Boşuna koç yumurtası yemeyin

6dk okuma

Sinema dünyasının Robocop'u varsa, tıp dünyasının da Robodoc'u var, üstelik hayal ürünü değil. Doğma büyüme New Yorklu 35 yaşındaki Türk cerrahı Prof. Dr. Caner Dinlenç'e Amerika, bu adı takmış.

ABD'nin en büyük gazete ve dergileri, onun robotla yaptığı laparoskopik prostat ve böbrek kanseri ameliyatlarından övgüyle söz ediyor. Hürriyet'in ‘‘Ankara Büyükelçisi’’ sevgili Sedat Ergin aracılığıyla Robodoc'a ulaştık. Ve bir de baktık ki ABD'nin yeni gözdesi ‘‘Robodoc’’ Caner, bu röportaj için bir günlüğüne New York'tan İstanbul'a gelmiş. Yemek yedik, kahve içtik, gece yarısına doğru da prostat ve böbrek muhabbeti başladı. Konuşmamız bittiğinde Robodoc'u New York Beth Israel Hospital'daki hastalarına yetiştirecek uçağın kalkmasına birkaç saat kalmıştı.

Prof. Dr. Caner Dinlenç, 1965'te New York'a yerleşen Trabzonlu inşaat mühendisi Şadi Bey'le Gönül Hanım'ın üç oğlundan biri. UNICEF'te çalışan eşi Begüm, ünlü Türk diplomatı Onur ve Aytül Gökçe'nin kızları. 9 yıllık evli olan çiftin 6 yaşında Kent adlı bir oğulları var. New York’lu ünlü cerrah, Türkçe’yi Amerika'da öğrenmiş, Türkiye'de askerliğini yapmış. Boston Üniversitesi'ndeki tıp öğreniminden sonra üroloji dalında yürümeye karar vermiş, bugünlere kadar gelmiş ve işte karşımızda oturuyor.

Prostatı konuşmak ayıp değil

- Buradan erkeklere sesleniyorum; uyanın, prostatı konuşmak ayıp değil, prostat çok ama, çok önemli. 50 yaşındaki her erkek mutlaka yılda bir kere kan tahlili yaptırıp PSA'sını öğrenmeli. Eğer büyükbabasında, babasında, amcasında veya kardeşinde prostat kanseri olan varsa buna 40 yaşında başlaması şart. 40 yaşındaki bir erkeğin PSA'sı 2'den az olmalı, 60 yaşında ise 3,5'a kadar normal sayılır. PSA'nın yüksek çıkması o kişide mutlaka prostat kanseri olduğunu göstermez. Bunu söylemek için biyopsinin yanı sıra yeni uygulan özel bir PSA tahlili gerekir. Prostat kanserinin hiçbir erken tanısı yok, kesin teşhisi yine ürologun parmağıyla yaptığı rektal tuşe söylüyor. Prostat büyümesiyle prostat kanseri ayrı konulardır. Büyüme birçok erkekte olur, önemli değildir. İlaçla, lazerle veya cerrahi yolla idrara yol açılıp hasta sağlığına kavuşturulur. Prostat kanseri hayatın sonu değil, yeter ki onu yok farz etmeyelim.

Robotlu ameliyatta kan yok

-Ameliyatta prostatım çok kanar, canım çok acır, ameliyattan sonra idrarımı tutamam, erkekliğim bitti sözleri geride kaldı. Bu korkular yüzünden hastaya ameliyat yerine ışın tedavisi uygulanması da bence yanlış. Çünkü ışın, prostat kanserini yok ederken ona yapışık damar ve sinirleri de aynı hızla öldürüyor. Işın hangi dokuyu koruyacağını bilmez, onu ancak biz ameliyatta ayırt edebiliriz. ‘‘Da Vinci’’ adlı robotun FDA'dan onay aldığı 2001'den beri bu tekniğin öncüsü olan 3 ürolog cerrahtan biriydim. Bugüne kadar ünlü Türk işadamları da dahil 100'ün üstünde ameliyat yaptım. Ayrıca yine robotla böbrek taşlarını kesmeden çıkarıyoruz, böbrek tümörlerini alıyoruz. Açık prostat kanseri ameliyatlarında hastanın 2 litre kan kaybetmesi normal sayılır. Bunun için ameliyattan bir ay önce hastanın kanı alınıp bankaya konup ameliyatta hazır edilir. Laparoskopik ameliyatlarda bugüne kadar hiçbir hastama kan nakli yapmadım, çünkü kaybedilen miktar 100-500 ml arasında oluyor.

