Avrupa'nın En İyi Oteli seçilen Four Seasons İstanbul'un Genel Müdürü Marcos Bekhit, arkadaşımız Yener Süsoy'a Türkiye'deki turizm ‘‘zihniyetini’’ anlattı.
Turizm fuarlarına yanlış temsilci
- Ülkenin tanıtımı için her yıl dünyadaki turizm fuarlarına insanlar yollanıyor. Genelde Türkiye'yi doğru şekilde temsil edemeyecek kişiler yollandığı için fuarlardan yarar sağlanamıyor. Çay, kahve muhabbetine giden insanlarla bu işler olamaz. Ülkesini iyi tanıyan, ülkesiyle gurur duyan, devletinin belirlediği vizyonu çok iyi bilen insanlar gönderilecek. Geri döndüklerinde soracağız onlara; ‘‘Ver bakalım raporunu nereleri sattın? Kaç kişi getiriyorsun?’’ diye. Bir şey yapamamışsa gelecek sefere tüm kadro değişecek. Son krizde İstanbul'daki oteller ve tur operatörleri ‘‘İstanbul Forum’’ adı altında toplandı ve değişik komiteler kuruldu. Bizim de dahil olduğumuz bir komite ocak sonuna kadar Avrupa'nın 10 önemli kentini ziyaret edip İstanbul'u anlatacak, Türklerin sıcak ‘‘Hoşgeldiniz’’ mesajını iletecek.
Yabancı yatırımcılar bu koşullarda gelmez
- Uluslararası yatırımcılar Türkiye'yi dünyanın en zor iş yapılan ülkelerden bir olarak kabul ediyor, ben de aynı düşüncedeyim. Four Seasons olarak Beşiktaş'taki ikinci otel projemiz 1998'de başladı, otel hálá açılmadı. Yatırımcı olarak düşünün; 100 milyon dolarlık proje yapıyorsunuz, bunun için kredi alıyorsunuz ve üç yıl hiçbir şey yapmadan para ödüyorsunuz. Yılda 60-70 milyon dolar gelir getirecek, 500 yüz kişiye iş imkanı sağlayacak bu proje bunca yıldır uykuda. Four Seasons'ın İstanbul'da ikinci bir otel açması Türkiye'nin dış tanıtımı bakımından da çok önemli. Orası bize Özelleştirme İdaresi tarafından turizm projesi olarak verildi ama, belediyelerden Anıtlar Yüksek Kurulu'na kadar çok değişik yerlerden sürpriz kararlar çıkıyor, süre durmadan uzuyor. Ben bunca yıldır İstanbul'da olduğumdan için bu sisteme alıştığım için normal karşılıyorum ama, yeni bir yabancı yatırımcı bunları kabul etmez.
İstanbul'a 5 büyük otel daha lazım
Türk turizmi bana göre 2002'nin ilk altı ayında yumuşak bir geçiş yapacak, işler çok parlak olmayacak. İkinci altı ay ise toparlanacak ve çok daha iyi olacak. Ancak bu ikinci altı ayın 2001'in ilk sekiz ayında olduğu kadar iyi olmasını beklemeyelim. Türkiye'nin turizm geleceği çok parlak bir ülke olduğuna bütün kalbimle inanıyorum. İstanbul'un en az beş büyük otel daha kaldıracak potansiyeli var. Önümüzdeki beş yıl içinde İstanbul'a gelmeyecek otel zincirleri daha sonra kafasını duvara çarpacak. Çünkü bu güzel kentin en iyi bölgeleri başka yatırımcılar tarafından çoktan kapılmış olacak.
Kendinizi tanıtmayı hiç bilmiyorsunuz
- Türkiye gerçekten dünyanın en iyi korunmuş gizli bir köşesi. İstanbul'a atandığımı Amerika'da arkadaşlarıma söylediğimde hepsi İstanbul'un benim ve ailem için tehlikelerle dolu olduğunu söylediler. Bu güzel ülkenin dışardaki imajının böyle olmasına şaşırmıyorum, çünkü birçok insan benim yedi yıl önceki bildiklerim kadar tanıyor burasını. Türk medyasında bazı kötü şeyler çok abartılıyor. Halbuki İspanya'da bir bomba patladığında gazetelerinde minik haber oluyor.
Antalya ve Bodrum'a torpilsiz gidilmiyor
Yazın Antalya veya Bodrum'a torpilsiz gitmenin imkanı yok. Turist bileti elinde saatlerce havaalanlarında bekliyor. THY yetişemiyorsa başka havayollarından uçak kiralasın ama, asla charter olmasın. Bir hafta sonu geçirmek isteyen aile charter'la asla gitmez. Tur operatörlerinin, otel yöneticilerinin, turistlerin bütün görüşlerine tek tek değer verilmeli, yazdıkları bir kenara atılmamalı.
Marcos Bekhit, Four Seasons İstanbul'un bütün personeline yakın arkadaşıymış gibi davranıyor.
Otelin mutfağını da sık sık ziyaret eden genel müdür, arkadaşımız Yener Süsoy'la birlikte mutfağa girip her şeyle yakından ilgilendi.