Paylaş
Hiç kendinizi kendi ülkenizde yapayalnız hissettiğiniz oldu mu? Bazen sabaha karşı uyandığınızda uykunuzdan, nerede olduğunuzu hatırlayamadığınız? Peki ya, bazı günler sokağa çıkmayı hiç istemediğiniz ve bazı günler de, evinizi bulamadığınız?
Tanıdığınız insanların tümünün adlarını ve yüzlerini hiç unuttunuz mu? Tanımadığınız insanları tanıdıklarınıza benzeterek yanlarına gidip konuştunuz mu?
Onlar ‘‘Ben o değilim'' dediklerinde inanmayıp ısrar ettiniz mi? Size deli imişsiniz gibi baktılar mı? Siz de onlar için ‘‘Bunamışlar'' diye düşündünüz mü?
Televizyon seyrederken dalıp gider misiniz arada bir?
Birtakım demeçlerin yıllardır aynı kelimelerden ibaret olduklarını nihayet anladığınızda ne düşündünüz?
Yoksa bunu hâlâ anlamadınız mı?
Düşünmenin yasak olduğu öğretilen bir eğitimden geçtiğinizin farkında oldunuz mu hiç?
Size dikte edilenleri sorgulamaya kalkışacak cesaretiniz oldu mu?
* * *
Mutsuzluğun ya da mutluluğun ne olduğunu hiç tartıştınız mı? Yaşamın ne anlama geldiği konusunda iki satır yazdınız mı bir kâğıt parçasına?
Son zamanlarda doyasıya bir kahkaha attınız mı acaba? Ya da kıyasıya bir kavgaya karıştıktan sonra kucaklaşıp barıştığınız oldu mu?
Ya da canınız hiçbir şey istemiyor mu bir süredir.
Ve olan bitenleri kavramakta güçlük çektiğiniz mi oluyor?
‘‘Adam sende'' mi diyorsunuz, yoksa derinliğine inmeye çalışıyor musunuz olayların?
Her okuduğunuza inanmak gibi bir huy mu gelişti içinizde. Yoksa artık hiç ama hiçbir şeye inanmak gelmiyor mu içinizden.
Bir şeylerin yanlış ve karanlık olduğunu fark ediyor ama kimliklerini ve nedenini bulamıyor musunuz?
Ara sıra, enayi yerine konduğunuzu düşündüğünüz oluyor mu?
Bana bunların bir kısmı oluyor. Ben artık ülkemi tanımakta güçlük çekiyorum. Birçok şey bana yabancı gelmeye başladı.
Ülkem, kentim bana yabancı gelmeye başladı. Gazeteler, TV istasyonları bana yabancı gelmeye başladı.
Kazalar, cinayetler, işkenceler, dayaklar, beni isyan ettiriyor.
Devletin insanına bu denli saygısızlığı beni isyan ettiriyor.
* * *
Attila İlhan'ın ‘‘gece buluşması'' şiirindekilere benzer duygular içindeyim. ‘‘Bunlara ait ne varsa beni korkutuyor ve bana empoze edilmeye çalışılan şeylerden hiçbiri bana ait değil.''
‘‘Belki gelmem, gelemem. Beş dakika bekle git'' demeliyim; diyemiyorum.
Attila İlhan, ‘‘Çünkü ben buradayım, karanlıktayım'' diyor.
Biliyorum hepimiz, bize aydınlık diye sunulan karanlıkta yaşıyoruz.
Kazalar, cinayetler, işkenceler, baskınlar, dayaklar, savaşlar ve nümayişler arasında yaşıyoruz.
Bunlara, aydınlığın kıymetini bir daha unutmamak için dayanacağız.
Paylaş