İstanbul Deri ve Zührevi Hastalıklar Hastanesi Başhekimi Dr. Nezihe Dirlik Baltalı, müthiş açıklamalarına devam ediyor.
Ege Tıp Fakültesi'nde okuduğu dönemde arkadaşlarının ''Mercedes Nezihe'' diye isim taktığı Baltalı, Karaköy Genelevi'ne gittiğinde gördükleri ve duyduklarının kendisini çok üzdüğünü söylüyor.
Hayatımda ilk defa bir genelevi 6 yıl önce Fuhuşla Mücadele Komisyonu üyesi olarak Karaköy'e gittiğimizde gördüm. Filmlerden, romanlardan nasıl bir şey olduğunu biraz tahmin edebiliyordum ama, bu kadar berbat bir şey görmedim. Bana çok iğrenç geldi, çok da üzüldüm doğrusu, orası bizim hastanenin ilgi alanı dışında. Ortaya bir soba koymuşlar, etrafında çıplak kadınlar, tam bir et pazarı, bana çok itici geldi. Oralardan sorumlu bazı meslekdaşlarım bana anlatmıştı, Karaköy'ün aboneleri arasında profesör bile varmış. Yanımızdaki binadaki Belediye Muayene Evi'ne her hafta bastonlu bir hanım mutat kontrol için gelirdi. Onu görenler; ‘‘Herhalde bastonunu muayene ettiriyor’’derdi.
Genelev kadınları daha güvenli
- Buraya 17-18 yaşında öyle güzel kızlar geliyor ki, ben bile hayran kalıyorum. Test sonunda bakıyoruz HIV pozitif çıkmış. Bu yüzden bir anlık zevk için kendinizi riske atmayın. Lütfen tek eşli yaşayın, hiçbir erkeğin evde oturan hanıma hastalık bulaştırmaya hakkı yok. Adam HIV pozitif çıkınca ben ne yaptım diye başını duvarlara vuruyor, önceden aklın neredeydi kardeşim? Sen hastalığını güle güle kullan; peki eşinin ne suçu var?.. Kadının haberi yok, çocuk doğurmuş, bebeğin ne suçu var?. Buna göre, genelev kadınları daha güvenli, daha az riskli, çünkü her hafta kontrole gidiyorlar. AIDS'in terle, tükürükle bulaşmaz, sadece cinsel ilişkiyle geçmediği şimdilik doğru olabilir, çünkü henüz tespit edilmemiş. 3 sene sonra tükürükle de bulaştığı anlaşılırsa ne yapacaksınız, tıp böyle örneklerle dolu. Son yıllarda AIDS vakaları Türkiye'de artış gösterdi. 1992'de 10 hasta belirlemiştik, bugün ise bu sayı 70'lere çıktı.
Homoların erkekliği tutar
- Homoların bile buraya geldiklerinde erkeklikleri tutar, başımıza dert olurlar. Homolarla bayanları ayrı bölümlerde yatırıyoruz, arada da kilitli bir bölme var. Gecenin bir yarısında homolar bayanlarla birlikte olmak ister, nöbetçi doktor, hemşire duruma müdahale eder. Homolar dillerinin altında jilet taşır, açıp gösterirler keserim ha diye. Çok agresif bir grup vardı eskiden, camları kırarlar, duvarlara rujla yazılar yazar, ojelerle boyalarlardı her yeri. Özenle diktirdiğim lastikli çarşafları makasla kesip kimisi saçına kurdele yaptı, kimisi de taş atmak için sapan. Onlarla konuşurum hep, aslında o kadar saygılıdırlar ki. Kendilerine saygı ve sevgiyle yaklaşıldığı zaman hiç çirkin tepki vermezler.
Kan bankasına güvenim yok
- Bugün bir sürü yerde kan alınıp veriliyor, gerekli testlerin tam ve düzgün yapıldığından emin miyiz? Onun için herkese öneriyorum, kendinize ait kan bankanız olsun. Sağlık kontrollerini düzenli yaptırdığını bildiğiniz akrabalarınızdan, yakınlarınızdan birini tespit edin, size acil kan lazım olduğunda onu çağırsınlar. Mesela benim kuzenimle tutuyor kanım, söyledim yakınlarıma ihtiyaç olursa onu çağıracaklar. Ben bilerek kan bankasından kan almam, ancak haberim olmadan verebilirler.
Mercedes Nezihe derlerdi
Ben maddiyat için çalışmıyorum, varlıklı bir ailenin kızıyım. Babam Denizli Babadağ'ın ünlü tekstilcilerinden Nazif Dirlik. Aydınlı olan yüksek mühendis eşim Derya da aynı şekilde. Ege Tıp Fakültesi 1979 mezunuyum, orada arkadaşlarım bana ‘‘Mercedes Nezihe’’ derdi. Babam tıbbiyeyi kazanma hediyesi olarak sıfır kilometre bir Mercedes almıştı da ondan. Ağabeyim yüksek mimar, ablam ise eczacı. Babamın tek isteği benim doktor olmamdı, bu yüzden ODTÜ'yü kazanmama rağmen göndermedi. Ertesi sene yeniden sınavlara girip tıbbiyeyi kazandım. Burada 1 milyar civarında maaş alıyorum. Hiçbir gün makam aracı filan kullanmadım, kendi özel otomobilimle gidip geliyorum.