Ben veya sevgilim gece ne zaman kalkacak olsak, döndüğümüzde yerimizde Efe’yi yatar buluyoruz. En çok da bana oluyor tahmin edeceğiniz gibi. Leyla ağladı, kalk, Leyla acıktı, kalk, Leyla susadı, kalk derken Efoş sağolsun, yataktaki yerim hiç soğumuyor
Okurlarımızdan destek istediğim, ‘Efe geri dönsün’ kampanyasında mutlu sona ulaştık. Efe, iki hafta önce uzun yaz tatilini bitirdi, eve geldi. Eve dönüş bir anlamda yatağa da dönüş oldu bizimki için. Annem bütün yaz, “Efe artık yatağa girmemeyi öğrendi, sakın almayın” deyip durdu. Nitekim geldiğinden beri geceleri çoğunlukla yatağında yatıyor ama ne zaman ben veya sevgilim kalkacak olsak, döndüğümüzde yerimizde yatar buluyoruz. En çok da bana oluyor tahmin edeceğiniz gibi. Leyla ağladı, kalk, Leyla acıktı, kalk, Leyla susadı, kalk derken Efoş sağolsun, yataktaki yerim hiç soğumuyor. Gecede beş kere falan “Hadi oğlum kenara kay”la başlayıp, “Efe, sana çabuk kalk dedim”le biten monologlar duyuluyor yatak odamızda.
ÖNDE EFE, ARKADA LEYLA
Efe’nin yokluğunda taşındığımız için yeni evi yadırgayıp yadırgamayacağını merak ediyorduk. Kapıdan girer girmez deli gibi oradan oraya giderek yeni evimizin her köşesini kokladı. Odalara milyon kere girdi, çıktı. Sonunda baktı ki mekan farklı ama kokular, mobilyalar aynı; orasının ev olduğuna karar verdi ve “mmmhhh” diye bir ses çıkartıp koltuğa kıvrıldı. Geldiği saatte Leyloş uyuduğu için karşılaşamamışlardı, vuslat sabah gerçekleşti. Bizim evde her şey tersinden olur ya, bu sefer de düzeni bozmadık. Leyla Efe’den korkacağına, Efe Leyla’dan korkuyor. İlk üç gün, bizim yer cücesi “ıh ıh ıh” diye peşinde emekliyor, Efe evin içinde kaçacak yer bulamıyordu. Normalde bu aylarda bebeklerde yaşanan yabancı korkusu, ki uzun süre görmedikleri kişilerden de korkabiliyorlar; Efe’de ortaya çıktı anlayacağınız. Şimdi her şey normale döndü Allah’tan. (Annecim, sen buradan sonrasını okuma lütfen.) Leyla Efe’nin peşinde emeklerken veya halının üzerinde oynarken Efe geliyor, Leyla’yı şapırt diye yalıyor, o da kahkahalar atıyor. Bir de, en korktuğum şey başımıza gelmedi diye çok mutluydum. Efe’nin kumaş oyuncaklara ve küçük plastik objelere bir merakı var. Özellikle de ötenlere. (Köpek olduğundan olsa gerek!) Leyla’nınkileri çalıp kemirecek diye endişelenmiştik. Ama mutluluğum kısa sürdü. Başta hiçbirine ilgi göstermezken şimdi ufak ufak banyo sonrası küvet oyuncaklarını kaçırmaya başladı. Dün akşam eve geldiğimizde ise bizi karşılmak için seçtiği şey, Leyloş’un bebeğiydi. Ağzında vik vik öten bebekle kıçını sallayıp durdu sevinçten.
DÖNDÜ AMA...
Efe eve dönsün kampanyasını bu sayfaya taşımadan çok daha önce başlatmıştım aslında. En az iki aydır her gün söyleniyordum, yine gelmedi diye. Meğerse bir bildiğim varmış. İçgüdülerime güvenirim, bu sefer de beni yanıltmadılar. Efe geldikten hemen sonra veterinerine gitti. Poposundan dişine, tırnağından aşısına 10 bin kilometre bakımına girdi. Maalesef muayenede ağzında iki tane kist gördü doktoru. Kötü huylu olabileceklerinden şüphelendi, içimiz cız etti. Çaktırmıyoruz ama sevgilimin de benim de aklımız sürekli onda. Şimdi ilk plan Efoş’u köşe komşum Talat Gülbay’a götürmek olacak. Zira Talat Bey köpek kanserlerinde uzman bir veteriner hekim. Telefonda ilk konsültasyonda korkmamamızı, ağızda görülen kistlerin genellikle iyi huylu olduğunu söyledi. Dilerim bu konudaki bir sonraki haberim olumlu olur.