Siyasileri aikido uslandırır

Yerli samuray Yaman Gedikoğlu, ünü sınırlarımızı aşan Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı'nın efsanevi yaratıcısı, Haliç Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. Gündüz Gedikoğlu'nun oğlu.

Samuraylığa öylesine gönül vermiş ki, ateşle sudan oluşan ejderin, ‘‘dragon’’un dev dövmesi kolundan vücuduna yayılıyor. Etiler'deki dairesi derseniz sanki bir Japon evi, sürgülü kapılardan yer yastıklarına, tütsülerden soya kokularına kadar. Can dostları Hakan ile Ahmet'in anlattıklarına göre ellerinden fışkıran ‘‘biyo-enerji’’den ünlü bilim adamı babası da ağrıları tuttuğunda faydalanıyormuş. Yamansan, Japonların efsane kılıç p;ri Miyamato Musashi'nin ‘‘Beş Çember’’inden geçip usta bir stratejist olma peşinde. Onun için başını eğmiyor, gözlerinin arasını kırıştırmıyor, geniş ve enli bakıyor. Onun için dağ düşünen insana deniz gibi saldırıyor, deniz düşünen insana da dağ gibi. Onun için zamanı hiç kaçırmıyor, hep kararlı ama, acelesi varmış gibi görünmüyor. Samuray kılıcı işini tamamlamadan yerine dönmezmiş, biz gelelim aikido'ya.

Aikidoda karar anı temas anıdır

Mindere çıkmadan önce Kamiza denen kutsal köşeye selam verilir. Orada samurayların kullandığı büyük kılıç ‘‘Katani’’ ile ölülerin ruhuna yanan tütsü ve mum bulunur. Hepsinin geri planında ise Üstat Ueshiba'nın resmi asılıdır.

Tatami adı verilen minderdeki tek oturma şekli seiza'dır. Aksi söylenmedikçe tatamide bir yerden bir yere gidiş şikko'yla, yani dizlerinin üzerinde yürümekle gerçekleşir.

Aikidoda karar anı temas anıdır. Karşılıklı uygun bir mesafede durulur, taraflardan biri harekete geçer ve teknik o anda uygulanır. Saldırı pozisyonuna ‘‘uke’’, savunmaya ‘‘tori’’ denir.

Aikidoya yeni başlayanlar bol pantolonu andıran beyaz bir altlıkla düğmesi ve cepleri olmayan, beli kemerle bağlanan beyaz bir üstlük giyer. Siyah kemer sahipleri ise ayak hareketlerini gizleyen uzun ve bol pilili siyah renkli ‘‘hakama’’ giyer.

Dojo içinde kavga etmek, yumruk, tekme atmak, yüksek sesle konuşmak, yasaktır. Dojonun kesin komutanı hocadır, onun gösterdikleri dışında kimse kendi kafasına göre teknik uygulayamaz.

Saldırganı kendi gücüyle def ediyoruz

- Aikido, Japonya'da 20. yüzyılın ilk yarısında doğmuş, kurucusu ‘‘üstat’’ Morihei Ueshiba'dır. Ueshiba'nın şu sözleri onun felsefesini anlatıyor zaten; ‘‘Aikido sonu olmayan bir yoldur. İlk önce ve en zor yeneceğiniz düşman içinizdeki şiddettir.’’ Üç heceden oluşan aikidoda ‘‘ai’’ sevgi, ‘‘ki’’ yaşamımızı sağlayan güç, ‘‘do’’ da yol demek; yani ‘‘sevginin yolu.’’ Aikidoda kavga dövüş yoktur, temel prensip karşı karşıya gelen iki gücün birbiriyle çarpışmasını eklem ve yaşamsal sinirleri kullanarak önlemek. Saldırgan bana ne kadar hızlı, ne kadar güçlü saldırırsa o kadar şanssız. Çünkü kendi güç ve hamlelerini kullanarak onu bertaraf edip, yaşamla ölüm arasındaki bir noktada bırakıyorum, hem de en az zarar vererek. Aikidoda saldırı hamlesi yoktur, boş yere kuvvet harcanmaz. Başarıya ulaşmak için bir zihinsel sakinliğe ulaşmak ve kendi bedenimiz üzerinde denetim kurmamız şart. Bu öğretide iki gücün birbirine üstünlük sağlaması da söz konusu değil, bunun için aikidoda yarışmalar, şampiyonlar yoktur. Bilinen yaklaşık 3500 aikido tekniğini başkalarıyla değil, kendinle mücadele etmek için kullanıyorsun. Biz bu minderde öğrencilerimize ancak farkındalığın kapısını gösterebiliriz, o kapıdan geçmek, o yolda yürümek, kendini tanımak onun kendi elinde.

Kavgacıydım, uslandım

- Aikidoya başladığım günden itibaren hayatım değişti, 13 yıl öncesine ben kavgacı, agresif biriydim. O günden itibaren herkesle itişip kakışan Yaman gitti, yerine anlayışlı, çözümcü, uzlaşmacı olanı geldi. Kimse beni yenemez diye bir düşüncem olamaz, amaç egonun hákim olmadığı düz bir benliğe sahip olabilmek. Çarpışmamak için elimden geleni yapıyorum, karşımdakini anlamaya çalışıyorum. Hırslardan arınıp uzlaşmacı olabilmek için siyasetçiden işadamına, gazeteciden bürokrata kadar herkes aikido öğrenmeli. Dalay Lama'nın bir lafı var; ‘‘En zor anlarımızda en iyi ürünlerimizi üretmişizdir’’ der. Yener ağabey, biz aikido minderinin üstünde kimsenin yapamadığı bir şey daha yapıyoruz, birbirimize dokunuyoruz. Oysa günlük hayatta el sıkışmak dışında haricinde insanlar birbirine dokunmaz. Halbuki evren enerji üstüne kurulu, vücudumuzda da büyük bir enerji var. Aikido çalışanlar birbirlerini tuttuklarında, savurduklarında vücutlarındaki enerjiyi sıfırlıyorlar. Negatif duygular, insanda debisi çok yüksek su gibi çağıldıyor, pozitifler ise bir otomobili yokuş yukarı iter gibi.

En iyi savunma arkana bakmadan kaçmaktır

- Londra'da okurken geceleri ünlü eğlence yerlerinde bodyguard'lık yapıyordum. Crystal adlı ünlü kulüpte çalışırken bir gece iki Çinli içeri girmek istedi. O anda müdürümüz bize telsizle gelenlerin mafya üyesi olduğunu söyleyip içeri almamamız talimatını verdi. Kendilerine durumu anlattık, ses çıkarmadan çekip gittiler. Aradan on dakika geçmişti ki, karşımıza bir Çin ordusu geldi. Güvenlik grubu olarak onlardan çok güzel, esaslı bir dayak yedik. Benim aikido hareketlerim hangisi birine yetsin ki? Aslında en iyi savunma arkana bakmadan kaçmaktır, en iyi savaş da yapılmayan savaştır.
Yazarın Tüm Yazıları