Türk tiyatrosunun yaşayan en büyük ustalarından Müşfik Kenter, Yener Süsoy’la yaptığı röportajda, özel yaşamının yanı sıra, tiyatronun içinde bulunduğu zor durumun nedenlerini de anlattı.Kenter, tiyatro eğitimi almak isteyen öğrencilerin büyük çoğunluğunun sanatın anlamını öğrenmek yerine, diploma sahibi olmak ya da ‘piyasanın içinde olmak’ istediğini söyledi.Bu soruyu sormamış olmayı çok isterdim, üzgünüm... - Ne yazık ki, öğrencilerin çoğunun amacı oyunculuk değil, diploma sahibi olmak. Diyelim 50 öğrencim var, bunlardan 2’si oyuncu olabilirse ne mutlu onlara. Bir ara sinema öğrencilerine oyunculuk dersi vermemi istediler. Gittim baktım, çocuklar hiçbir şey bilmiyor; Hamlet’in, Shakespeare’in adını bile duymamışlar. ‘Niye geldiniz buraya?’ diye sordum, açıkça diploma için dediler. Altında en son model otomobil, cebinde bol para, limitsiz kredi kartı, çocuğun özlemi yok ki. Ankara’dan gelen öğrencilere, neden Başkent’teki konservatuvar sınavlarına girmediklerini sordum. Aldığım cevap ‘Hocam, İstanbul piyasanın kalbi’ oldu. Herkes lokomotif olmak istiyor, yok öyle şey, vagon da olacaksınız. Bugüne kadarki başarılı öğrencilerimin içinde Uğur Polat şu anda çok ünlü. Bence sinemada da, tiyatro eğitiminden geçmiş insanlar çoğunlukta olmalı.BABAM DEVLETE KIRGIN OLDUĞU İÇİN İÇKİ İÇERDİYıldız ve Müşfik Kenter’in babası Dışişleri Bakanlığı’nın gözde diplomatlarından Ahmet Naci Kenter’dir...- Babam Robert Kolej mezunu, anadili gibi Fransızca ve İngilizce biliyor. Lozan Konferansı’nda hem yazman, hem de İsmet İnönü’nün Özel Kalem Müdürü. Babam İngiltere’ye gidiyor, orada annem Olga Cynthia’ya aşık olmuş. O zamanlar diplomatların yabancılarla evlenmesi yasak, aşkı uğruna bakanlıktaki görevinden ayrılmayı tercih etmiş. Evlendikten sonra annem Müslüman olmuş, adını da Nadide olarak değiştirmiş. Babam görevinden ayrıldıktan sonra çok esaslı maddi sıkıntılar yaşamışız. Babam çok esaslı bir adamdı, ünlü diplomatlıktan çevirmenliğe düştüğü için kırgındı ve bunun için içki içiyordu. 1957’de ilk kez maaşımla babama Omega marka bir saat aldım. Maaşım 320 liraydı, saate 290 lira vermiştim. Vefatından sonra saat yine bana kaldı, sahnede hep o saati takarım, babamı yanımda hissetmek için. Bütün sıkıntılarımı eşim sayesinde atlattımKadriye’yle evlendiğimizde hiçbir şeyimiz yoktu. O zamanlar ben Bebek’te bir bodrum katında oturuyordum, çocuklar bendeydi, onlara ben bakıyordum. Kadriye, çocuklarıma sahip çıktı, beni bırakmadı. Kadriye bana gerçekten her konuda çok yardımcı oldu, hayatımı değiştirdi. Onunla birlikte daha üretken oldum, sıkıntılarımın hepsini Kadriye’nin sayesinde atlattım. 57 yıldır sahnedeMüşfik Kenter, 57 yıldır sahnede. Ablası Yıldız Kenter’le birlikte kurduğu ‘Kent Oyuncuları’ çağdaş Türk tiyatrosunun en görkemli sayfalarını dolduruyor. Bugüne kadar William Shakespeare’den Bertold Brecht’e kadar, ünlü tiyatro yazarlarının eserlerini başarıyla sahnelediler.