2-3 SAATLİK OPERASYON

Robotun ellerini 360 derece her açıda oynatabiliyorum, ince dokulara dikiş atmak robotla çok kolay. Hastayı ful narkozla uyuttuktan sonra göbeğinin ortasından küçük bir iğneyle içeriye karbon dioksit gazı basıyoruz. Göbek çadır gibi şiştikten sonra normal kurşun kalem inceliğinde açtığımız 4 deliğe robotun kollarını yerleştiriyoruz. Birisi gözleri olan mercek, ikisi içerde çalışacak elleri, dördüncüsü ise asistanımın bana yardım ettiği kol. Prostatı mesaneden ve rektumdan ayırıp parçaları küçük bir torbanın içine koyup ameliyat sonunda çıkarıyoruz. Ameliyat 2-3 saat kadar sürüyor, sonuç kansız, tertemiz. Robot hem büyütüyor, hem de üçboyutlu gösteriyor, bol da ışık verdiği için pırıl pırıl bir ameliyat oluyor. Halbuki açık ameliyatlarda çok kanama olduğu için çalışılan bölgeler kolay görülmez, cerrah ancak elleriyle anlayabilir. Robotta hissetme olayı yok ama, buna karşılık çok daha iyi görüntü var. Biraz tecrübe kazandıktan sonra göz kararı, el kararı kadar hassas olabiliyor.

HEMEN TABURCU OLUYOR

Ben gözümle rahatça bütün dokuları ayırt edebiliyorum. Robotla yapılan ameliyatlar daha ucuz, çünkü hastanede en fazla 2 gece kalıp hemen evine gidiyorsun. Belki birisi midenize vurmuş gibi olursunuz ama, kesildim, bayıldım, yürüyemiyorum diye bir olay yok. Evine git, hemen banyoya girip rahatça duşunu al. Açık ameliyatta ise hastanın en azından bir hafta hastanede yatması gerekiyor, zaman ve paraya israfı.

YEŞİL IŞIK AMELİYATI

‘‘Yeşil ışık’’ dediğiniz lazerle yapılan yakmalar prostat kanserlerine uygulanmaz. Gözünüzün önüne bir portakal getirin, sadece içi değil dışı da önemli, hepsini çıkartmak gerekiyor. Dışına yapışmış sinir ve damarları kenarda bırakıp tümürü tamamen çıkartacaksınız. Yeşil ışık büyümüş prostatın bazı köşelerini yakabiliyor, bir parçasını eritip idrar yolunu açıyor.

Cinsel ilişkinin yüzde 90’ı beyinde bitiyor

- Bence dünyada herkesin seksi açık açık konuşması, Viagra sayesinde oldu. Beklentiler giderek yükseliyor. Mesela geçenlerde senede 4 kere seks yapması mucize olan bir yaşlı hastam, bunun kendisine yetmediğini söyledi. Bir başka hastam ise sevgilisiyle çok iyi seks yapıyormuş, eşiyle aynı duyguları yaşamak için benden Viagra istedi. Aslında cinsel ilişkinin yüzde 90'ı beyinden; şimdi ben sinirini bozayım, iki gün yapamazsın, yapsan da beğenmezsin. Şimdi gelelim sizin sorunuza, bu konu hiç hafife alınmamalı aslında. Sertleşme dediğimiz, kan damarlarının genişleyerek penise kan dolması. Bunun aksini yaşayan hastalarda en çok iğne tedavisi ve protez uyguluyoruz.İğnenin etkisi genelde 2 saat ama, bir hastamda bu süre 6 saati geçmiş. O zaman affedersiniz taş gibi olan peniste çok feci ağrılar başlıyor, doğru hastaneye. Penisin içindeki kan pıhtılaşmış, adam kalp krizi gibi penis krizi geçiriyor. Hastanede pıhtılaşmış kanı çok büyük bir iğneyle çıkarttık ama, bir daha çalışır hale gelmesi kolay değil.

