dövüşmenin bir kompleks olduğunu, daha güçlü olduğunuz iddiasından kaynaklandığını biliyorum. Güçlü bir adamsan, o zaman bunu kanıtlamak zorunda değilsin.
Nazar boncuğu taşırım
Nazara inanırım, yanımda boncuk taşırım, herkesi Allah nazardan saklasın.
MHP'li Şevket Bülent Yahnici şirin bir adamdır, çok severim.
Tembellik olsun diye ilk zamanlar komple sakal bıraktım ama, bazı yerlerde çıkmadı için kel gibi kaldı. Sonunda bu hale getirdim, hanımlar çok beğendiği için de kesmiyorum.
Aynaya baktığımda hoş bir insan görüyorum.
Ev işlerinden hiç anlamam ama, dünyada benden daha iyi sandviç yapan kimse olamaz.
Bazı konularda çok beceriksizimdir. Sigorta, musluk tamiri yapamam, otomobilimin lastiğini değiştiremem. Liseye gidinceye kadar ayakkabımı bağlamasını bilmezdim.
Ecevit'in beyni delikanlı gibi
Alpay, büyük bir Ecevit hayranı. ‘‘Ecevit'i çok seviyorum, ona çok inanıyorum. Ecevit'in vücudu halsiz düşmüş olabilir, ama beyni bir delikanlı beyni gibi çalışmakta. Bana göre Ecevit'in alternatifi yoktur’’ diyen Alpay, süleyman Demirel'i düşünmek bile istemiyor.