Sahtecilik aşiretlerin tekelinde

Selçuk Güzenge, 1956 İstanbul doğumlu, İtalyan Lisesi’nden sonra İtalya’da ekonomi eğitimi alan bir TC vatandaşıdır. İtalya’daki öğrencilik yıllarında bir yandan da ticaret yapar.İtalya’dan deri ithal eder, turizmciliğe soyunur, mobilya, dekorasyon, mutfak işine girer. 1996’nın bir yaz günü İtalya’da Paulo Dini’den aldığı bir teklif hayatının akışını değiştirir. Yıllar önce Milona’da bir deri atölyesinde tanıştığı Dini, dünyanın en ünlü ve prestijli giyim markalarından Paul & Shark’ın sahibidir. Güzenge’ye firmasının Türkiye ve Ortadoğu temsilciliğini teklif eder. Selçuk Güzenge, bugün 90 ünlü markanın Türkiye’deki temsilcisinden oluşan Tescili Markalar Derneği’nin de genel başkanı. Derneğin amacı malum; kayıt dışı ekonomiyi destekleyen taklit, sahte üretim ve ihracatı ile ilgili önlemler almak. Güzenge’yle Nişantaşı’nda Mim Kemal Öke Caddesi’ne nazır ofisinde, taklit ve sahtecilik üzerine konuştuk. Bu arada bu iki kelimenin anlamı için TDK’ya danışmayı da ihmal etmedik. ‘Taklit’ belli bir örneğe benzemeye veya benzetmeye çalışma. ‘Sahte’ ise bir şeyin aslına benzetilerek yapılan, düzme, düzmece. Var mısınız güler yüzlü, tatlı dilli Selçuk Güzenge’yi dinlemeye. Biz susalım, Güzenge anlatsın, kimmiş, neymiş şu sahteciler öğrenelim. Taklitte dünya 4.’süyüz- Dünya ticaretinin yüzde 7’sinin taklit ve sahte malların oluşturduğu kabul ediliyor. Sahtecilikte dünyanın en başka gelen ülkesi Çin, biz ise bu yıl bir basamak gerileyip 4. sırada yer aldık. 2. sırada Tayvan, son sırada ise Kolombiya ve Brezilya yer alıyor. Sınai mülkiyet hakları yasası yıllardır çıkmadığı için Paul and Shark’ın Trakya bölgesinde yapmayı düşündüğü 150 milyon euro’luk fabrika projesini gerçekleştiremedik. Paul and Shark’ın sahibi Paulo Dini, bununla Çin, Rusya ve Ortadoğu’yu Türkiye üzerinden beslemeye karar vermişti. İlgili yasanın çıkmayışı yüzünden geçen sene Lacoste da Romanya’ya kaçtı. Yener Bey, uluslararası toplantılarda sahtecilikle anılmaktan, refüze olmaktan bıktık. Biz Tescilli Markalar Derneği’ni gerçek ihracatımıza katkıda bulunmak için kurduk.Sahteciler, bazı markaları orijinalinden güzel yapıyor- Sahteciler öyle profesyonel çalışıyor ki, bazı markaları neredeyse orijinalinden güzel yapıyorlar. Etiketinden düğmesine, çıtçıtına kadar her şey yerli malı, yan sanayiinin büyük bölümü sahtecilere, taklitçilere çalışıyor. Sahte ve taklit üreten fabrikaların, atölyelerin çoğu mekan olarak biliniyor. Baskınlar yapılıyor ama, gittiğinizde başka bir firmanın malını buluyorsunuz. Çünkü o noktadan itibaren bir köstebek müessesesi çalışmaya başlıyor. Geçenlerde savcılıktan gerekli izni alıp Çağlayan’da bir baskına gittik, yanımızda 2 polis memuru. Bir de gördük ki, kapı duvar, kepekler kapalı, belli ki önceden haber verilmiş. Küçük ilçelerde mahkemeden karar çıktığı anda kepenkler iniyor. Marmaris’te 9 ayrı yere baskın yapmaya gittik, o gün, o saatte hepsinin kepenkleri inmiş vaziyetteydi. Ertesi gün de bekledik, yine açmadılar, ta ki biz oradan ayrılana kadar. Outlet mağazaları halkı kandırıyor- Bizde yeni yeni açılmaya başlanan outlet mağazaları dünyada da çok yaygın. Avrupa’da bu tür mağazalara şehir dışında kurulmaları şartıyla açılış izni veriliyor. Bunun nedeni, modanın, tasarımların ve ticaretin zarar görmemesi. Halbuki bizde neredeyse her adım başı bir outlet mağazası var, sattıkları da bizim ‘yatık’ dediğimiz mallar. Yaptıkları reklamlarda sattığı ürünlerde yüzde 70 indirim yaptıklarını söylüyorlar. Olamaz, outlet için özel üretim yapıp halkı kandırıyorlar. Çeşitli markaların depolarında yıllardır bekleyen ürünlere spot fiyat verip toplu alım yapıyorlar. Sonra da, büyük markaların ürünlerini sanki aynı sezona aitmiş de ucuza satılıyorlarmış gibi reklamlar yapıyorlar. Ürünlerin depoda ne kadar kaldığını tüketicinin bilme şansı yok, ayrıca çoğu da defolu. Sahtecinin poliste köstebekleri var- Türkiye’nin çeşitli bölgelerindeki fabrikalarda üretilen milyonlarca sahte ve taklit mal, bazı Doğulu aşiretler kanalıyla pazarlanıyor. Sahteci piyasası bu çetelerin elinde, maalesef ucu uyuşturucu ve teröre kadar gidiyor. Alanya, Bodrum, Kuşadası, Marmaris’te sahte mal satan mağazalara giden avukatlarımız dayak yiyor. Buradan soruyorum, belediyeler bunlara nasıl ruhsat veriyor? Ne fatura var, ne fiş... Maliye nerede? Taklit ve sahte ürünlerin ana imalatı için özel olarak kurulmuş fabrikalar var. İstanbul’da taklit ve sahte ürün yapan fabrikalar, genellikle Yeni Bosna, Esenler, Merter, Okmeydanı civarında yoğun. İzmir’dekiler ise Adnan Menderes Havalimanı yolu üzerindeki bölgede yer alıyor. Bunların yanı sıra Tekirdağ bölgesinde, Antalya, Kahramanmaraş, Gaziantep’te de irili ufaklı sahte mal üreten fabrika ve atölyeler var. YARIN: Ukrayna Dışişleri Bakanı’na giden gemi
Yazarın Tüm Yazıları