Protez peniste en çok içten takmalı isteniyor

- Protez penislerin bir dış pompalısı var, bir de iç pompalısı. Bizde en çok iç takmalı olanlar tercih ediliyor. 3 parçalı modellerde parçanın biri penis, biri mesanenin yanında rezervuar, öteki de pompa. Bunlardan herhangi biri arıza yaptığında veya iltihaplanma olduğunda hepsi sökülüyor. Yerine yenisini takmak mümkün ama, çok riskli, o da iltihap kapabilir.

Kafein masanenin can düşmanı

- Kafeinin mesanenin can düşmanı olduğunu hiç aklımızdan çıkarmayalım. Kafeinli kolalar içtiğinizden daha fazlasını dışarı verdirtir. Kafein, böbreği hızlandırdığı için vücudu susuz bırakır. Mesaneniz boş olsa bile yine idrara çıkma hissi duyarsınız.

Tuzdan vazgeçin

- Domatesin prostat kanserini önleyici olduğu söylenince piyasaya domates hapları bile çıktı. Çinko da belki yararlı ama, haftada 5 kere yeşil sebze yiyen insanların böyle vitaminlere para vermesine gerek yok. Bunlar her akşam et yiyen, tuzlu, yağlı fast food gıdalarla beslenenlere lazım. Yemeğinize tuz ekmekten vazgeçin, hatta ‘‘low salt’’ da kullanmayın. Kullanırsanız böbrekte potasyum ile sodyum yer değiştirir, potasyumu atarsın ama, sodyum birikir.

Taşa karşı limonata

- Böbrek taşı hastalığı olanlar bol bol limonata içmeli. Çünkü limonun içindeki asit, kalsiyumu bağlayıp idrarla dışarı attırır. Bu demek değil ki, limonata böbrek taşını yok eder, sadece önleyebilir.

Sakatat, cinsel gücü artırmıyor

Hayatımda hiç koç yumurtası, ciğer, böbrek yemedim. Koç yumurtasının cinsel gücü arttırdığı sözleri sadece bir fantezi. Çünkü vücuttaki proteinler 106 derecede çözülür, hiçbir etkisi olmaz. Pişmeden yersen, bu sefer de midedeki asitler onu sıfıra getirir.

Prostat ağrısı çeken 30'lu yaşlardaki iltihabı olmayan hastalarımdan bazılarını akupunktura gönderiyorum. Onların dediğine göre, bir çeşit spazm olan ağrıları birkaç seansta geçiyormuş.

Kendi sağlığıma dikkat ederim, üstelik ailemde prostat kanserli var. Henüz 40 yaşına gelmediğim için PSA tahlili yaptırmadım. Son 6 ayda jimnastiğe gitmeden, sadece mantıklı bir yemek tarzıyla 25 kilo verdim. Sabahları yoğurt, kahve, öğlenleri yoğurt ve kahve, akşamları ise küçük bir porsiyon ızgara balık veya tavuk ile meyve yiyerek.

11 Eylül'den sonra bütün korkularım yok oldu, artık her an, her şeyin olabileceğini düşünüyorum. Her saniye korku içinde yaşamaktansa öl daha iyi.

21 yaşımda pilot brövesi aldım, en büyük zevkim tek motorlu Cessna'yla New York üstünde ailemle birlikte tur atmaktı. Şimdi özel uçakla kent üzerinde dolaşmak yasak. Ayrıca dalgıç ve yelkencilik brövelerim de var. Hepsinin üstündeki hobim ise 6 yaşındaki oğlum Kent'le oynamak, ona bildiklerimin en az iki katını öğretmem lazım.

Bamyayı hayatım boyunca sevemedim, sümüksü yapısı ve kokusu midemi kaldırıyor.
Yazarın Tüm Yazıları