Paylaş
Efe iki hafta önceki yazının ertesi günü gitti veterinere. Talay Bey’le aramıza kıtaları ayıran bir deniz ve uydurulamayan iki program girince mecburen başka bir veterinere gittik. Zeytin’in annesi Banu, PetPark’tan Hakan Ruhbaş’ı önerince kendimizi Bakırköy’deki kliniğe attık.
Efe’nin fiziksel muayenesinden önce diş etlerinin fotoğrafını çekip elektronik postayla yollamıştık ama yine de neyle karşılaşacağımızı kestiremiyorduk.
PetPark’taki ilk muayenede dişlerinin genel durumu veterineri şoke etti. Efe sanki çikolata ve şekerlemeyle beslenmiş ve hiç fırça yüzü görmemiş bir çocuğun dişlerine sahip. Dişlerinin kötü durumda olmasının sebebini biliyoruz aslında. Daha birkaç aylıkken öldürmeye yakın şiddette bir hastalığa yakalandığı ve paket paket antibiyotik içtiği için...
Veteriner Hakan Bey muayeneden sonra Efoş’u o gün orada tutup birkaç test yapmaya karar verdi. Test sonuçlarına göre de akşam üzeri küçük bir operasyonla kistlerin en azından birini alıp patolojiye yollamaktı plan. Bunu duyunca rengim attı. Herif zaten zayıf bünyeli, yaşı da 10; çok korktum anesteziden. Başka çözüm olmadığına ikna olunca sustum.
Bir anestezist eşliğinde diş etlerinin arasındaki kistlerin biri alındı. O sırada derinlemesine bir diş temizliği de yapıldı. Akşam veterinerin özel aracıyla eve gelen Efoş sakin ama hafif sersem gibiydi. O akşam yemesi ve içmesi yasak olduğu için yatağına kıvrıldı yattı. Bizimkine daha doğrusu...
Anestezi almış bir hayvan her zaman yüreğimi acıtır. Daha önce kısırlaştırma ameliyatı olan kedilerim saatler sonra bile sersem gibi olmuşlardı. Hele Karaçi’nin kendine gelmesi nerdeyse bir günü bulmuştu. Neyse ki Efe o halde gelmedi.
Patoloji raporunun gelmesiyse bir hafta sürdü. Kulağımız telefonda bekledik. Ama gelen sonuçla rahatladık.
Bizim beyefendinin sorunu, şiddetli diş eti yangısıymış. Ama öyle yangı falan deyip geçmemek gerek, fena bir şey. Birkaç sebepten oluşurmuş. 1) Bağışıklık sisteminin çökmesi veya zayıflaması 2) Dişlere yeterli bakım yapılmaması.
Dişlere yeterli bakım yapılmamasının altında, kuru mama yemesi gerekirken verilen ev yemekleri de dahil. Annem sağolsun, utanmasa köpeklere beyaz örtüde tabak servisi yemek sunacak. Makarnadan sebzeye, her şeyi yediriyor Efe’yle Zeze’ye.
Bağışıklık sistemini baskılayan sebepler arasında ise birçok şey var. Hastalıktan strese gayet geniş bir yelpaze... Köpeklerin duygusal yapılarını gayet yakından bildiğim için özellikle stresi hiç garipsemedim. Bu arada raporun çıkmasını beklerken uyguladığımız tedavi de çok iyi sonuç verdi. Sonuçların geldiği gün Efoş’un ağzındaki şiş kırmızılıklar neredeyse yok olmuştu.
Uzun lafın kısası, Efe bey bundan sonra kesinlikle konserve mama ve ev yemeği yemeyecek. (Annecim, sen bu kısmı üç kere oku istersen) ve özellikle stresten ve kortizon içeren ilaçların kullanımından uzak duracak. Son olarak, düzenli olarak diş kontrolü yapılacak. Hem adada çok uzun bıraktık hem de kontrolünü ihmal ettik.
Bu sefer ucuz atlattık, inşallah bir daha böyle korkutmaz bizi Efoş.
Paylaş