Sağcı sanatçı olur mu ben hiç duymadım

‘Şu Çılgın Türkler’ kitabının yazarı Turgut Özakman, tiyatro dünyasının da yakından tanıdığı bir isim. Hatta, edebiyatçılığından önce tiyatrocu olduğu bile söyle-nebilir rahatlıkla. Dolayısıyla, Özakman’ın anılarının önemli bir kısmının tiyatro dünyasıyla ilgili olması son derece doğal.

Ben sola açık bir adamım, ayrıca sağcı sanatçı olur mu, ben hiç duymadım. Necip Fazıl’ın şiirleri sağcı şiirler mi?

Hiçbir siyasi olayın içinde yer almadım, herhangi bir derneğin üyesi bile değilim. Siyasete girmeyi hiç düşünmedim, hiçbir siyasi partiden teklif de gelmedi, çok şükür.

‘Cumhuriyet Bebeleri’ adlı bir grubumuz var, 1960’tan beri toplanıyoruz. Bu bebeler, Cumhuriyet’in ilanından sonra doğanlar yani. Babayasa’mıza göre, çeşitli konuları disiplin içinde tartışırız. Dünya görüşlerimiz değişik olabilir, bizim için önemli olan sentezdir.

Galatasaray taraftarıyım, Xamax’ı 5-0 yendiğimiz gün benim için çok önemliydi, sanki emperyalizme karşı bir zafer kazanmıştık.

Anne tarafım Bakırköylü, babam tarafı ise iki kuşak öncesinden Bulgar göçmeni. Babam 1927’de Bent Deresi’nde Ankara’nın ilk tiyatro binasında Cumhuriyet Gazinosu’nu açmış.

İlkokulu Bakırköy Taş Mektep’te, ortaokul ve liseyi ise Ankara Atatürk Lisesi’nde okudum. Yakın arkadaşlarımın başında Atilla Sav, Yılmaz Renda ve Can Yücel vardı. Öğlenleri zengin fakir hep birlikte Kızılay’ın gönderdiği yemekleri yerdik.

Yahya Kemal’den Orhan Veli’ye methiye

- Duyduk ki, Yahya Kemal Ankara’ya gelmiş, üç arkadaşımla birlikte onunla görüşmeyi kafaya koyduk. Orhan Veli’nin ‘Garip’ akımı başlamış, Divan edebiyatı öğreten liseden çıkan bizler, şiir konusunda bocalamaktayız. Edebiyat dergilerinin çoğunda Orhan Veli aleyhinde yazılar çıkıyor, şiirleriyle alay ediliyor. Yahya Kemal mi, Orhan Veli mi, hangisinin hayranı olmalıyız, bunu öğreneceğiz. Randevu alıp, kaldığı Ankara Palas’a gittik. Aynen şöyle dedi:

‘Orhan Veli büyük ve iyi bir şairdir. Şiirleri, biçimleriyle ya da özleriyle birbirinden ayırmayın, güzel şiiri öğrenmeye çalışın.’

Muhsin Ertuğrul’dan işittiğim azar

- Almanya’da Basın Ataşe yardımcılığı yaparken, bir gün Muhsin Ertuğrul Bey çıkageldi. Akşam birlikte Bonn’un tanınmış bir oda tiyatrosuna gittik. Konuşurken bir ara, ‘Keşke bizim de olsa, ne iyi olur’ dedim. Muhsin Bey, Türkiye’ye döndükten sonra bir mektup yolladı. ‘Oda tiyatrosunu açıyorum, kalk dön’ diyordu, döndüm. Ankara’ya gelir gelmez Küçük Tiyatro’ya gidip yukarı kata çıktım. Muhsin Bey’i bulup, kabul etmeyeceğini bile bile elini öpmeye teşebbüs edeceğim. Nerede olduğunu sordum. ‘Aşağıda oda tiyatrosu yapılıyor, şuradan in, Muhsin Hoca orada’ dediler. Söyledikleri yoldan gittim ve bir anda kendimi oda tiyatrosunun sahnesinde buldum. Karşıdan ışıklar geliyor, kimseyi göremiyorum, öyle kalakaldım. Birden Muhsin Bey’in sesi duyuldu, ‘Ceketini ilikle Turgut’ diyordu. Çok bozuldum, ceketimi ilikledim benim o kadar saydığım Muhsin Bey de genel müdür olunca bürokrat olmuştu. Kırgın bir vaziyette yanına gittim, yüzüme baktı. ‘Sahneden geçiyorsun Turgut, tezgáh orası’ dedi. Meğer onun için ceketimi iliklememi istemiş.

Celal Bayar’a hayali naklen yayın

- ‘Duvarların Ötesi’ oynanıyor, 1954. Cumhurbaşkanı Celal Bayar Amerika’ya gitti. Bazı gazetelerimize göre Yeni Dünya’yı fethetti. Mesela Ahmet Emin Yalman şöyle yazıyordu: ‘Celal Bayar’ı gören Amerikalılar, ‘Allah’ım bize de böyle bir Cumhurbaşkanı nasip et’ diye hayıflandılar.’ Türkiye’ye dönüşünde de çok büyük bir törenle karşılanması lazım. İstanbul Radyosu’na da bu olayı naklen yayınlaması emri verildi. Saat 10.00’a çeyrek var, ne Giresun muhribi var ortada, ne Acar motoru. Behçet Kemal Bey saat tam 10.00’da ne olup bittiğini hiç kimseye sormadan açış konuşmasını yapmaya başlıyor. Celal Bayar hálá ortada yok, yayın da başlamış, ne yapsınlar? Baki Süha Bey, Bayar’ı Acar motoruyla Kabataş’a çıkarıyor, oradan da Park Otel’e götürüp teslim ediyor. O sırada Topağacı’nda bir adam görüyor gerçeği, bizimkiler ise hálá on binler, alkışlar diyerek anlatmaya devam ediyor. Adam telefon açıyor radyoya, ‘Siz mi delisiniz, ben mi? Rüya mı görüyorsunuz?’ diyor.
Yazarın Tüm Yazıları