‘Gittin şimdi sen yoksun yanımda...’

Yavuz GÖKMEN
Haberin Devamı

Bazen görüntüler anlamları yok ederler. Mirkelam'ın bu enfes şarkısında da böyle oldu. Şarkının klibi anlamını, hatta melodisini öldürdü ve gömdü. Çünkü şarkıda bir görüntüsel devrim yaratılmak istenmişti ve bu muhteşem aşk şarkısı klipte siyasetle bağdaştırılmaya çalışıldığı için yok olup gitmişti.

Klip ticari amaç güttüğü için şarkının sözlerini de öldürdü. Bu güzelim sözler hafızalara asla kazınmadı ve bu şarkıdan akıllarda ve ruhlarda sadece Mirkelam'ın Mustafa Kemal Atatürk'ün sigarasını yaktığı sahne kaldı.

Oysa, Mirkelam, bir aşk şarkısı söylüyor ve şöyle diyordu:

‘‘Geçip giden zamanları bir yerlerde bulsam.

Sonra üzülsem, üzüldüğüme üzülsem

Gözyaşıma dalıp dalıp seni hatırlarım.

Gittin şimdi sen, yoksun yanımda

Bir şey istemem, neye yarar hatıralar.''

* * *

Oysa hatıralar bir işe yarıyorlardı. İnsanı insan yapan, ne şekilde olurlarsa olsunlar hatıralardı.

Nitekim ben İsviçre Alpleri'nde Allah'a ulaşma tırmanışlarımın arasında birçok şey hatırladım. Bir farkla ki, İsviçre'de dağlara tırmanmak kolaydı. İnanılmaz güzellikteki yollardan bir noktaya kadar çıkıyor, sonra teleferiğe biniyordunuz. Teleferik sizi bulutların arasından zirveye ulaştırıyor ve kolay bir savaş kazanmış komutan edasıyla aşağılara bakıyordunuz. Ama ben ne otomobili, ne de teleferiği seviyordum. Hiçbir zaman ulaşmak istediğim noktayla aramda aracı kabul etmediğim için, zirveden aşağı bakarken bir zafer sevinci değil, bir yenilgi acısı duyuyordum. İşte zirvedeydim.

Ama oraya nasıl geldiğimi biliyordum.

Talihin garip cilveleriyle zirveye çıktıklarını zannedenler, kendi çabalarıyla zirveye çıkanlardan şiddetle farklıdırlar. Bu farkı önce kendileri, sonra yakınları, sonra da bütün halk hisseder ve zirve sarhoşluğu bir süre sonra onların yerlerini dağlara dişleriyle, tırnaklarıyla kazıyarak çıkanlara bırakmalarıyla sonuçlanır.

Bu nedenledir ki, zirveye başka ellerce kondurulanlar, oradan mutlaka iner, ya en dipte kalır, ya da kendi çabalarıyla yeniden zirveye çıkarlar.

* * *

Hatıralar insanı bazen çok uzaklara, bazen de yakınlara döndürür. Ben Susurluk olayından sonra ‘‘Sürekli Aydınlık İçin 1 Dakika Karanlık'' eylemini bütün kalbimle desteklediğimi hatırlıyorum. O zaman bu eyleme demokrasi yanlısı herkesin ve özellikle demokrasi malulü Refah Partililerin katılmalarını istediğimi hatırlıyorum. Ama onlar o zamanlar bu eyleme çok cüzi biçimde katılmışlardı. Şimdi işitiyorum ki, kendi okulları ve kitapları adına bu eylemi başlatmak üzeredirler.

Demek ki, artık onlar da demokrasinin anlamını kavradılar ve Türkiye'de demokrasiden başka bir rejim amacı olamayacağını bilinçlerine kazıdılar. Işık söndürme eylemlerini saygıyla karışılıyorum ve geç kalmamış olduklarını sanıyorum.

‘‘Gittin şimdi sen, yoksun yanımda...'' Sadece şarkıdır.

Gerçekte hiçbir şey yitirmediğimize inanıyorum.

Yazarın Tüm Yazıları