Yalvaçlı Mumcu kardeşlerin ağabeyi Erkan politikada ne kadar hırslı, ne kadar azimliyse en küçüğü Mustafa da o kadar amansız bir doğa savaşcısı.
29 yaşındaki işadamının beş yıl önce Eğirdir Gölü'nden başlayan ekoloji yolculuğu, bugün ‘‘One Nature’’adıyla Antakya'dan Torbalı'ya, Şanlıurfa'dan Razgrat'a uzanır halde. Kuru fasulyeden kabuklu mercimeğe, keten tohumlu ekmekten maş fasulyesine, firik bulgurundan havluya, zeytinden bornoza, üzüm pekmezinden keçi peynirine, tarhanadan tavuğa, nar ekşisinden tişörte kadar. Ekolojik tarımın ne olduğunu anlamak için Torbalı'dan girip Bayındır dağlarına güneş tepemizde tırmandık da tırmandık. Türkiye'de ekolojik tarımın bu ilk deneme coğrafyasında doğal çilekler, kirazlar, sultani üzümler yedik. Burası Bayındır dağlarında eski adıyla Kavakalan, şimdiki adıyla Çınardibi. Güler yüzlü, ekolojik tişörtlü Mustafa Mumcu, başladı işin sırrını anlatmaya, diyet kola düşmanı vejateryan genel koordinatörü Figen Mertol tamamladı. Ziraat ve gıda mühendisleri Dr. Hakan Pamuk ile Birol Yayıkçı da üstüne cila yaptılar. Selam size ‘‘Karpuz kapuğu denize düşmeden yaz gelmez’’ demeyenler... Selam size doğayla savaş yerine barış yapanlar...
Bulgaristan’da bal üretiyoruz
Ne gariptir ki, doğal ürün yetiştirmek için bütün bir yıl ter döken çiftçi, kazandığı parayla oğluna plastik top, kızına plastik bebek, eşine plastik leğen alıyor.
- Babadan tekstilci olduğum halde 1995'de bu işe girmeye karar verdim. Çünkü o tarihlerde Eğirdir Gölü çevresindeki çiftçiler ilaçlı tarım yüzünden kanserden ölüyordu, hava kirliği de cabası. Konuyu araştırırken ortağım Orhan beyle tanıştık. Cebinde tek kuruş olmadan Almanya'ya gidip kimya mühendisliği tahsil etmiş. Sonraki yıllarda babasının Türkiye'den gönderdiği bir kamyon sarmısakla bu işe gönül vermiş. Erkan ağabeyim ve Orhan beyle Isparta'da uzun çalışmalar yaptık. Dört yıl önce de dünyanın dört yanından davet ettiğimiz ünlü ziraat uzmanlarıyla büyük bir ekoloji paneli yaptık. Onun sonucudur ki, şu anda Isparta'da 70 aile bizim için üretim yapıyor. Çalıştığımız çiftçilerin bir yıllık ürünlerini almayı garanti ediyoruz, ilgimizi üzerlerinden eksik etmiyoruz.
Memleketimiz Yalvaç'ta kurduğumuz ekolojik kurutma tesisinde bölgenin elma ve şeftalisi işlenecek. Bulgaristan'ın Razgrat orman köylerindeki çiftçiler bizim için ekolojik bal ile bizde olmayan orman ürünleri yapıyor. Yabanmersini, böğürtlen, ıhlamur ve akasya balları çok değişik. Türkiye'de ürettiğimiz çam ve kekik ballarını iç piyasaya verdik, Bulgaristan ürünleri ise gelecek yıl verilecek.
ORGANİK PAMUK
Yüzde 100 organik pamuktan üretilmiş boyasına kadar hiçbir kimyasal içermeyen ekolojik tişört, havlu, bornoz üretimimiz var. Nike için ürettiğimiz organik pamuk, Sanko'da iplik, Yeşim'de tişört oluyor. Organik pamukta tekiz; 7 bin ton yaptık bu sene. Bu ürünlerin özellikle Amerika'da inanılmaz müşterisi var. Doğal kök boyası kullanılıyor, vücut zehir solumuyor.
EKOLOJİK PEYNİR
Yakında ekolojik peynir üretmeye başlıyoruz, önce keçi sütünden yapacağız. Keçi, ormandaki çalılardan doğal beslendiği, üretiminde antibiyotik kullanılmadığı için çok doğaldır. Üretimimizin yüzde 80'ini başta Almanya olmak üzere Japonya ve Amerika'ya ihraç ediyoruz. Üretimin her aşamasından ambalajına kadar dünya standartında olduğumuz belgelenmiş durumda. Şu anda iç piyasadan karımız yok, ihracattan kazandığımızla yetiniyoruz. Kendi toprağını kirleten AB için tek zengin ve bakir ülke Türkiye. Topraklarımızın yüzde 50'sinde ekolojik tarım yapıldığını düşünün. Çiftçimiz zengin ve eğitimli olmuş, kente göç bitmiş, çocukları en güzel okullarda okuyor. Ülkenin total kalitesi yükselmiş, kentte ne varsa köyde de o var. Böyle bir Türkiye, inanın ancak ekolojik tarımla gerçekleşecek, lütfen uyanalım.
