Hafta sonu annemlerin evde olmadığı günü kollayıp, sabah vapuruyla adaya gittik ve Efe’yi geri kaçırdık.
Akşam eve döndüğümüzde ilk olarak nereye gideceğini unutmamıştı; küvete. Bu sefer sadece ayak yıkatmakla kalmayacağını da tahmin ediyordu muhtemelen. İki şampuan ve dört posta taramadan sonra hâlâ simsiyah sular ve yumak yumak tüy vardı küvette. Annemler sağ olsun, canı acır diye taramıyorlarmış meğerse. Yıkanır yıkanmaz yatağına gitti, üstünde polar THY battaniyesiyle sabaha kadar uyudu. Annemlerde öğrendiği tek iyi şey bu; bizimki yerine kendi yatağında yatıyor bir hafta falan. Bizi en çıldırtan huyu da, annemin ev yemeği katkılı mamalarından sonra eve döndüğünde sade kuru mamayı reddetmesi. Neyse, bugün Efe’den daha çok adayı yazmak istiyorum aslında. Büyükada bu mevsim çok tehlikeli! Kötü anlamda değil tabii ki. Bir saatliğine bile gitseniz, İstanbul’a kucağınızda iki kedi yavrusuyla dönmeniz işten değil. İskeleden eve kadar olan beş dakikalık fayton yolculuğunda gördüğümüz yavru kedileri sayamadım. Büyükada kedileri güzeldir de, hepsi uzun uzun tüylü, ayrı bir ırk sanki. Bu mevsimde görüntüleri güzel. Bir de kışın gitmek lazım! Şimdi hepsi bakımlı, tombik. Ama havalar soğudukça, adalar kış ıssızlığına mahkûm olmaya devam ettikçe bu güzelim topalak yavrular aç kalıp gün gün eriyecek, bahar geldiğinde çoğu kışı çıkaramamış olacak. Arka sokaklardan, ormandan hiç bahsetmiyorum bile. Orada yazın bile sefalet içinde yaşayan köpek aileleri var. Ve hatta ölüme terk edilmiş atlar! Bu adada barınak yok mu diyenlere: Büyükada Barınağı’nın durumu hiç iyi değil. Kışın bazı hayvanseverler toplanıp adaya mama yardımı yapıyor ama çok yetersiz kalıyor. Üstelik sırf mama değil ki ihtiyaç. Barınağın kapasitesi ve bakım koşullarının iyileşmesi, aşı, sevgi, kısırlaştırma... Hepsi birden lazım. Bugün izninizle iki öneride bulunmak istiyorum; 1- Adalar’ın yeni bir belediye başkanı var, Mustafa Farsakoğlu. Sevilen, insana ve doğaya saygılı, harika biri. Biliyorum, Adalar’ın ciddi bir bütçe problemi var ama bir kampanya düzenlese, Adalılar da ellerini ceplerine atsa, şu sahipsiz hayvanların en azından bir kısmı kısırlaştırılsa? 2- Kış gelirken hayatına bir kedi sokmak isteyen birçok kişi duyuyorum çevremde. Onlar ve siz; bu hafta sonu birkaç saatinizi ayırıp Adalar’a doğru uzansanız? Hem temiz hava alırsınız hem de onlarca yavru kedi arasından birini sahiplenirsiniz. Olmaz mı? Yanınızda biraz mama, su ve plastik kap da götürürseniz, sokak aralarına, köşelerine bırakır, sevap işlersiniz.