Satrançta hile yapılamaz

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Yirmi sekiz Şubat sonrası, adını şimdi hatırlayamadığım bir komutan, ‘‘Hukuk mu kaldı?'' demişti. Bu sözü, gene yanlış hatırlamıyorsam, Erzurum Jandarma Bölge Komutanı'nın yaptığı konuşmanın eleştirilmesi üzerine söylemişti.

Söz konusu üst rütbeli komutanın söylediği kısa sürede doğru çıktı. Türkiye'de hukuk lafız olarak varlığını sürdürdü, ama ruh olarak yok oldu.

Aynı suçu işleyenlerden bir tanesi yargılanıp mahkûm edilirken, diğerine dokunulmadı. Çünkü aynı suçu işleyenler ayrı cephelerdeydiler.

Türkiye hızla cepheleştirildi. Adeta ülkenin tümünde bir seferberlik ilan edildi.

Aynı ülkenin yurttaşları, birbirleriyle kız alıp vermiş kan kardeşleri birbirlerine düşman ilan edildiler. Gece kardeş yatanlar, sabah düşman kalktılar.

Buna onlar da şaşırıp kaldılarsa da ellerinden bir şey gelmedi.

Herkes birbirini jurnallemeye başladı.

* * *

Ne var ki, bir ülkeyi koruyan temel unsur, ‘‘hukuk''tan ibaretti. Bu kavram, ‘‘hukukun üstünlüğü'' şeklinde yansıtılırdı.

Hukukun üstünlüğünün sağlanması için hukukun bağımsızlığı mutlak şarttı. Hukuk, hiçbir etki altında kalmadan görevini yapabilirse ‘hukuk'tu.

Ama, artık ‘‘hukukun üstünlüğü'' kavramı da kalmadı. Bunun yerini ‘‘üstünlüğün hukuku'' aldı.

En temel hukuk kuralları göz göre göre ihlal edildi. Buna önce hukukçuların itirazı gerekirken sesleri bile çıkmadı.

‘‘Üstünlüğün hukuku''nun parolası ‘‘Hukukla olmuyorsa, güçle olur!'' şeklinde özetlenebilirdi. Bunun hayata geçirilmesi için hukuk kurallarının yerini güdümlü siyasetin alması gerekecekti.

Şimdi durum aydınlığa kavuştu. ‘‘Hukukun üstünlüğü''nün, ‘‘üstünlüğün hukuku'' şekline getirilmesiyle nelerin sağlanmak istendiği de apaçık ortaya çıktı.

Önce Memurin Muhakemat Kanunu'na rağmen bir üst rütbeli polis, askeri mahkemece tutuklanarak içeriye atıldı. Gene bu kanuna rağmen yargılanacağı anlaşılıyor.

Arkasından parti olarak beni zerrece ilgilendirmeyen RP'nin kapatılacağı da belli oldu. Demokrasilerde de siyasal partiler belirli koşullar varsa elbette kapatılabilirler, ama bu eylem, adamların savunmalarını bile almadan esas hakkında mütalaalar yazarak ve bunları gazetede yayınlatarak yapılmaz.

Cumhuriyet Başsavcısı, üstünlüğün hukukunun simgesi durumuna düşmez.

* * *

Hukukun üstünlüğü ilkesi tersine çevrilen bir devlet, filozofik anlamda da devlet olmaktan çıkar; ilkel bir anarşizmin pençesine düşer.

Dikkat edilmesi gereken budur. Kendi varlık sebebini bizzat ortadan kaldıran devletin geleceğinden daima endişe edilir.

Devletin temel ilkelerini hiçe saymak, satrançta hile yapmakla aynıdır. Satrançta hile yaparsanız ortada satranç oyunu kalmaz. Devlette ilke bırakmazsanız ortada devlet kalmaz.

Ve devleti, kurtarma adına batırırsınız.

Yazarın Tüm Yazıları