Keşke her Yunan Ioannis Corantis gibi düşünse, Evdokia Corantis gibi gibi konuşsa. Birisi Yunanistan'ın 53 yaşındaki 25'inci Ankara Büyükelçisi, öteki ise 32 yıllık aşkı. Sefir bey, Atina ve Paris'te hukuk okumuş, sefire hanım ise ekonomist.
Çok şaşıracaksınız, her ikisi de Türkiye'ye toz kondurmuyor. Atina'da bıraktıkları kızları Irini, Maria ve Liza'yı da aynı duygularla yetiştirmişler. Büyükelçilik rezidansında aşçıbaşı Kemal ustadan servis elemanı Ferruh'a kadar hepsi Türk. Yunan analar, Türk dostu evlatlar da doğururmuş meğer.
Corantis'ler Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Çankaya'da kapı komşuları. Burası Cumhurbaşkanlığı Köşkü'nün 5 no'lu kapısının karşısındaki iki katlı, minik bahçeli mütevazı bir köşk. Ankara Büromuzun yakışıklı Gürsel'inin hazırlattığı Hacıbaba'nın fıstıklı baklavasıyla kalbini fethettik sefire hanımla sefir beyin. Nemize lazım, tatlı yiyelim tatlı konuşalım, ‘‘Kalimera’’ diyerek girelim söze.
Türkiye, birkaç aydır pahalı bir ülke oldu
Madem Türkiye'yi bu kadar seviyorsunuz, neden Brüksel yolunda sürekli karşımıza dikiliyorsunuz birader?
- Yener bey, ben şahsen her zaman Türkiye'nin AB'ye girmesini destekledim, destekliyordum. Elimde tek başına karar verme yetkisi olsa, bugün Türkiye'nin üyeliğini onaylarım. Türkiye bence bugünkü haliyle de AB'ye girmeyi hak ediyor, karşı çıkanlar bana sebebini söylesin. Neden hayır, neden gidemez? Avrupa çok kültürlü bir topluluk, farklı dinler, farklı gelenekler, farklı diller, değişik yemekler, değişik giyimler. Ama, hepsinin ortak isteği bu farklılıklarla beraber yaşamak. Bence öyle bir gün gelecek ki, AB'nin içinde olmak dışında olmaktan daha zor olacak. Türkiye öteki ülkelere nazaran son birkaç aydır birdenbire pahalı bir ülke oldu. Maaşımı dolar olarak alıyorum, geçen yıla nazaran harcamalarımda büyük fark olduğunu fark ediyorum. Ankara'ya geldiğim 1999'un mayıs ayında berbere verdiğim saç traşı ücreti bugün 4 kat arttı. Ama bütün bunlar Brüksel yolunda giderken yaşanacak, çok normal. Şikayetçi olmayın, biz de AB'ye giderken benzeri sorunları aynen yaşadık.
Sizdeki gibi bizim evde de son sözü ben söylerim, ‘Evet sevgilim’ derim
Corantis'lerin Türkiye için söyledikleri yapmacık mı dersiniz?
- Yener bey, ülkemin menfaatlerini sonuna kadar korurum ama, Türk meslektaşlarımı saymayı da kendime ilke edinmişimdir. Onlar da bana hep aynı duygularla cevap verdiler, veriyorlar. Bu sıcak ilişkiler alışılagelmiş tabuları kolayca aşmamıza çok yardımcı oluyor. Hassas olduğumuz konuları biliyoruz, tahriklere kapılmadan orta yolu bulmak en güzeli. Eşim de, ben de Türkiye'ye ilk adımımızı attığımız günden beri kendi evimizde gibi huzurluyuz, rahatız. Görev icabı bugüne kadar çok ülke gezdik, Türkiye'de gördüğümüz konukseverliği hiçbir yerde görmedik. Bunları size kompliman yapmak için söylemiyorum. Türkiye Yunanlı turistler için de çok çekici. Türkiye'ye gelen Yunanlı turist sayısı sizden Yunanistan'a gidenlerden çok daha fazla. Yunanlılar Türkiye'ye gönül rahatlığıyla geliyor, burası onlar için terör yaşanan bir ülke değil, kesinlikle güvenli bir ülke. Düşünün ki, ben yanıma koruma almadan geziyorum. Burası benim dost bildiğim ülke, neden korkacağım? İki ülke gençlerini birbirlerine yakınlaştırmayı kendime misyon edindim. Bunun için ticaret odaları dışında Türkiye'nin birçok üniversitesinde konferanslar veriyorum. İkimiz de Akdeniz ülkesi insanlarıyız, birbirimize benzeyen o kadar çok yanımız var ki. Mesela aile kavramı iki ülke arasında aynı. Bizde de ailenin başı her zaman annedir, baba ise denetim yapar. Bizim evde de son sözü daima ben söylerim; ‘‘Evet sevgilim’’ derim.
Türklerin duyguları çok çabuk değişiyor
Türkiye'de çok Türkiye var, birbirinden çok farklı şeyler bulabilmek mümkün. Ege'den Karadeniz'e, dünyada benzeri olmayan Kapadokya'dan Akdeniz'e kadar. Türkiye çok zengin olduğu kadar çok da çekici bir ülke. Güneydoğu'ya henüz gidemedik ama, en kısa zamanda Van, Maraş, Diyarbakır, Urfa'ya gideceğim. Türkiye'de eşimin ve benim en sevdiğimiz yer Ayvalık. Orada yediğim lokma tatlısının tadı hala damağımda. Türk insanı çok çabuk değişebiliyor. Bir bakıyorsunuz müthiş duygulu, bir bakıyorsunuz demoralize olmuş, bir bakıyorsunuz kahkahalar atıyor. Bir gün manşet olan bir haber, ertesi gün tamamiyle unutuluyor.
Eşim Livaneli hayranı
Rezidansta görev yapan aşçıbaşından servis elemanlarına kadar hepsi Türktür. Son Anneler Günü'nde evimizdeki Türk personel eşime çiçek getirip kutlama yaptı. İşte Türkiye'nin bir başka güzel tarafı. Başka ülkelerde böyle şeylerle karşılaşmak pek mümkün değil.
Haymana’daki kebapçıyı ömür boyu unutmayacağım
Nabzını çok iyi tuttuğuma inandığım Türk insanı, çok hassas, çok gururlu, ona özel bir itina göstermek lazım. İşte size bir örnek anlatayım: Eşim ve arkadaşlarla geçenlerde Midas'ı görmek için Polatlı taraflarına gittik. Dönüşte eşim otoyol yerine devlet yolundan gitmemi istedi. Tam öğlen zamanıydı, karnım çok acıktı, bir de baktım ki Haymana'dayız. Küçük, şirin, sakin bir kasaba, ilk defa geliyorduk. Bir ağaç altında dört masalı küçük bir lokanta gördüm, adam döner çeviriyordu. Masalar doluydu, döneri çeviren iri yarı bir adam yanımıza gelip ne istediğimizi sordu. Adam biraz ters gibi göründü önce hepimize. Yabancı olduğumuzu öğrenince masadaki müşterileri dışarı çıkartıp bizi onların yerine oturttu. Görünüşünün tersine yumuşak kalpli o adam bize birer salata ve Adana kebap getirdi. Yunanlı olduğumuzu öğrendikten sonra ne istediysek hepsini bulup koşturdu. Haymana'yı ve konuksever o Türkü hiç unutmayacağım. Sizin en büyük zenginliğiniz halkınızın mükemmel konukseverliği. Bir Türk meslektaşım benim yaşadığım bu mutluluğun benzerini Yunanistan'da da yaşar, aksini düşünemiyorum.