Metro City’nin ortağının cebinde 40 milyon var

Bu sabahtan itibaren 'Türkiye'nin gün ışığında en büyük alışveriş merkezi' sloganıyla kapılarını açan Metro City'e girerken çevrenize şöyle bir bakın.

Kuytu bir köşede, lacivert blazer ceket, gri pantolon giymiş, ak saçlarını sağa taranmış halim selim 76'lık bir yakışıklı beyefendi görürseniz, o Muammer Ağım'dır. Yanından ayrılmadan onun söylediklerini bir bir not alan ise büyük kızı, genel koordinatörü, sağ kolu Seda Gengörü'dür.

Bursa'nın ünlü iplik kralı Muammer Ağım, Üsküp kökenli bir göçmen ailenin 1928 Bursa doğumlu oğlu. 57 yıllık sanayicinin yarım yüzyıldır aynı yastığa baş koyduğu eşi Meral'den Seda, Gamze adında iki kızı, Onur adlı bir oğlu var. İşte Metro City'nin yıllardır özenle kendini saklayan, objektiflerden uzak duran ortağı gün ışığında.

Rum dişçinin komisyoncu annesi

Benim bir Rum diş hekimim vardı, sene 1988, bir gün ona muayene olurken bana annesini tanıştırdı. Kadın bana; 'Beyefendi elimde çok kıymetli arsalar var, ilgilenir misiniz?' dedi, meğer emlak komisyoncusuymuş. Bana 5-10 arsa gösterdi, ben de içlerinden şimdi üzerinde Metro City'nin yükseldiği arsayı beğendim. Arsanın büyük sahibi Philips, yüzde 25'i ise Sabancı'ymış. Bu arada hayli uğraştık, Philips Çorlu'daki fabrikasına gitti ve sonunda aldık. Arsayı aldıktan sonra ortaklık için dolaylı olarak birkaç kişiyle görüştükten sonra Necmettin Öztemir beyde karar kıldım. Necmettin bey gün görmüş, dürüst bir insandı, ortak olarak birlikte çalışmaya başladık.

Hayatımda hiç kahkaha atmadım

Metro City de ötekiler de hepsi bu topraklara armağan ettiğimiz, kalıcı büyük eserler. Bu iş için Finansbank'ın sahibi Hüsnü Özyeğin dışında hiçbir bankadan ilgi görmedik. İş Bankası'nın benim şirketlerimin bu kadar büyümesinde büyük katkıları olmuştur. Benim hayatımda yatım, uçağım olmadı ben sıradan bir insanım, hiçbir özelliğim yok. Onun için bugüne kadar benim yüzümü gören, röportajımı okuyan olmamıştır. İlk defa sizinle konuşuyorum, yazdıklarınızı yıllardır takip ettiğim için size güveniyorum. Ben Emirgan'da 200 metrekare, lüksü olmayan bir evde ikamet ediyorum. Paraya hiç değer vermem, para benim için vasıtadır, işte cebimdeki para 40 milyon kusür lira. Geceleri çıkıp eğlence yerlerini dolaşmam, gösterişi sevmem, evimde 5 torunumla oynarım. Kemal Sunal'in filmlerini severim ama, gülmesini bilmem, hayatımda kahkaha atmadım. İçimdeki en büyük ukde ise gençliğimde yabancı bir lisan öğrenmeyişimdir, bunun için kızlarımı ve oğlumu yabancı okullarda okuttum, hepsi en az 2 yabancı dil bilir.
Yazarın Tüm Yazıları