Paylaş
Onunla telefonda en son konuştuğumda, ameliyatla sonuçlanan korkunç bir safra kesesi krizi geçiriyordum. Telefonda sadece inlemekle kalmıştım.
Yüzünü dünya gözüyle son görüşüm de, sanırım 1995 Mayısı'dır. En son Erdal İnönü'nün kitap kokteylinde Pembe Köşk'te karşılaşmıştık.
Bunları, birçoklarının benim Tansu Çiller'le sık sık görüştüğümü zannettiklerini bildiğim için yazıyorum. Bu sanıyı çürütmek benim için önemlidir. Çünkü burada yazdıklarım benim kendi düşüncelerimden ibarettir.
Ancak Tansu Çiller'in telefonla beni araması her ne kadar sürpriz olduysa da, elbette önemli bir haberdi. Üstelik söylediklerinin içinde bir tanesi cımbızla çekilip ayıklanacak kadar güzeldi.
‘‘İçimde yeni bir can taşıyor gibiyim. Artık yepyeni bir Tansu olacağım'' dedi.
Ben de ‘‘Benim yıllardır özlediğim Sarışın Güzel Kadın'a ulaşmanızı dilerim'' cevabını verdim. Telefondan tatlı bir gülücük geldi.
Bu cümle benim için çok önemliydi. Çünkü, ona özellikle 1995 Nisanı'ndaki Japonya gezisinde Türkiye ile birtakım gerçekleri anlatmaya çalışmıştım. Demokrasi ve insan hakları konusunda açıklamalar yapmıştım.
Türkiye'ye döner dönmez, işkenceyi yasaklayan bir genelge yayınlamıştı.
Ama o kadarla kalmıştı.
* * *
‘‘Artık yepyeni bir Tansu Çiller olacağım, çünkü artık çok şey gördüm, birçok deneyimim oldu. Bu kadar deney sonrası insanın kendini yenilememesi imkânsızdır.''
Bunları Tansu Çiller mi söylüyor diye bir an düşündüm. Ama karşımdaki oydu. Üstelik devam ediyordu:
‘‘Bunlar'' diyordu, ‘‘tek tip üretime yöneldiler. Tek tip insan, tek tip kurum, tek tip eğitim, tek tip hukuk yaratmaya çalışıyorlar. Tek tip Meclis istiyorlar. TBMM'yi de Danışma Meclisi gibi kullanmak hevesindeler.''
‘‘Hay ağzına sağlık'' diye düşündüm.
Bana soru sorma fırsatı bile vermeden devam etti:
‘‘Birkaç gün sonra Susurluk'a gideceğim. Hani benim çeteler kurduğumu iddia ediyorlardı ya, Almanya'dan da her şeyin belgeleri geldi. Bunların tümünün yalan olduğu ortaya çıktı. Ben gene de Susurluk'a gideceğim. İşte, diyeceğim, ben buradayım. hani çeteler nerede, sizler neredesiniz?''
Elhak bu kadında mangal gibi yürek vardı.
* * *
Ne düşündüğümü bilirmiş gibi, ‘‘Hiçbir şeyden korkmuyorum, çekinmiyorum'' diye sürdürdü konuşmasını. ‘‘Halka yeni Tansu Çiller'i anlatacağım ve halk beni anlayacaktır. Halk bizim demokrasi davamızı anlayacaktır. Karanlık hükmünü daha fazla sürdüremeyecek, aydınlık karanlığı yenecektir.''
‘‘Öyle bir Tansu çiller görecekler ki'' diye ekledi; ‘‘Umarım erkekler bundan sonra kadın dövmekten vazgeçeceklerdir.''
‘‘Erkeklerin kadın dövmekten vazgeçmelerinin tek koşulu hatırı sayılır bir kadın dayağı yemeleridir'' dedim.
Kahkahayı bastı.
Paylaş