Domatesin firesi 1’e 20
20 kilo domatesten 1 kilo domates suyu, 11 kilo elmadan 1,5 kilo elma suyu çıkıyor. Fiyatların biraz yüksek görülmesinin bir nedeni de bu.
Çınardibi'ndeki 70 yıllık bağlarda susuz tarım yapılıyor. Sulama olmadığı için hastalık riski yüzde 60 daha az. Sadece bordo bulamacı ve kükürt kullanıyoruz.
Üzüm uzun süre dayanması için 100 litre suya 1 litre zeytinyağı ve kül eklenerek hazırlanan karışıma bandırılarak sakız çalıları üzerinde kurutulur. Dalından koparıldığı halde 3 haftada kurur.
Doğal kurutulan kayısı karamelize olmasından dolayı koyu kahverengi olur. Kanserojen olan kükürtle kurutulan kayısı ise sarı renktedir.
Ürünlerin kurtlanmaması için dünyada kullanılan son teknik araç korbondioksit tankı Türkiye'de sadece bizde var, Avrupa'da da ancak dört firmada. Öteki şokma tekniklerinde lavralar öldürülemezken, bu yöntem onları basınçla patlatıp ışıkta üremelerine engel oluyor.
Tarım bakanının yediği bal gibi hormonlu
Eski bir yağ fabrikatörünün oğlu sevimli gıda mühendisi Dr. Hasan Hakan Pamuk, doktora tezinin konusu olan Bayındır dağlarındaki üzüm bağlarında kızgın güneşe aldırış etmeden su gibi çağlıyor.
- Tarım Bakanımız bir basın toplantısında hormonlu ürünleri gözümüzün içine baka baka yedi. Çünkü çiftçi ürününü satamazsa kabak sayın Tarım bakanların başına patlıyor. Hormonlu ürünlerin sakıncaları ortaya çıkınca sıkıntı çiftçiye yansıdı, oradan da bakana. Sayın Bakan günü kurtarmak amacıyla ‘‘Hormon filan yok’’ dedi ama, bal gibi hormonlu. Hormon belki kanser yapmıyor ama, doğal olmayan bir şeyi yiyorsunuz. Peki, üzerindeki ilaçları ne yapalım, esas tehlike onlar. Hastalığa, zararlıya karşı kullanılan ilaçlarda ‘‘Hasat süresi 7 gündür’’ yazılıdır. Bu, ‘‘Uygulamadan ancak 7 gün sonra hasat edebilirsiniz’’ demektir. Bizim çiftçimiz farkında olmadan atıyor ilacı, yükselen piyasaya mal yetiştirmek için iki gün sonra da hasat yapıyor. Hepsi kanserojen olan bu ilaçlar vücudumuza direkt giriyor.
TARIMIN EKSİKLERİ
Bakanlıkla görüşüp ekolojik ilaç ithal etmelerini, bu konuda tek yetkilinin de kendilerinin olmalarını söyledik.
Tarım Bakanlığı'nın her ilçede teşkilatı var, yeterli elemanı yok, hele ekolojik tarımı bileni. Bir acı gerçek de, ülkemizde bir üründe hormon, ilaç kalıntısı olup olmadığını belirleyecek Avrupa'ya akredide tek bir laboratuvar olmayışı. AB ülkelerinde satılan bebek gıdalarında ekolojik ürünler kullanılması yasal zorunluk. Ekolojik olarak satılan ürünlerin etiketinde sertifika veren kuruluşun logosu ve ürünün lot numarasının mutlaka arayın.
EKOLOJİ SERTİFİKASI
Bizde bazı ürünlerde ‘‘natürel, hormonsuz’’ gibi ifadeler yer almaya başladı, kanmayın, bunlar göz boyama. Bir ürünün hormonsuz olması onun ekolojik olduğunu göstermez. Sertifikalı gerçek ürünlerde zaten hormon yok. Meyveler, sebzeler insanlar yesin diye ürün vermez Yener bey, hepsinin ortak amacı kendi nesillerini devam ettirmek. Çekirdeksiz karpuz üretirseniz onu sonsuzluğa mahkum etmiş olursunuz.